๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 13 Şubat 2011, 14:49:40



Konu Başlığı: Ruhun hakikati
Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Şubat 2011, 14:49:40
5) Ruhun Hakikati


 
Şeriatın Sükût Geçtiği Şeyleri Anlamak Mümkündür:
 

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Sana ruh hakkında sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size, ancak az bir bilgi verilmiştir.” [179]

el-A’meş, İbn Mesûd’dan bir rivayet olmak üzere bu âyette ge­çen “vemâ ûtlytum” ifadesini “vemâ âtû” şeklinde okumuştur. Bu­na göre mana “Onlara, ancak az bir bilgi verilmiştir.” olur. Bura­dan da anlaşılır ki, âyetteki hitap, ruh hakkında soru soran yahudileredir. Dolayısıyla âyet, sanıldığının aksine, bu ümmet-i merhumeden [180] hiçbir kimsenin ruhun hakikatini bilemeyeceğine dair bir nass olmaz. Şâri’ Teâlâ’nın sükût geçtiği her şey, asla bilinmez şeyler değildir. Hakkında sükût geçilen şeylerden birçoğu, bazıları kavrayabilse bile ümmetin çoğunluğunun anlama imkânı olmayacak ince meselelerdir. Onlara sırf bu yüzden girilmemiştir.

 
Ruh Hakkında Bilgimiz:
 

Bil ki: Ruhun hakikati hakkında elde edebileceğimiz ilk bilgi, onun canlılar için hayat iksiri olduğu, onlara ruh üflenmekle diri oldukları, ruhun ayrılmasıyla da öldükleridir. Sonra daha dikkatli düşünüldüğünde şu husus ortaya çıkar: Bedende, kalpte halita­ların [181] hülâsasından meydana gelen latîf bir buhar vardır ve bu hissedici, hareket ettirici ve besin için tedbir alıcı kuvvetleri taşır ki bu konu tamamen tıbbın alanına girer.

Tecrübeyle sabittir ki, bu buharın incelik, kalınlık, saflık ve bulanıklık gibi her bir halin, kuvvetlerde ve bu kuvvetlerden kaynaklanan işlevlerde özel bir etkisi bulunmaktadır. Keza bilinmek­tedir ki, herhangi bir organa ve ona uygun buhar üretimine bir âfet arız olduğunda, bu, buharı bozmakta ve o organı çalışamaz hale getirmektedir. Bu buharın oluşması hayatı gerektirir; ölüm ise onu çözümlemektedir. İlk bakışta ruh bu sanılmaktadır. Ama iyice düşünüldüğünde bu, ruhun alt tabakası olmaktadır.




[179] İsrâ: 17/85. Soruyu soranlar Yahudilerdir.

[180] Yani Muhammed ümmetinden. (Ç)

[181] Eski tıbba göre insan bedenindeki dört unsur: Kan, balgam, sevda ve safra. (Ç)