๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 26 Ocak 2011, 16:06:40



Konu Başlığı: Veda haccı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 26 Ocak 2011, 16:06:40
VEDA HACCI

 

Veda Haccı, Onuncu Senede Yapılmıştır;
 

Bu konunun kaynakları, Câbir, Hz. Âişe, İbn Ömer ve daha başka sahâbîlerden (r.anhum) gelen hadislerdir. Bu hadislerde an­latıldığına göre Veda haccı şöyle yapılmıştır:

Rasûlullah (s.a.), Medine'de hac yapmadan dokuz sene kal­mış, sonra onuncu sene Rasûlullah'ın (s.a.) hac yapacağı ilan edil­miştir. Bunun üzerine insanlar Medine'ye bölük bölük gelmeye başlamışlardır. Rasûlullah (s.a.) Medine'den çıkmış ve Zülhuley-fe'ye gelmiştir. Burada yıkanmış, koku sürünmüş, mescidde iki re­kat namaz kılmış, bir izar ve ridâ[669] giyinmiş ve ihrama girerek , "Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyk lâ şerike lek, inne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mülk, lâ şerike lek" diyerek telbiye[670] getirme­ye başlamıştır. [671]

 
Rasûlullah'ın (S.A.) Haccının Türü;
 

Rasûlullah'ın (s.a.) haccıyla ilgili iki hususta ihtilâf edilmiştir:


i. Yaptığı bu hac, hacc-ı ifrâd mıydı, yoksa temettü haccı mıy­dı? Yani umreden çıkmış ve hac için yeniden ihrama mı girmişti? Yoksa sadece hac için ihrama girmişti de, sonra Cibril kendisine hac üzerine umreyi de katmasını mı işaret etmişti ve o da bunun üzerine, haccı tamamlayıncaya kadar ihram halinde kalmış, kur­ban sevkettiği için de ihramdan çıkmamıştı?

ii. RasûluIIah (s.a.), telbiyeyi ne zaman getirmeye başlamıştı; namaz kıldığı anda mı, devesine bindiği anda mı, yoksa Beydâ tebesine çıktığı anda mı?

İbn Abbâs, insanların peyderpey gelip Rasûlullah'a (s.a.) ka­tıldıklarını ve her grubun kendi gördüğünü daha sonra rivayet et­tiğini ve dolayısıyla ihtilâfın buradan kaynaklandığını, Rasûlul-Iah'ın (s.a.) ilk telbiye getirişinin iki rekat namaz kılmasının he­men arkasından olduğunu söylemiştir.

Yıkanması ve iki rekat namaz kılması, Allah'ın nişanelerine saygı göstermeyi daha açık bir şekilde ifade edeceği içindir. Hem bu, niyetin sırf Allah için olduğunu, Allah'a tâate Özen gösterildiği­ni açık bir fiille munzabıt hale sokmak demektir. Keza bu şekilde elbisenin değiştirilmesi nefsi uyarır ve Allah Teâlâ için tevazu ha­line bürünmesini sağlar.

Koku sürünmesine gelince, ihram toz toprağa belenme ve pej­mürde bir hal alma demektir. Bu durumda, uzun sürecek olan bu pejmürdelik halinin önceden kısmen telafisine çalışmak gereke­cektir.

Telbiye için yukarıda geçen duayı seçmesi, sahibinin emirleri­ni yerine getiren kölenin ifadesine benzer olmasındandır. Cahiliye döneminde insanlar, Allah'a ortak koştukları putları tazim eder­lerdi. RasûluIIah (s.a.), "Lâ şerike lek" cümleciğini ekleyerek, onla­rın bu davranışlarını reddetti ve müslümanların telbiyelerini onlarınkinden ayırdı.

Telbiye yanında, Allah'tan rızasını, cenneti ve rahmetiyle mu­amele edip affetmesini ve cehennemden uzak tutmasını istemek de müstehaptır. [672]         



[670] Manası: Buyur Allah'ım buyur!  Buyur Allahım, Senin ortağın yoktur; şüphesiz övgü sana mahsustur, nimet ve mülk senindir, senin ortağın yoktur.

[671] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/191.

[672] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/191-192.