Konu Başlığı: Ümmetin her kesimine yönelik nasihatları Gönderen: Sümeyye üzerinde 16 Şubat 2011, 18:23:10 6. ÜMMETİN HER KESİMİNE YÖNELİK İRŞAD VE NASİHATLARI Şah Veliyyullah Dihlevî, toplumda genel bir bozulma olduğunu görmüş ve insanlara içlerinde bulundukları halleri hatırlatarak, ne yapmaları gerektiğini nasihat yoluyla belirtmiştir. Bu meyanda çeşitli kesimlere şöyle seslenmiştir: Lâyık olmadıkları halde baba veya mürşidlerinin postlarına oturanlara: “Ey -bu gibi- insanlar! Niçin böyle her biriniz kendi reyini beğenerek bölük bölük ayrıldınız da Allah Teâlâ’nın insanlara rahmet, lütuf ve hidayet olarak gönderdiği Tarîkat-ı Muhammediyye’yi terkettiniz... Kendi kendiniz eğri yolda olduğunuz halde hep birer imam kesiliyor ve doğru yolun yalnız kendinizinki olduğunu iddia ile buna davette bulunuyorsunuz... Biz dinini menfaati karşılığında satan bu gibi yolkesicilere razı değiliz...” İlim taliplerine: “Ey kendilerine âlim diyen akılsız kişiler! Yunanların köhnemiş ilimleriyle ve sarf, nahiv, maanî.., ile meşgul oldunuz, bunlara da ilim dediniz. Asıl ilim Allah’ın kitabı ile Rasûlullah’ın (s.a.) sünnetidir... Fukahanın hükümlerine uydunuz, onların reylerine takılıp kaldınız da, zaman bunlara uymuyor diye nassları terkettiniz, din bu mudur?!... İnanıyorsanız, peygamberinize uyunuz; onun hadisleri bir mezhebe uysun uymasın, ona tabi olunuz!...” Vaizlere, tekke âbid ve zahidlerine: “Ey sofular! İniş, yokuş yürüdünüz, kuru yaş topladmız; insanları uydurulmuş, dinde aslı olmayan birçok şeye davet ettiniz. Kolaylaştırmak için gönderildiğiniz halde güçlük çıkardınız, kendilerine hakim olamayan (ne dediklerini bilmeyen) âşıkların sözlerine sanidiniz; halbuki onlar susatırlar, fakat susuzluğu gideremezler...” İdarecilere: “Ey idare edenler! Allah’tan korkmaz mısınız?! Geçici lezzetlere dalıp idare ettiklerinizi kendi hallerine terkettiniz. Birbirini yiyorlar, ne günah biliyorsunuz, ne de ceza... Zayıfı eziyor ve yiyor, kuvvetliyi bırakıyorsunuz...” Askerlere: “Allah Teâlâ sizleri cihad için, Allah’ın dinini yüceltmek, İslâm’a hizmet etmek için istemiştir. Halbuki siz silahınızı menfaatiniz için saklıyor, bunun için kullanıyor, her türlü günahı işliyorsunuz... Halka zulmediyor, yediğîiıizin neden ibaret olduğuna aldırmıyorsunuz...” İş sahiplerine: “Ey iş ve zanaat sahipleri! Emanetleri zayi ettiniz ve ibadetleri terkettiniz. Servet yapıp bunu içki, kumar ve fuhuşta yiyip bitiriyorsunuz.” Bütün müslümanlara: “Güzel ahlâkı terkettiniz, ruhunuza egoizm ve şeytan hâkim oldu, kadınlar erkeklere kafa tutuyor, erkekler kadınların hukukuna riayet etmiyor, size helâl acı, haram tatlı geliyor... İbadetleri terkettiniz, çeşitli hurafe ve bidatlara uydunuz. Bu tenkit ve tesbitler Şah Veliyyullah Dihlevî’nin -dinî gayreti yanında-, görüş açısının ne kadar geniş ve ihatalı olduğunu göstermektedir. Şah Veliyyullah Dihlevî, toplumun her kesimine yönelik bu türden nasihatlarla yetinmemiş, aynı zamanda ülkede yaygın halde bulunan pek çok bid’ata, Hindu geleneklerine uymaya karşı da sert bir şekilde mücadele etmiş, insanları uyarmıştı. Bu cümleden olmak üzere kocası ölen kadının bir daha evlenmemesi, mehirlerde aşırılığa kaçılması, mutlu günlerde, düğün ve bayramlarda, yas günlerinde israfa kaçılması.., konularına dikkat çekmiştir.[33] Böylece o, müslümanların geçmişlerini olduğu kadar halihazır hallerini de ele almış ve son derece şümullü bir biçimde tahlile tabi tutmuş ve ümmetin ıslâhı için gerekli her türlü çabayı göstermiştir. [33] et-Tefhîmâtul-ilâhiyye, 2/ 246-247, el-Vasâyâ (Farsça), s. 24'den. |