๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 31 Ocak 2011, 17:15:37



Konu Başlığı: Rükû hali ve zikirleri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 31 Ocak 2011, 17:15:37
Rükû Hali Ve Zikirleri


Rükû halinde iken, el ayalarını dizkapaklan üzerine koyar ve parmaklarını kavrıyor gibi aşağısına doğru salar, dirseklerini böğ­ründen uzak, belini düz tutar, başını ne yukarı kaldırır ne de öne eğer; normal durur.

Rükû halinde iken şu zikirlerden birini okur:

1."Sübhâneke allahümme rabbenâ ve bihamdike, allahümme

Manası: Allahım, seni her türlü noksanlıklardan tenzih ederim, seni överim, sana hamd ederim, Allahım, beni bağışla.

Bu zikri okuması halinde, "Rabbini hamd ile teşbih et ve O'ndan mağfiret dile![84] âyetiyle amel etmiş olur.

2. "Sübbûhun, kuddûsun, rabbunâ ve rabbu'l-melâiketi ve'rrûh. [85]

Manası: Münezzehsin! Mukaddessin! Bizim Rabbimiz, melekle­rin ve Ruhun Rabbisin!

3. Üç defa "Sübhâne rabbiye'l-azîm".

Manası: Yüce olan Rabbim, her türlü noksanlıklardan münez­zehtir.

4. "Allahümme raka'tu, ve bike âmentu, ve leke eslemtu, ha-şa'a leke semt ve basarı ve muhhl ve azmi ve asabi."

Manası; Allahım, sana rükû ettim, sana inandım, sana teslim oldum. Kulağım, gözüm, iliğim, kemiğim, sinirlerim her şeyim sana boyun eğmiştir.

Kavme, iyice doğrulması, omurga kemiklerinden her birinin iyice yerine oturması ve ellerini kaldırması şekliyle olur. Bu halde iken şu zikirleri okur:

1. "Semi'allahu limen hamideh".   

Manası: Allah, kendisine hamd edeni İşitir.

2. "Allahümme rabbenâ leke'l-hamdu hamden kesîratı tayyi-ben mübâreken fîh.

Manası: Allahım, sayısız, pak ve kutsal övgüler sana mahsus­tur.

Buna şu ziyade de gelmiştir: "Mil'e's-semâvâti ve mü'e'l-ardı ve mil'e mâ şi'te min şey'in ba'du.

Manası: Gökler ve yer dolusu, senin dilediğin şey dolusu övgü sana mahsustur.

Bir rivayette şu ziyade vardır: "Ehle's-senâi ve'l-mecdi, ehakku mâ kâle'l-abdu, ve küllünâ leke abdun, Allahümme lâ mâni'a limâ a'tayte, velâ mu'tıye limâ mena'te, velâ yenfe'u ze'l-ceddi min-ke'l-ceddu.

Manası: Ey övgülere lâyık, şanı yüce Rabbimiz! Kulun ki he­pimiz senin kullarınızız söyleyebileceği en lâyık söz şudur: Alla­hım, senin verdiğini engelleyecek, engellediğini verecek yoktur. Hiç­bir varlık sahibine, sana karşı varlığı fayda vermez.[86]

3. "Allahümme tahhirnî bi's-selci ve'l-bered ve'l-mâi'l-bârid, Allahümme tahhirnî mine'z-zünûbi ve'l-hatâyâ kemâ yünakkâ's-sevbu'l-ebyad mine'd-denes."

Manası: Allahım, beni kar, dolu ve soğuk suyla pakla. Allahım, beni günah ve hatalardan, beyaz elbisenin kirden arındırıldığı gibi arındır. [87]

 
Sabah Namazında Kunut Duası:
 

Sabah namazında kunut okunması konusunda hadisler, sahabe ve tabiîn kavilleri farklılık arzetmektedir. Bence kunut okunmasıyla, okunmaması aynıdır. Sadece büyük olaylar sırasın­da kunut okuyan ya da içinden rükûdan önce birkaç kelimelik ku-nutta bulunan, bence daha iyi yapıyordur. Çünkü hadisler, Rasû-lullah'm (s.a.), Ri'l ve Zikvân[88] kabilelerine bir süre beddua okudu­ğunu, sonra ise bunu terkettiğini göstermektedir. Bu, her ne kadar kunut okumanın mutlak surette neshedildiğini göstermezse de, onun yerleşik bir sünnet olmadığına da işaret eder.

Yahut şöyle deriz: Kunut, düzenli olarak ifa edilmesi gereken bir görev değildir. Sahâbînin (yani Ebû Mâlik el-Eşca'î'nin) görüşü de budur; yani bunda devamlı olunmamasıdır. Rasûlullah (s.a.) ve halifeleri, başlarına bir olay geldiği zaman rükûdan önce ya da sonra müslümanlara hayır dua, kâfirlere de bedduada bulunurlar, kunutu tümden terketmezlerdi. Yani fevkalâde olaylar anında ku­nut olmadığını söyleyen bir görüş yoktur. [89]



[84] Nasr 110/3.

[85] Ruhtan maksat Rûhulkuds yani Cebrail'dir.

[86] Ancak hayırlı ameller işleyerek sana taatte bulunması fayda

[87] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/24-25.

[88] Pek çok İslâm kurrâsmın katledildiği Bi'-i Maûne faciasını gerçekleşti­ren Benî Süleym kabileleri, (Ç)

[89] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/25.