Konu Başlığı: Nikâh akdinden önce hutbe Gönderen: Sümeyye üzerinde 21 Ocak 2011, 13:15:48 Nikâh Akdinden Önce Hutbe: İbn Mes'ûd (r.a.) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.), bana nikâh ve benzeri önemli işler anında nasıl teşehhüdde bulunulacağını öğretti. Şöyle: "Allah'a hamd olsun! O'ndan yardım ister, O'na istiğfar ederiz. Nefislerimizin şerrinden Allah'a sığınırız. Kimi Allah hidayete erdirirse, onu kimse sapıtamaz. Kimi de Allah saptırmışsa, onu kimse yola getiremez. Şehadet ederim ki Allah'tan başka tanrı yoktur ve yine şehadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve rasûlüdür." Sonra şu üç âyeti okur: "Ey iman edener! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin! [1427] "Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbiniz-den sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.[1428] "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin. Çünkü böyle davranırsanız, Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve rasûlüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur. [1429] Cahiliye döneminde insanlar, akitten Önce hitabede bulunurlar ve kavimlerinin üstünlüklerinden söz ederler, böylece asıl maksada gelirler ve evliliğin önemine dikkat çekmek isterlerdi. Törelerin bu şekilde cereyanında maslahat bulunuyordu. Çünkü hitabe, evliliğin ilân ve teşhiri anlamına geliyor; evliliğin herkesin gözü önünde ve bilgisi dahilinde yapılmasını sağlıyordu. Nikâhın ilân ve teşhiri, onu gayri meşru ilişkilerden ayıracağı için arzulanan bir şeydir. Hem hutbe ancak önemli şeyler esnasında irad olunur. Nikâha önem vermek ve onun insanlar arasında önemli bir akit olduğunu vurgulamak, en büyük maksatlardan biridir. Bu itibarla Rasûlullah (s.a.), hutbe geleneğini olduğu gibi bıraktı, ancak içeriğini değiştirdi. Ona dinî bir mahiyet verdi. Her önemli işe uygun zikir olmalıdır. Her yerde her vesile ile Allah'ın nişanelerine saygı gösterilmelidir. Böylece hak dinin simgeleri, bayrağı her yerde yayılacak, nişane ve emareleri her yerde apaçık gözükecektir. Bu mülahazalarla Rasûlullah (s.a.) nikâh hutbesinde hamd, istiâne, istiğfar, istiâze, tevekkül, teşehhüd, Kur'ân'dan âyetler okuma... gibi her türden zikre yer verdi. Rasûlullah (s.a.), bu maslahata şu hadisleriyle de işaret buyurmuştur: "Teşehhüd içermeyen her hutbe, cüzzamlı kol gibi işe yaramazdır.[1430] "Hamd ile başlanmayan her söz, güdüktür. [1431] [1427] Al-i Imrân 3/102. [1428] Nisa 4/1. [1429] Ahzâb 33/70-71. [1430] Ebû Dâvûd, Edeb, 18; Tirmizî, Nikâh, 17. [1431] Ebû Dâvûd, Edeb, 18; İbn Mâce, Nikâh, 19. Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/397-398. |