> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Hüccetullahil Baliğa > Teşrî siyaseti
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Teşrî siyaseti  (Okunma Sayısı 1037 defa)
09 Şubat 2011, 18:26:57
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 09 Şubat 2011, 18:26:57 »



Teşrî Siyaseti: Teşri Esnasında İzlenen Tavır:


Teşrî esnasında nasıl bir tavır sergilendiğini öğrenmek işiti­yorsan doktorun halini düşünmelisin. Bilindiği gibi uzman bir dok­tor, hastalarını tedavi esnasında, onlara hastalıkları hakkında bilgi verir ve onlardan inceliklerini asla kavrayamayacakları bir ta­kım şeyleri yapmalarım ister. O, duyularla algılanabilen hastalık belirtilerini, gizli olan hastalığı teşhise yarayacak bir yol olarak kullanır. Meselâ cildin kırmızılığından ve diş etlerinin kanamasın­dan kanın bünyeye galebe çaldığı sonucunu çıkarır. Yani zahir olan bu belirtileri, gizli bulunan hastalığın yerine ikame eder. Hastalığın şiddetine, hastanın yaşına, memleketine, mevsime, ila­cın kuvvetine.., bakar, bütün bunların sonucunda hastaya uygun gelecek ilaç miktarını belirler ve hastaya o ilacı kullanmasını söy­ler. Muhtemelen gözlemlerinden genel bir kural da çıkarır. Bu yi­ne mazinnenİn (belirtiler), hastalığın sebebi yerine ikame edilme­si, tedavi edici olarak belirlediği ilaç miktarını da, insanı hasta eden unsurun giderilmesi, ya da bedene zarar verici halden bir başka hale dönüşmesi makamına ikame yoluyla olur. Böyle bir genelleme sonucunda meselâ şöyle der:

“Kimin cildi kızarır ve diş et­leri kanarsa, tıb kuralları gereği onun aç karnına iğde (unnâb) şu­rubu ya da bal şerbeti içmesi gerekir. Kim de bunu yapmazsa, çok sürmez ölür.” Veya:

“Kim şöyle şöyle hazırlanmış bir macundan bir miskal kadar alırsa, ondan şu şu hastalık gider”, ya da

“Filanca hastalıktan korunmuş olur” şeklinde bir genellemeye gider. Sonra, tecrübe ve bilgi sonucu ulaştığı bu genel kural, insanlar arasında yayılır ve gereği doğrultusunda amel edilir. Böylece Allah Teâlâ, onun sayesinde pek çok insanı yararlandırmış olur.

Bilge bir hükümdarı düşün. Ülkenin ıslâhından, ordunun yö­netiminden sorumlu olan bilge hükümdar, arazilere ve çıkardıkla­rı ürünlere bakar, ziraatçileri ve bekçileri gözetir, onların geçinme­leri için zaruri olan ihtiyaçları tespit eder... Bütün bunlardan son­ra toprağın kaldırabileceği oranda öşür ve haraç (vergi) koyar. Öbür taraftan idari kademede hizmetine alacağı insanları seçer­ken, duyularla algılanabilen davranış şekillerini ve zahiri karineleri, yardımcılarda bulunması gereken ahlâk ve yeteneklerin yeri­ne ikâme eder, yani gözüken emarelere bakarak onlar içerisinde ahlâklı ve yetenekli olanlarını istihdam eder. Emri altındaki in­sanların ihtiyaçlarına bakar, yardımcılarının azlık ya da çokluğu­nu dikkate alır ve toplanan gelirleri ona göre aralarında ihtiyaçla­rını karşılayacak, onları sıkıntıya sokmayacak şekilde dağıtır.

Öğretmenin, çocukları eğitmek için nasıl davrandığını düşün. Efendinin, kölelerini idare etmesine bak. Bütün bunlar, karşılan­ması amaçlanan ihtiyacın onlar eliyle giderilmesi içindir. Çocuklar ya da köleler neyin maslahat olduğunu bilmemektedirler, dolayı­sıyla onu gerçekleştirmek de istememektedirler. Bu yüzden sıvışmak, mazeret ileri sürmek, aldatmaya gitmek gibi davranışlara gi­rebilmektedirler. Bu tavırlar karşısında öğretmen ya da efendi, yanlışı, daha meydana gelmeden önce görmekte ve onu ortadan kaldırmak için girişimde bulunmaktadır. Onlar, eli altındakilerle gece gündüz demeden ilgilenmekte, böylece onlar için açık bir kapı bırakmamaktadırlar; dolayısıyla fırsat bulup da sıvışmak imkânları yoktur. Böyle bir eğitim altında bulunan çocuklar ya da köleler, sonunda isteseler de istemeseler de, beklenilen sonuca ula­şırlar.

Kısaca, çok farklı kabiliyetleri içerisinde bulunduran, kendi­lerinden ne istenildiğini bilmeyen, dolayısıyla ona karşı arzulu da bulunmayan büyük kalabalıkların eğitimini üstlenen herkes, bazı düzenlemelere, zaman ayarlamasına, bazı konum ve şekillerin be­lirlenmesine zorunlu olarak ihtiyaç duyar. Böylece insanlardan bunlara uymalarını ister ve onları sorumluluklarına mesnet kılar.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Teşrî siyaseti
« Posted on: 26 Nisan 2024, 19:17:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Teşrî siyaseti rüya tabiri,Teşrî siyaseti mekke canlı, Teşrî siyaseti kabe canlı yayın, Teşrî siyaseti Üç boyutlu kuran oku Teşrî siyaseti kuran ı kerim, Teşrî siyaseti peygamber kıssaları,Teşrî siyaseti ilitam ders soruları, Teşrî siyasetiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes