Konu Başlığı: Öldürme üç türlüdür Gönderen: Sümeyye üzerinde 20 Ocak 2011, 18:31:07 Öldürme, Üç Türlüdür: öldürme, üç şekilde olur: i. Taammüden öldürme: Normalde öldürücü olan kesici ve delici ya da küt[167] bir âletle canını çıkarmak kasdıyla olan öldürmedir. ii. Hata yoluyla öldürme: Öldürme kasdı bulunmaksızın meydana gelen Öldürmedir. Bir insanın üzerine düşerek onu öldürmek, ya da ağaca attığının bir insana isabet etmesi sonucu öldürmek gibi. iii. Şibhu'1-amd: Taammüdene benzer öldürme: Birisine normalde öldürücü olmayan -kamçı ya da değnek gibi- bir âletle saldırma ve onu öldürme şeklidir. Öldürme fiilinin bu şekilde üç kısma ayrılmasının sebebi, daha önce işaret ettiğimiz gibi, konulacak olan müeyyidenin fiile iten sâike ve mefsedete karşı koyabilecek mahiyette olmasını temin içindir. Saik ve mefsedetlerin çeşitli mertebeleri vardır. Taammüden öldürme mefsedet bakımından daha büyük, saik bakımından daha güçlü olduğundan, ona karşı konulacak olan müeyyidenin şiddetli olması ve fazlasıyla caydırıcı bir mahiyet arzetmesi gerekir. Hata yoluyla öldürme mefsedetçe daha hafif, saik bakımından daha zayıf olduğundan onun için konulacak olan müeyyidenin (cezanın) hafif tutulması gerekir. Rasûlullah (s.a.), taammüden öldürme ile hataen öldürme arasında bir çeşit öldürme daha olduğunu ortaya koymuştur. Bu çeşit Öldürme, diğer iki kısmın ortasında yer almakta ve her ikisine de benzerlik arzetmektedir. Bu itibarla onun ayrıca ele alınması ve ikisinden birinin hükmüne katılmaması uygun olacaktır. [168] i. Taammüden Öldürme: Taammüden öldürme hakkında olmak üzere Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Kim, bir mü'mini kasten öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, ona lanet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.[169] Âyetin zahirine baktığımızda Allah Teâlâ, taammüden Öldüren kimseyi hiç affetmeyecektir. Nitekim İbn Abbâs (r.a.) da bu görüştedir. Ancak çoğunluk ulemâ ve sünnetin zahiri taammüden öldürmenin de diğer günahlar gibi olduğunu ifade etmektedir. Bu ağır ifadelerden maksat ise, caydırıcılığı sağlamak içindir ve orada çok uzun süre kalmasının ebedî kalmaya benzetilmesindendir. Taammüden öldürme durumunda keffâret bulunup bulunmadığı hakkında ulemâ ihtilâf etmişlerdir. Çünkü Allah Teâlâ, taammüden öldürmede keffâretten söz etmemiştir. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas yazıldı, Hürre hür, köleye köle, kadına kadın öldürülür... [170] Biri diğerinden daha şerefli olan iki Arap kabilesi vardı. Daha az şerefli olan, daha çok şerefli olan kabileden adamlar öldürmüşlerdi. Daha şerefli olan kabile: "Elbette köleye karşılık hürü, kadına karşılık erkeği öldüreceğiz; yaralamalarda ise en az iki katını çıkaracağız." demişlerdi. Yukarıdaki kısas âyeti işte bunun üzerine inmiştir. Âyetin manası -Allah'u a'lem- şöyledir: Öldürmelerde; akıl, güzellik, büyüklük, küçüklük, şereflilik, zenginlik... gibi özel sıfatlar dikkate alınmaz; sadece isimler ve küllî mazinneler dikkate alınır. Bu itibarla her kadın, diğer kadınlara denktir. Bu yüzden kadınların diyeti -özelliklerde farklı olsalar da- hep aynıdır. Keza hür de hüre, köle de köleye muadildir. [171] [167] Meselâ, gürz gibi.(Ç) [168] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/482. [169] Nisa 4/93. [170] Bakara 2/178. [171] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/483. |