Konu Başlığı: Rasûlullah da meleklerin hallerinden bahseder Gönderen: Sümeyye üzerinde 15 Şubat 2011, 14:37:56 Rasûlullah (s.a.) da Meleklerin Hallerinden Bahseder: Konu ile ilgili olarak Rasûlullah’ın (s.a.) bazı hadisleri şöyledır: “Allah Teâlâ, bir şeyi takdir buyurduğu zaman, melekler O’nun buyruğuna boyun eğerek kanatlarını çırparlar da sanki sert kaya üzerinde zincir sesi gibi bir ses çıkar. Kalplerini bürüyen ürperti kalktığı zaman: ‘Rabbiniz ne buyurdu?’ derler. (Diğer bazıları): ‘Hak olanı buyurdu; O yüce ve büyüktür.’ cevabını verirler.” [150] “...Lâkin Rabbimiz Teâlâ bir şey takdir buyurduğu zaman Arş’ı taşıyan melekler tesbih ederler. Arkasından onlardan sonra gelen gök ehli tesbih eder. Böyle böyle tesbih şu alt semanın sakinlerine ulaşır. Sonra Arş’ı taşıyanların arkasından gelenler Arş’ı taşıyanlara: ‘Rabbiniz ne buyurdu?’ diye sorarlar. Onlar de ne buyurduğunu kendilerine haber verirler. Böylece semâvât sakinleri birbirleriyle haberleşir. Nihayet haber şu alt semaya ulaşır.” [151] “Ben geceleyin kalkmış, abdest almış ve bir miktar namaz kılmıştım. Namazımda uyku bastırdı ve uykuya daldım. Bir de ne göreyim, ben, en güzel bir suret içerisinde Rabbim Tebâreke ve Teâlâ ile beraberim. Bana: Yâ Muhammed!’ dedi. Ben: ‘Buyur yâ Rabbi!’ dedim. ‘Mele-i a’lâ ne hakkında çekişirler?’ buyurdu. Ben: ‘Bilmiyorum.’ dedim. Bunu üç defa söyledi. Sonunda elini iki omuzumun arasına koyduğunu gördüm ve o kadar ki parmaklarının serinliğini göğsümde hissettim. O anda her şeyin sırrı bana açıklandı. ‘Yâ Muhammed!’ buyurdu. Ben: ‘Buyur, Rabbim!’ dedim. ‘Mele-i a’lâ ne hakkında çekişirler?’ buyurdu. Ben: ‘Keffâretler hakkında.’ dedim. ‘Nedir onlar?’ buyurdu. Ben: ‘Cemaate yaya yürümek, namazlardan sonra mescidlerde oturmak, zor anlarda abdesti hakkını vererek almak.’ dedim. ‘Sonra ne hakkında çekişirler?’ dedi. Ben: ‘Dereceler hakkında.’ dedim. ‘Onlar nedir?’ buyurdu. Ben: ‘Yemek yedirmek, yumuşak sözlü olmak, geceleyin herkes uyurken namaz kılmak.’ dedim.” [152] Cebrail, Gök Ehline Allah’ın Emrini Duyurur: Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurur: “Şüphesiz ki Allah, bir kulu sevdiği vakit Cebrail’i çağırır da: ‘Ben falanı seviyorum; onu sen de sev!’ der ve onu Cebrail de sever. Sonra semada seslenerek: ‘Gerçekten Allah, falanı seviyor; onu siz de sevin!’ der. Artık onu sema ehli de severler. Sonra onun için yeryüzüne kabul konur (da makbul kişilerden olur). Bir kula da buğz etti mi, Cebrail’i çağırarak: ‘Ben falana buğzediyorum; ona sen de buğzet!’ der ve Cebrail ona buğzeder. Sonra sema ehli arasında: ‘Allah, falana buğzediyor; ona siz de buğzedin!’ diye seslenir. Onlar da kendisine buğzederler. Sonra o kul için yeryüzüne buğz (kin duygusu) konur.” [153] [151] Müslim, Selâm, 124. [152] Ahmed, 4/66. [153] Buhârî, Edeb, 41; Müslim, Birr, 157. |