Konu Başlığı: Şeriat lüks yaşantıya karşı uyarmıştır Gönderen: Sümeyye üzerinde 08 Şubat 2011, 16:26:28 Şeriat, Lüks Yaşantıya Karşı Uyarmıştır: Bu itibarla, şeriat, sefahatin mefsedet oluşuna herhangi bir kayıt getirmeksizin dikkat çekmiş, öbür taraftan sırf gösteriş olsun için kullanageldikleri türleri özel olarak belirleme yoluna gitmiştir. Bu ismi konularak belirtilen şeyler, teşri’ döneminde Acemlerin ve Rumların (Bizanslılar) sefahat adına âdeta üzerinde görüş birliği ettikleri şeylerdir. Böylece şeriat, bu nesnelerin kullanılmasını yasak olan sefahat halinin bir göstergesi (mazinne) kabul ederek onları haram kılmış, bunların ihtiyaçların karşılanması amacıyla kullanılması gibi nadiren bulunabilecek durumlara ve uzak iklimlerde geçerli olan âdetlere bakmamıştır. İpek elbiselerin giyilmesi, altın ve gümüş kapların kullanılması gibi getirilen haramlar işte bu kabilden olmaktadır. Sonra Rasûlullah (s.a.), lüks hayat tarzının, ihtiyaçların karşılanması için hemen her konuda normal yollardan sarfı nazarla en kalitelisine yönelmek olduğunu görmüştür. Aşırı maddî refah, aynı cinsten olan şeyin en iyisini almak ve kötüsünü terketmektir. Yine, muameleler arasında da ihtiyaç savmaya değil de sadece en kaliteli olanı elde etmeye yönelik işlemlerin yapılmakta olduğunu görmüştür. Bunun tabiî ki teşrî’ esnasında dikkate alınmayacak istisnaları olacaktır. Bu gözlemi sonucunda Rasûlullah (s.a.), bu tür muameleleri haram kılmıştır. Çünkü bu muameleler, sefahat hayatının bir göstergesi, onun bir timsali mahiyeti arzetmektedir. Bunların haram kılınması, aşırı maddî refahı hoş karşılamamasının tabiî bir gereği gibi olmaktadır. Bir şeye muhtemel mahal olan, o şey sebebiyle haram kılınınca, onun kalıp ve timsali durumunda olan şeyin haram kılınması öncelikli olarak sabit olur. Bazı Alış Veriş Türlerinin Haram Kılınması: Paranın ve gıda maddesinin, kendi cinsiyle taraflardan birinin fazla alması şeklinde satımının haram kılınması, işte bu esasa dayanır. Kaliteli olan gıda maddesinin, yüksek miktarda para ile satın alınması ise haram kılınmamıştır. Çünkü ödenen bedel, mübadele edilen şeylerin farklı cinsten olması halinde, alman malın niteliğine değil, bizzat kendisine karşı tutulmuş olur. Bir cariyenin iki cariye, bir elbisenin iki elbise verilerek alınması da haram kılınmamıştır. Çünkü bunlar, kıyemî [550] şeylerdendir. Dolayısıyla fazla olan bedel, akde konu olan şeyin özelliklerine karşı tutulur. Kalite ise, bu özellikler içerisinde kaybolmuş halde bulunur. Dolayısıyla ilk etapta fazla miktarın, kaliteye karşılık tutulmuş olduğu sonucu çıkmaz. Bu arzettiklerimizden sanıyoruz, konuyla ilgili bulunan pek çok ince nokta anlaşılmış olacaktır; hayvanın hayvan karşılığında satımının mekruh olması... vb., konularda olduğu gibi. Bu nokta üzerinde düşünülmelidir. Bazı Muamelelerin Birbirine Benzerliği: Bazı hallerde, iki şey birbirine benzer olabilir ve birbirlerinden ayırt edilmesi zor olabilir. Zira aralarındaki fark çok incedir. Bunları ancak Rasûlullah (s.a.) ve ümmetinden ilimde derinleşmiş olan âlimler anlayabilir. Bu durumda, birbirine benzerlik arzeden şeyler arasında ayırımı sağlayacak açık alametlerin bilinmesi, günah ve sevap hükmünün bu açık alametler üzerine hamledilmesi, onlar sayesinde aralarının ayrılması gerekecektir. Nikah ve sifâh yani nikahsız beraberlik hayatı buna örnek olmaktadır. Nikahın esası, dünya düzeninin temelini oluşturan eşler arasında yardımlaşmayı sağlamak, neslin bekasını temin etmek, iffeti korumak vb. gibi şeylerden ibarettir. Bu, Allah’ın hoşnut olduğu ve sürdürülmesini istediği bir kurumdur. Zina hayatı yaşamaya gelince, bu nefsin aşın arzularının peşinde koşması, şehvetinin esiri olması, haya perdesini yırtması, hiçbir kayıt tanımaz hale gelmesi, küllî maslahata ve genel nizama ulaştıracak bir yola girmek varken, aksi bir mecraya girmesidir. Bu yol ise Allah’ın gazabına sebeptir ve yasaklanmıştır. Bu iki davranış, suret itibarıyla birbirine pek çok noktadan benzemektedir. Çünkü her iki şekilde de şehvetin tatmini, şehvetin ve kadına duyulan özlemin verdiği rahatsızlığın giderilmesi... vb., vardır. Şu halde birbirine benzerlik arzeden, fakat biri hoşnutluğa, diğeri gazaba sebep olan bu iki davranışı birbirinden açık alametlerle ayırdetmeye, bu ayırdedici alametlere dayanarak istenilmesi ya da yasaklanması yoluna gidilmesine ihtiyaç vardır |