> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Hüccetullahil Baliğa > Şah veliyyullah dihlevî nin mezhep görüşü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şah veliyyullah dihlevî nin mezhep görüşü  (Okunma Sayısı 1489 defa)
16 Şubat 2011, 18:59:30
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 16 Şubat 2011, 18:59:30 »



Şah Veliyyullah Dihlevî’nin Mezhep Görüşü:

 

Şah Veliyyullah Dihlevî, zahirî yaklaşımı ve katı mezhepçiliği şiddetli bir şekilde eleştirmiştir. Her iki kesime de aşırılıkları, ka­tılıkları dolayısıyla tenkit yöneltmiş ve hakkın orta yolda, itidalde olduğunu açıklamıştır. Bu konuda o şöyle demektedir:

“Hem fukahanın görüşleri üzerinden yürümek, hem de hadis­lerin lâfızlarını araştırmak gerekir ve bu ikisinin dinde önemli bir yeri vardır. Muhakkik âlimler, öteden beri bu iki esas üzerinden yürüyegelmişlerdir. Kimi bunlardan şuna az itibar etmiş, öbürüne çok; kimi de bunun tersini yapmıştır. Ama bunlardan birinin ta­mamen ihmal edilmesi -Zahirîler ve katı mezhep müntesiplerinin büyük çoğunluğunun yaptığı gibi- asla doğru olmaz. Yapılması gereken, bunlardan birinin diğerine uygunluğunun ortaya konul­ması, bunun araştırılması ve böylece birinin eksik kısmının diğeri ile telafi edilmesidir. Bu, aynı zamanda Hasenu’l-Basrî’nin görüşü olmaktadır. [21]

Vasiyetmame’sinde şöyle demektedir:

“Fer’î meselelerde, fıkıh ile hadisi birleştiren muhaddis âlimlere uyulmalıdır. Fıkhı mesâilin, mutlaka Allah’ın kelâmına ve Rasûlullah’ın (s.a.) hadisine arzedilmesi, onlara vurulması gere­kir.”

“Hangi asırda olursa olsun müslümanlar, içtihadı mesaili, Ki­tap ve sünnete arzetmekten müstağni olamazlar.” [22]

Şah Veliyyullah Dihlevî, Hanefî fıkıh ve usûlünün hâkim ol­duğu bir muhitte yaşamış, bu mezhebin özelliklerine bihakkın va­kıf biridir ve herhangi bir büyük Hanefî âlimi gibi onu kabul et­mektedir. Bununla birlikte Hanefî mezhebinin imamı Ebû Hanîfe’yi takdir ettiği gibi, diğer mezhep imamlarım da takdir et­mekte ve onlar hakkında saygı duyduğunu belirten sözler söyle­mektedir.

Şah Veliyyullah Dihlevî’nin, dört mezhebi de yakından tanı­ması, onların yüksek mevkilerini, ilimlerinin genişliğini, bakışları­nın inceliğini bilmesi, ümmet üzerindeki saygınlıklarını görmesi sebebiyle, tek bir mezhebi bilen, onun imanıma büyük bir taassup­la bağlı kalan müelliflere nisbetle mezhepler konusunda daha bir esnek olmasını sağlamış ve itidal noktasını yakalamasına yardım­cı olmuştur.

 

Şah Veliyyullah Dihlevî’nin, İçtihad Ve Taklid Konusunda Mutedil Oluşu:

 

İçtihad ve taklit konusunda iki uç nokta vardır:


a) Âlim olsun cahil olsun, herkes için taklidin mutlak haram olduğuna, her konuda doğrudan Kitap ve sünnetle amel etmenin gereğine, hükümlerin bu iki kaynaktan alınması lüzumuna inanan kesim. Gerçi onlar, bunu sözleriyle açıkça söylemiyorlarsa da, amel konusundaki metotları ve yazdıkları bizi bu sonuca götür­mektedir. Bunların sözcülüğünü İbn Hazm (ö. 456/1064) yapmış­tır. Bu yaklaşım, son derece nazarî olup, uygulanabilirlik şansı hiç yoktur. Zira her müslümanın böyle bir şeyle yükümlü tutulması, takat üstü yükümlülük olur.

b) Bütün müslümanlara taklidi vacip kılan kesim. Bunlar, bu katı hükmü dinlemeyip, bu daireden çıkan kimselere hemen “fâsık”, “sapık”, “mezhepsiz” gibi damgaları basmaktadırlar. Bun­lar taklidin, halkin heva ve heveslere tabi olmalarını, kendi görüş­lerine uymalarını önlemek, müslüman toplumunu kargaşadan, anarşiden korumak, dinî amelî alanda birlik ve beraberliği sağla­mak, şer’î hükümlerle amel etmeyi kolaylaştırmak.., gibi sebepler­le bir tür düzenleme yolu olduğunu unutmuşlar ve bunu dinin bir parçası şekline sokmuşlar, bu görüşleri üzerinde son derece ısrar etmişler, katı bir tavır göstermişlerdir. Böylece bunun fıkhî bir gö­rüş olduğu, içtihadî bir mesele bulunduğu unutulmuş, dinî bir nass halini almış, kat’î bir amel, başlı başına dinî bir iş niteliğine bürünmüştür

Bu konuda Şah Veliyyullah Dihlevî’nin tercih etmiş olduğu yol, şeriatın ruhuna daha yakın olmaktadır ve ilk asırda takip edi­len metoda daha çok uymakta, insan fıtratına daha muvafık düş­mektedir ve pratik hayatın icaplarını karşılamaya daha elverişli­dir. O, bu konu ile ilgili olarak hicrî dördüncü asırdan önceki duru­mu tasvir ederek görüşünü belirtmekte, insanların gerek dinî ya­şantılarında ve gerekse dünyevî işlerinde karşılaştıkları problem­lerini nasıl çözdüklerini, onların tercih ettikleri ve tuttukları yolun ne olduğunu açıklamaktadır. Hüccetullâhi’l-bâliğa’’da, “Dördüncü yüzyıl öncesi ve sonrasında insanların tutumu” diye açtığı bir babda şöyle demektedir:

“Bil ki, hicrî birinci ve ikinci yüzyıllarda insanlar, belli bir mezhebi taklit etme üzerinde hemfikir değillerdi. Ebû Tâlib el-Mekkî (ö. 386/996} Kûtu’l-kulûb adlı eserinde şöyle demektedir:

“Kitaplar, mecmualar sonradan ortaya çıkmıştır. Birinci, ikinci asırlarda âlimlerin içtihadlarıyla hüküm vermek; âlimler­den birinin mezhebine göre fetva vermek, onun görüşlerini kabul edip bir meselede onları nakletmek ve onun mezhebine dayanmak diye bir şey halk arasında mevcut değildi.”

Aksine insanlar iki derecede idiler:

a) Âlimler,

b) Halk.


a) Halk: Bunlar, müslümanlar arasında veya müctehidlerin ekserisi arasında ihtilafsız olan, üzerinde icma edilmiş olan mese­lelerde sadece şeriat sahibini taklit ediyorlardı. Abdestin alınış şeklini, guslün nasıl yapılacağını, namaz ve zekâtın hükümlerini..., vb. atalarından veya memleketlerindeki âlimlerden öğrenmekte idiler. Onlar, bu minval üzere yürüyorlardı. Nadir olan bir olay or­taya çıktığı zaman mezhep tayin etmeksizin hangisi olursa olsun, buldukları müftiye, o olay hakkında fetva sorarlardı. İbn Hümam (ö. 861/1457), Tahrîr adlı eserinin sonunda şöyle demektedir:

“Halk, herhangi bir müftîye her meselede sıkı sıkıya bağlı ol­maksızın (iltizam etmeksizin) bir kere birine, diğer bir kere daha başka bir müftiye fetva sorardı.”

b) Âlimler: Bunlar da iki kısımdır:

1. Ehl-i hadis: Bunlar sürekli hadisle meşgul olmaları sonu­cunda, konuyla ilgili bir başka şeye ihtiyaç duymayacak biçimde, bazı fukahaca da amel edilmiş, terki mazur görülmeyecek olan müstefîz ya da sahih hadise sahip olurlar veya sahabenin ve tabiînin çoğunluğuna ait, muhalefeti hoş karşılanmayacak güçlü görüşlere ulaşırlar. Eğer mesele hakkında, naklin tearuzu, tercih imkanının bulunmaması vb. gibi sebeplerle kalbi mutmain kılacak bir şey bulamazlarsa, o zaman daha önce geçmiş olan fukahadan bazılarının görüşlerine başvururlar. Eğer iki görüş bulursa, bun­lardan daha güçlü olanını tercih eder; görüş sahibinin Medine ya da Küfe ekolünden olması farketmez.

2.Ehl-i tahrîc: Bunlar, sarih olarak bulamadıkları şeyleri çı­karan ve mezhep içerisinde içtihadda bulunan kimselerdir. Bun­lar, imamlarının mezhebine nisbet edilerek anılırlar. Meselâ, “Fa­lan, Şâfiîdir, filan Hanefîdir...” denilir. Görüşlerinin çokça muva­fık düşmesi halinde, hadis âlimleri de bu şekilde belli bir mezhep imamına nisbet edilebilir. Nesâî ve Beyhakî’nin İmam Şafiî’ye nis­bet edilmeleri gibi. Kaza ve iftâ görevini ancak müctehid olanlar üstlenirdi. Ancak müctehid olan kimseye fakîh denirdi. Bu asırlar geçtikten sonra işler değişti ve başka başka insanlar geldi; bunlar sağa sola saptılar. Birçok yeni durumlar ortaya çıktı.” [23]




[21] Huccettullahi'l-bâliğa, 1/156.

[22] el-Vasâyâ (Farsça), s. 2-3'den.

[23] Huccettullahi'l-bâliğa, 1/150-153.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şah veliyyullah dihlevî nin mezhep görüşü
« Posted on: 28 Mart 2024, 22:53:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şah veliyyullah dihlevî nin mezhep görüşü rüya tabiri,Şah veliyyullah dihlevî nin mezhep görüşü mekke canlı, Şah veliyyullah dihlevî nin mezhep görüşü kabe canlı yayın, Şah veliyyullah dihlevî nin mezhep görüşü Üç boyutlu kuran oku Şah veliyyullah dihlevî nin mezhep görüşü kuran ı kerim, Şah veliyyullah dihlevî nin mezhep görüşü peygamber kıssaları,Şah veliyyullah dihlevî nin mezhep görüşü ilitam ders soruları, Şah veliyyullah dihlevî nin mezhep görüşüönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes