> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Hüccetullahil Baliğa > Taklidin meşru ve tabiî şekli
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Taklidin meşru ve tabiî şekli  (Okunma Sayısı 1354 defa)
16 Şubat 2011, 18:47:18
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 16 Şubat 2011, 18:47:18 »



Taklidin Meşru Ve Tabiî Şekli:


Şah Veliyyullah Dihlevî, insafı ve gerçekçiliği sonucu olarak taklit konusunda şöyle düşünür: Eğer bir kimse, sadece şeriatın sahibine yani Rasûlullah’a (s.a.) uymak niyetinde; fakat, nasslardan doğrudan hüküm çıkarmaya ve onları uygulamaya kendisinin gücü yetmiyorsa, bu durumda onun, belli bir mezhebi ya da muay­yen bir imamı taklit etmesinde bir sakınca yoktur. Şah Veliyyullah Dihlevî, İbn Hazm’ın,

“Taklit haramdır ve kim olursa olsun hiçbir müslümanın Rasûlullah’ın (s.a.) dışında delilsiz, burhansız herhangi bir kimseye tabi olması caiz değildir.” sözünü naklettik­ten sonra şöyle der:

“İbn Hazm’ın bu sözünün uygun düştüğü kimse Hz Peygamber’in (s.a.) buyruğundan başka herhangi bir kimseyi, itaat edil­mesi şart olan kimse kabul etmeyen, ancak Allah ve Rasûlünün helal bildiklerini helal sayıp, haram kıldıklarını haram kabul eden, fakat doğrudan doğruya Hz. Peygamber efendimizin sözleri­ni, davranışlarını bilmediğinden ve değişik sözleri biribiriyle karış­tırarak doğru yolu bulma yeteneği ve o sözlerden meselelere çözüm bulma gücü taşımadığından dolayı Allah’tan korkan bir âlimin ete­ğine yapışan, bu âlimin de doğru söylediğine ve meseleyi açıklar­ken o noktada sadece peygamberin sünnetine bağlı ve onu dile ge­tiren biri olduğuna inanan, onun görüş ve düşüncesinin doğru ol­madığını anladığı an hiçbir tartışma ve inada sapmadan derhal onun eteğini bırakacak olan kimse değildir. Böyle bir insanı kim ve nasıl kötüleyecek; onu, sünnete aykırı kabul edecektir!

“Kaldı ki fetva isteme ve fetva verme yetkisinin Hz. Peygam­ber (s.a.) döneminden başlayarak kesintisiz devam ettiğini herkes bilir. Daima bir tek kimseden fetva alan kimse ile bazen bir âlimden, bazen de başka bir âlimden fetva alan, düşüncesi duru, niyeti sağlam olan ve sadece şeriata bağlanmayı isteyen iki kişi arasında hiçbir fark olmadığı herkesin malumudur. Bu nasıl caiz olmaz ve neden caiz olmasın? Bizim, hiçbir müctehid hakkında, Allah’ın ona gökten fıkıh indirdiğine, bizim ona itaatimizin vacip, onun da masum olduğuna inanmamızı gerektiren bir durum yok­tur. Eğer biz ona uyuyorsak bu, sadece onun Allah’ın kitabını ve Hz. Peygamber’in (s.a.) sünnetini iyi bilen bir âlim olduğuna inan­dığımız içindir. Dolayısıyla böyle bir müctehidin görüşü (fetvası) mutlaka şu iki durumdan biri olacaktır: Ya, kitapla sünnetin açık hükmüne dayanmaktadır, ya da bir tür içtihad ile Kitap ve sün­netten çıkarılmıştır. Veya karinelere dayanarak hükmün falanca illete bağlı olduğunu anlamış ve kalbi buna iyice yatmıştır. Arala­rındaki illet birliğinden hareketle hakkında nass bulunmayanı, hakkında nass bulunana kıyas etmiştir. Bu durumda o sanki hal diliyle,

“Ben bundan, Hz. Peygamber’in (s.a.), “Bu illetin bulundu­ğu her yerde hüküm şöyle olacak,” buyurduğunu anlıyorum” de­mektedir. Böylece kıyaslanacak mesele de, bu genel ve küllî mese­le içine girmektedir. Dolayısıyla bu da, sonuçta Hz. Peygamber’e (s.a.) dayandırılmaktadır. Ancak bu nisbette zan vardır. Eğer böy­le olmasaydı, hiçbir mü’min hiçbir müctehidi taklit etmez, ona bağlanmazdı. Bu durumda, bizim elimize Allah Teâla’nın, kendisine itaat edilmesini bize farz kıldığı günahsız, hatasız Hz. Peygamber’in (s.a.) güvenilir bir yolla sağlam bir hadisi geçerse, o hadis de bu müctehidin veya imamın fetvasına, görüşüne aykırı ise, bu du­rumda biz, bu hadise aldırmayarak hâlâ o tahmin ve zanna dayalı mezhebe bağlı kalmakta ısrar edersek, bizden daha hatalı yol se­çen kim olabilir ve yarın kıyamet gününde Allah’ın huzurunda ne mazeret ileri sürebiliriz?!” [24]

Şah Veliyyullah Dihlevî, bu insaflı tahlilinden sonra İslâm âleminde amel olunagelmekte olan dört fıkıh mezhebi hakkında, “Ikdu’l-cîd fî ahkâmi’l-içtihad ve’t-taklîd” adlı risalesinde şöyle de­mektedir:

“Biline ki: Meşhur dört mezhebi tutmanın büyük faydası, hepsini birden terketmenin (mezhebsizliğin) de, madde madde açıklayacağımız üzere pek çok zararı vardır:

1. İlk müslüraan alimler (selef), dini öğrenme konusunda, kendilerinden öncekilere dayanmış, onlardan faydalanmıştır. Bu cümleden olarak tabiûn ashaba, tebau’t-tabîîn, tâbîûna.., böylece her devrin alimleri daha öncekilere başvurup onlardan istifade et­mişlerdir.

Akıl da bu davranışın iyi olduğuna hükmeder. Çünkü şeriat ancak nakil ve istinbat (delillerden hüküm çıkarmak) yoluyla öğre­nilebilir. Nakil ise, ancak sonra gelenlerin daha öncekilerden, irti­bat kurup ilim almalarıyla mümkün olur. İstinbat, daha öncekile­rin mezheb ve görüşlerini bilmeye muhtaçtır. Ancak bu sayede müctehid, ilmini daha öncekilerin attığı temeller üzerine kurar, icmâa aykırı hükümden sakınma imkanı bulur.

Zâten bütün ilim ve zanaatlar, sarf-nahiv (gramer), tıp, şiir, demircilik, marangozluk, kuyumculuk.., bunları öğrenmek isteyen herkesin, ehil ve üstadlarına müracaatları, önlerinde dirsek çürütmeleriyle elde edilmiştir. Bunun istisnası mantıken mümkün ise de çok nadir olarak vukubulmuştur.

Selefin görüş ve emek mahsûlüne itimat ve ihtiyacın zarureti böylece sabit olmuştur. Yalnız bunlara dayanabilmek için bazı şartlar vardır:

a) Sözleri sahih bir senedle rivayet edilmiş olmalı,

b) Veya meşhur kitaplarda yazılı bulunmalı,

c) Sözlerin çeşitli ihtimallerinden biri tercih edilmek, bazı mevzulardaki umumi hükümlerin tahsisleri yapılmış olmak, mut­lak olanlara kayıt ve şartlarına bağlanmak gibi hizmet görmüş ol­malı.

d) Hükümlerin illet (esbâb-ı mucibe)leri açıklanmalı,

e) İhtilaflı olanlar bir araya getirilmelidir.

Şu son zamanlarda işte bu şartları kendisinde toplayan dört mezhepden başka mezhep yoktur.”

Şah Veliyyullah Dihlevî, bundan sonra diğer zararları sıra­lar. [25]

Böylece o, içtihad ve taklid arasında mutedil bir tavır sergile­miş, şeriatın maksatlarına, insan fıtratına ve vakıaya uygun dü­şecek bir yaklaşımda bulunmuştur. O, taklidin caiz olabilmesi için gerçek maksadın şeriatın sahibine yani Rasûlullah’a (s.a.) uymak, kitap ve sünnete bağlanmak olması gerektiğini belirtmiştir. Zaru­rete binaen uyduğumuz kimseye de, Allah’ın kitabını ve Rasûlullah’ın (s.a.) sünnetini iyi bildikleri için uyacağız. Bu itibarla, şayet Kitap ve sünnet ile sabit hükmün, uyduğumuz imamın görüşün­den farklı olduğuna güman getirirsek, derhal onun görüşünü terkederek kitap ve sünnet ile sabit olan hükme dönmede tereddüt etmememiz gerekecektir. İşte taklit ancak bu şekilde caiz olacak­tır.

“Rabbin hakkı için, onlar, aralarında çekiştikleri şeylerde se­ni hakem yapıp, sonradan verdiğin hükümden hiçbir sıkıntı duy­madan tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe asla iman etmiş ol­mazlar.” [26]




[24] Huccettullahi'l-bâliğa, 1/153.                       

[25] Ikdu'l-cîd, s. 36-38. Türkçe çevirisi, s. 172.

[26] Nisa: 4/65.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Taklidin meşru ve tabiî şekli
« Posted on: 25 Nisan 2024, 08:41:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Taklidin meşru ve tabiî şekli rüya tabiri,Taklidin meşru ve tabiî şekli mekke canlı, Taklidin meşru ve tabiî şekli kabe canlı yayın, Taklidin meşru ve tabiî şekli Üç boyutlu kuran oku Taklidin meşru ve tabiî şekli kuran ı kerim, Taklidin meşru ve tabiî şekli peygamber kıssaları,Taklidin meşru ve tabiî şekli ilitam ders soruları, Taklidin meşru ve tabiî şekliönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes