Konu Başlığı: Örtünme ve elbise Gönderen: Sümeyye üzerinde 02 Şubat 2011, 19:00:09 ÖRTÜNME VE ELBİSE Bedenin Namaz İçin Örtülmesi: Örtünmek, insanın diğer hayvanlardan ayrıldığı bir özelliğidir. Giyinmiş hali, insanın en güzel halidir. Giyinmişlik, bir tür taharet anlamı da taşır, namaza karşı saygının bir ifadesidir, âlemlerin Rabbinin huzurunda münâcaatta bulunma edebinin gerçekleşmesidir. Örtünme, aslî bir vacip olup, ayrıca namazın manasını tamamlayıcı olduğundan onun için de bir şart kılınmıştır. Şâri’ Teâlâ, Örtünmeye İki Sınır Getirmiştir: i. Mutlaka örtünmesi gereken yerler. Namazın sahih olabilmesi için bu kısımların örtülmüş olması gerekir. ii. Örtülmesi mendup olan yerler. Avret yerinin en galîz kısmı olan ön ve arka, örtülmesi mutlaka gerekli olan kısımlardır. Dizkapaktan yukarısı bacaklar da bu kısma dahildir. Kadınların bedenlerinin sair yerleri de aynı şekildedir. Çünkü hadiste, “Hayız çağına gelmiş bir kadının başörtüsü olmadan namazı kabul olmaz.” [1149] Buyurulmaktadır. Bacakların avret-i galîzadan olması, şehvet mahalli olmasındandır. Kadının bedeni de aynı şekildedir. Dolayısıyla bunlar da, edep yerleri hükmünde avret-i galîzadandır. Örtülmesi mendup olan yerler hakkında ise Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: “Sakın sizden biri, tek parça kumaş içerisinde, omuzlarında bir şey olmaksızın namaz kılmasın.” [1150] “Geniş ise, uçlarını çaprazlama üzerine at...” [1151] Bunun hikmeti şudur: Arap-Acem ve diğer normal iklimlerde yaşayan herkese göre, kamil anlamda giyinmiş olmak için omuzların ve sırtın örtülü olması gerekir. Kaftan, entari, takım elbise ne giyerlerse giysinler hepsinin de ortak yönü budur. Rasûlullah’a (s.a.) tek parça elbise içerisinde namaz kılmanın hükmü soruldu. “Her biriniz iki parça elbise bulabiliyor mu?” [1152] buyurdu. Sonra Hz. Ömer’e (r.a.) soruldu, o şöyle cevap verdi: “Allah size bolluk verdiği zaman, siz de bolluk gösterin...” [1153] Bence ilk bakışta anlaşıldığı kadarıyla Rasûlullah’a (s,a.) behemehal örtülmesi gereken yerler hakkında sorulmuştu. Hz. Ömer’in sözü ise, örtülmesi mendup olan yerler hakkındadır. Sorunun, örtülmesi mendup olan yerler hakkında olması da muhtemeldir. Buna rağmen Rasûlullah (s,a.) iki parçadan oluşan elbise ile örtünmeyi emretmemiştir. Çünkü iki parçadan oluşan elbisenin şart koşulması -isterse mendup olan örtünme kısmıyla ilgili olsun- zorluk doğurur. Muhtemelen iki parça elbise bulamayan, içerisinde namazının olmayacağına dair bir endişe duyar, içindeki bu eksiklik duygusundan dolayı da namazı tam olmaz. Hz. Ömer, teşrî’ döneminin Rasûlullah’ın (s.a.) ölümüyle birlikte tamamlanıp sona erdiğini bildiğinden, namaz için tam giyinmenin müstehap olduğunu da gördüğünden, tam giyinik olunması doğrultusunda hükmetmiştir. Allah’u a’lem! Bazı Elbise Türlerini Giyinmenin Mekruh Olma Sebebi: Rasûlullah (s.a.), saçı arkasında topuz yapılmış olarak namaz kılan biri hakkında şöyle buyurmuştur: “Böylesinin misali, kollan arkasına bağlı olarak namaz kılan kimse gibidir.” [1154] Bence bu hadiste Rasûlullah (s.a.), kerahiyetin sebebinin, güzel ve tam görünümün bozulması, âdaba uygun görünümün olmaması olduğuna işarette bulunmuştur. Siyah çizgili kumaştan bir elbise (hamîsa) içinde namaz kılmış ve namazdan çıkınca: “Şüphesiz bu beni az önce namazımda meşgul etti...” [1155] buyurmuştur. Hz. Âişe’nin (r.a.) ince nakışlı perdesi hakkında da: “Şu perdeni gözümün önünden al! Üzerindeki tasvirler namazda iken hep bana görünüp duruyor” [1156] buyurmuştur. Kendisine hediye edilen ipek feraceyi (ferrâc) giydikten ve onunla namaz kıldıktan sonra şiddetle çıkarıp atmış ve, “Bu, müttekîlere yaraşmaz.” Buyurmuştur. [1157] Bu hadisler, mümin için namaz esnasında görünümünün güzel olması ve bu yüzden nefsin kendisini beğenmesi gibi sebeplerle kendisini meşgul edecek her şeyden uzak durmasının uygun olacağım göstermektedir. [1149] Ebû Dâvûd, Saİât, 84; İbn Mâce, Taharet, 132. [1150] Buhârî, Salât, 5; Ebû Dâvûd, Salât, 77. [1151] Ebû Dâvûd, Salât, 78 H. No: 634. [1152] Bkz. Ebû Dâvûd, Salât, H. No: 629. [1153] Buhârî, Salât, 9. [1154] Müslim, Salât, 232; Ebû Dâvûd, Salât, 87. [1155] Buhârî, Salât, 14, Libâs, 19; Müslim, Mesâcid, 61. [1156] Buhârî, Salât, 15; Tecrîd, 2/316. [1157] Buhârî, Salât, 15; Tecrîd, 2/318. |