๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 31 Ocak 2011, 16:38:34



Konu Başlığı: Teravih namazı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 31 Ocak 2011, 16:38:34
 
3. Teravih Namazı:

 

Nafile olarak kılınması istenen namazlardan biri de, Rama­zan gecelerinin ihyasına yönelik olan teravih namazıdır. Bunun meşru kılınmasında hikmet şudur: Ramazandan maksat, müslü-manların m el e ki eşmelerini, onlara benzer bir hal almalarını sağla­maktır. Rasûlullah (s.a.), bunun için iki derece kılmıştır:

i. Avam derecesi: Bunun için ramazan orucunun tutulması ve farzların yerine getirilmesi yeterlidir.

ii. İhsan derecesi: Bunun için ramazan orucunun tutulması yanında gecelerinin de ihya edilmesi, dilin her türlü lakırdılardan tutulması, itikâfa girilmesi, son on günde daha büyük bir şevkle kişinin kendisini ibadete vermesi gerekmektedir. Rasûlullah (s.a.), ümmetinin tamamının ihsan derecesinin gereğini yerine getireme­yeceğini bildiğinden, herkesin kendi gücünce çaba göstermesini is­temiş, herkesten aynı tavrı beklememiştir.

Rasûlullah (s.a.), şöyle buyurmuştur:

"Yaptığınız şeye o kadar devam ettiniz ki, bunun size farz ola­cağından korktum. Eğer size farz kılınmış olsa, onu yapamazdı­nız. [167]

Bil ki: İbadetlerin, kullar üzerine farz kılınması için, onların nefislerinde yer edecek bir durumda olması gerekir. Bu teşri' ilke­sinden hareketle Rasûlullah (s.a.), ümmetin ilk nesillerinin bu ibadeti itiyat edinmeleri ve nefislerinin ona iyice yatkın hal alması, ihmal göstermeleri halinde içlerinde bir eziklik hissetmeleri halin­de yahut bunun dinin bir nişanesi halini alması durumunda bu­nun onlara farz kılınabileceği ve Kur'ân'ın bu doğrultuda bir hü­küm indirebileceği, buna da sonraki nesillerin güç yetiremeyebileceği korkusuna kapılmıştır. O bu korkuya, teşri sırasında, rahmet-i ilâhîyi, insanların meleklere benzer bir hal almaları doğrultusun­da yükümlü kılınmasını ister görmesi, onların da bu namaza en ufak bir ilgi göstermeleri ve nefislerinde yer edip, dört elle sarıl­maları sonucunda hemen Kur'ân'ın inip, onu bağlayıcı bir emir ha­line dönüştürmesinin uzak bir ihtimal olmadığını görmesi sonucu kapılmıştı. Allah Teâlâ, onun bu firasetini doğrulamıştır. Zira on­dan sonra gelen mü'minler kalplerine doğan ilhamla bu namaza dört elle sarılmışlardır. [168]

 
Ramazan Gecelerinin İhyası, Mağfiret Sebebidir:
 

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Kim, inanarak ve sevabını Allah'tan umarak Ramazan gece­lerini ihya ederse, geçmiş günahları affolunur.[169]

Çünkü kişi, bu dereceyi elde etmekle, melekleşmeyi ve gü­nahların keffâret olunmasını gerektiren Allah'ın rahmet dalgaları­na erişmiş olur. [170]



[167] Müslim, Müsâfirîn, 213-214.

[168] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/50-51.

[169] Buhârî, Teravih, 46.

[170] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/51.