> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Hüccetullahil Baliğa > Terğîb ve terhîb yolları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Terğîb ve terhîb yolları  (Okunma Sayısı 1035 defa)
08 Şubat 2011, 15:58:39
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 08 Şubat 2011, 15:58:39 »



Terğîb Ve Terhîb Yolları:


Terğîb ve terhîb için çeşitli yollar vardır. Her yolun da kendi­ne göre bir sır ve hikmeti vardır. Biz, burada bu yollardan bazısına dikkat çekmek istiyoruz:

1. Amelin, nefis terbiyesi üzerindeki etkisinin açıklan­ması: Terğîb ve terhîb yollarından birisi, işlenilecek olan amelin nefis terbiyesi üzerindeki etkisinin belirtilmesi, bu yolla melekî ya da hayvanı güçten hangisinin kırılacağının veya diğerine galebe çalıp üstün geleceğinin açıklanmasıdır. Şâri’ Teâlâ dilinde bu, “hasenatın yazılması, seyyiâtın silinmesi” olarak ifade edilmekte­dir. Meselâ Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmaktadır;

“Kim bir günde yüz defa, ‘Lâ ilahe illallahu vahdehû lâ şerike leh, lehu’l-mulku ve lehu’l-hamdu ve huve alâ külli şey’in kadir [573] derse, on köle azad etmiş gibi sevap alır, kendisine yüz kasene (iyilik) yazılır, yüz seyyiesi (günah) de silinir, o gün ak­şama kadar şeytandan korunmuş olur. Kendisinden daha fazlası­nı yapan hariç, ondan daha üstün bir şeyi hiçbir kimse işlememiştir.” [574]

Daha önce bunun hikmetinden söz etmiştik.

2. Amelin, şeytanın şerrinden korunmada etkinliğinin açıklanması: Terğîb ve terhîb yollarından biri de, işlenen amelin şeytan vb. zararlı şeylerin şerrinden korunmada etkinliğinin açık­lanmasıdır. Rasûlullah’ın (s.a.) az önce geçen hadiste,

“O gün ak­şama kadar şeytandan korunmuş olur” buyurması bu kısma ör­nektir.

3. Amelin, rızkın bollaşmasında ve bereketin ortaya çıkmasında etkinliğinin açıklanması:

“(Bakara sûresini oku­yun; çünkü onun okunması bereket, terki nedamettir.) Ona tenbeller güç yetiremez.” [575] Buyruğu bunun örneği olmaktadır.[576]

Bazısı [577] hakkındaki hikmet şudur: O (kişi), Allah’tan kurtu­luş istemektedir.  Bu ise, duasının kabulü için bir sebeptir. Rasûlullah’ın (s.a.), Allah Teâlâ’dan rivayette bulunduğu,

“Kulum be­nim himayeme sığınırsa, onu korur, kendisine yardım ederim, ben­den herhangi bir dilek ve istekte bulunursa, onun istek ve dileğini yerine getiririm.” [578] Kudsî hadisinde ifade edilen mana bu olmakta­dır. Diğer bir kısmında ise hikmet şudur: Kişinin, kendisini Al­lah’ın zikrine vermesi, ceberut âlemine teveccühte bulunması, melekût âleminden istimdâdda bulunması, şunlarla (fanilerle) olan münasebeti keser. Tesir ise, ancak münasebetledir. Diğer bir kısımda [579] ise şudur: Melekler, bu hal üzere olan kimselere dua ederler. Bunun sonucunda da o kimse, bazen bir menfaatin elde edilmesi, bazen bir zararın uzaklaştırılması amacıyla pek çok yola girer.

4. Ahirete yönelik etkisinin açıklanması: Bunun hikme­ti, iki mukaddime ile açıklık kazanacaktır;

Birinci mukaddime: Bir şeyin, âhirette sevap ya da azaba sebep olduğuna hükmedilebilmesi için, o şeyin mücazât sebeplerin­den biri ile münasebetinin bulunması gerekir. Dolayısıyla o:

a) Ya kişinin müsbet ya da menfi yönde saadetinin ve nefis terbiyesinin esasım oluşturan dört huyla ilgili olması gerekir. Bu huylar temizlik, âlemlerin Rabbine karşı huşu sahibi olmak, semahat-i nefse sahip olmak, insanlar arasında adaletin ikamesine ça­lışmaktır.[580]

b) Ya da Mele-i a’lâ’nın yürürlüğe konması doğrultusunda üzerinde icmâ ettiği, şeriatların yerleştirilmesi, peygamberlere destek verilmesi gibi şeylerle ilgili olması lâzımdır. Eğer amel, bu iki noktada müsbet katkısı olan bir fiilse, sevaba; menfi yönden bir katkısı olan bir fiilse azaba sebep olacaktır.

Yukarıda sözü edilen “münasebetken maksat, amelin, sözü edilen manayı genelde bulundurur (mazinne)  olması,  yahut âdeten birbirinden ayrılmaz olmaları veya ona giden yol olmasıdır. Meselâ kişinin içinden hiçbir şey geçirmeden iki rekat namaz kılması, Allah’a olan huşuunun, O’nun azametini hatırlamasının, hayvanı duygulardan arınarak yücelmesinin bir göstergesi olmak­tadır.

Abdestin hakkını vererek alması, nefis terbiyesinde etkin olan temizliği sağlayacak yollardan biridir.

Genelde insanların cimrililik etmekte oldukları çok miktarda bir malı harcaması, kendisine karşı haksızlık eden kimseyi affet­mesi, haklı olduğu halde tartışmaya girmemesi, semahat-ı nefse sahip olduğunun bir ifadesi (mazinne) olur.

Açları doyurmak, susuzları suya kandırmak, kabileler arasın­da alevlenmekte olan savaşları söndürmek için çalışmak, âlemin ıslahı için çalışmanın bir göstergesi ve ona götüren yoldur.

Arapların sevilmesi, onların giyim kuşam tarzının benimsen­mesine götüren bir yoldur. Bu ise, hanîf İslâm dininin kabulünü kolaylaştırır. Çünkü şeriat, onların örf ve âdetleri içerisinde şekil­lenmiştir. [581] Böylece bu tavır, Şeriat-ı Muhammediyye’nin şanının yüceltilmesi olur.

İftarda acele etme hükmünü korumak, diğer din müntesiple-rine benzememeyi ve dinin hükmünü tahriften uzak kılmayı sağ­lar.

Öteden beri hukemâ (filozoflar), zanaat erbabı, tabipler hü­kümleri, muhtemel mahal, belirti ve göstergeleri (mazinne) üzeri­ne hamledegelmişlerdir. Araplar da, gerek hitabelerinde ve gerek­se konuşmalarında aynı minval üzere hareket edegelmişlerdir. Ki biz bunlardan bir kısmını belirtmiştik.

“Münasebet’ten maksat şu da olabilir: Amel, zor veya gizli ya da insan tabiatına uygunsuz bir fiil olur, dolayısıyla ona karşı dünyevî bir kasıt bulundurulmaz. Buna rağmen işleniyorsa, bu o ameli işleyenin gerçekten ihlâs sahibi olduğunu gösterir. Böylece amel, İhlasın göstergesi sayılır. Zemzem suyundan şişinceye kadar içmek, Hz. Ali’yi (r.a.) sevmek gibi. Çünkü o, Allah’ın emri konusunda tavizsizdi. Ensar sevgisi de böyledir. Zira Maa’ddî ve Yemeni Araplar [582] arasında bir düşmanlık vardı. İslâm geldi ve bunların arasını buldu. Şu halde bunların aralarının düzelmesi, onların kalplerine İslâm nurunun girdiğine bir alâmettir. Müslü­man askerlerini beklemek üzere düşmanı gözetlemek için dağın te­pesine çıkmak, geceleri nöbet tutarak uykusuz kalmak da böyledir. Bu hareket, Allah Teâlâ’nın dininin yüceltilmesi konusundaki azminin ve dine karşı olan sevgisinin bir belirtisi olur.

İkinci mukaddime: İnsan ölecek, nefsi ve onun (işlediği ameller sonucu) aldığı şekillerle başbaşa kalacaktır. Bunlardan bir kısmı nefsine uygun, bir kısmı da zıt düşecektir. Şu halde çeke­ceği elemlerin, alacağı nazların oradakilere (misal alemindeki) en yakın bir surette ortaya çıkması gerekir. Bu konuda aklî mülâzemet dikkate alınmaz. Aksine bir başka tür mülâzemet (ayrılmazlık) söz konusudur. Ki bu yüzden hadîsu’n-nefs meydana gelir, uykuda manaların surete bürünmesi bu mülâzemet esasına göre gerçekleşir; müezzinin okuduğu ezanla, oruç günü, insanları cinsî ilişki, yeme ve içmeden menetmesi manasının, cinsel organla­rın ve ağızların mühürlenmesi şeklinde simgelenmesi gibi.

Sonra misâl âleminde bazı münasebetler vardır ki, onların üzerine hükümler bina edilir. Cibril’in (s.a.) başkalarının değil de Dıhyetu’l-Kelbî [583] suretinde gözükmesinin elbette bir sırrı vardır. Hz. Musa’ya (s.a.) ateşin gözükmesi bir sebebe mebnîdir. Bu sözü edilen münasebetleri bilen kimse, -aynen rüya tevilini bilen kim­senin, görünen suretlerin hangi manaya geldiğini bildiği gi­bi- işlenilen amelin karşılığının ne şekilde olacağını bilir.

İşte bu yoldan hareketle Rasûlullah (s.a.), ilmi saklayan, ihtiyaç olduğu halde ilmi öğretmeye yanaşmayan kimselerin, ateşten gem vurularak cezalandırılacağını beyan buyurmuştur. Çünkü nefsin öğretmemek yüzünden elem duyması, frenlenmesi sebebiy­ledir. Gem ise, frenlenmenin remzi ve suretidir.

Mala tutkun olanın aklı fikri onda olur. Bu yüzden böyle biri­nin boynuna zehirli bir yılanın dolanacağı ifade buyurulmuştur.

Altın, gümüş istifinde bulunup mal toplayan, aklını fikrini hep ona verip, Allah yolunda harcamaya yanaşmayan kimsenin azabının yine bu mallar yoluyla olacağı beyan edilmiştir.

Nefsine kesici/delici âlet ya da zehir vasıtasıyla (intihar gibi) işkence eden ve böylece Allah’ın emrine muhalefet eden kimse, ay­nı surette azap görecektir. [584]

Fakiri giyindiren kimse, kıyamet gününde ipekli cennet elbi­selerinden giyindirilecektir.

Bir müslümanı azad eden, boynunu kölelik boyunduruğun­dan kurtaran kimsenin her bir organı, azad ettiği kimsenin organ­larına karşılık cehennem ateşinden azad edilecektir.

5. Amellerin teşbihi: Terğîb ve terhîb yollarından biri de, güzellik ya da çirkinlik yönünden amellerin zihinlerde yer eden şe­killere benzetilmesidir. Bu ya şeriat, ya da örf ve âdet cihetinden olur. Bu durumda mutlaka bu iki şey arasında şöyle ya da böyle müşterek bulunan cami’ bir noktanın (benzetme yönü) bulunması gerekir. Meselâ, sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar mescidde bekleyen kimsenin, hac ve umre sahibine benzetilmesi, hibesinden dönen kimsenin, kustuğunu yiyen köpeğe benzetilmesi böyledir. Kişinin sevilenlere ya da buğzedilenlere nisbet edilmesi, işleyen kimseye hayır dua ya da bedduada bulunulması.., evet bü­tün bunlar, güzellik ya da çirkinlik yönüne ilişilmeksizin icmalî olarak amelin haline işaret eder. Şâri’in:

“Bu, münafığın namazıdır.” [585]

“Şöyle şöyle yapan bizden değildir”,

“Bu amel, şeytanların ya da meleklerin işlerindendir” 

“Şöyle şöyle yapan kula Allah rahmet eylesin!”.., gibi ifadeler içeren sözleri böyledir.

6. Amelin rıza ya da gazaba sebep olduğunun beyan edilmesi: Terğîb ve terhîb yollarından bir diğeri ise, amelin Al­lah’ın rıza ya da gazabıyla ilgili olduğunun, meleklerin, o işi işle­yen kişinin leh ya da aleyhinde duasına sebep olacağının belirtilmesidir. Şâri’in:

“Allah Teâlâ, şunu şunu sever, şuna şuna gazap eder” şeklinde gelen ifadeleri böyledir. Rasûlullah’ın (s.a.) şu ha­disleri de bu kısımdandır:

“Allah Teâlâ ve melek...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Terğîb ve terhîb yolları
« Posted on: 19 Nisan 2024, 01:56:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Terğîb ve terhîb yolları rüya tabiri,Terğîb ve terhîb yolları mekke canlı, Terğîb ve terhîb yolları kabe canlı yayın, Terğîb ve terhîb yolları Üç boyutlu kuran oku Terğîb ve terhîb yolları kuran ı kerim, Terğîb ve terhîb yolları peygamber kıssaları,Terğîb ve terhîb yolları ilitam ders soruları, Terğîb ve terhîb yollarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes