Konu Başlığı: Nafile namazlar Gönderen: Sümeyye üzerinde 31 Ocak 2011, 16:52:07 NAFİLE NAMAZLAR Şeriat, Nafile Namazların Kılınmasına Teşvikte Bulunmuştur: Şeriatlarda, kulların maslahatına yönelik olarak tecellî eden ilâhî rahmet, onlar için gerekli olan şeylerin beyan edilmesini, taa-tin tam anlamıyla nasıl fayda verebileceğinin açıklanmasını gerekli kılar. Böylece her insanın yeterince nasiplenebilmesi temin edilir; tabiî ihtiyaçlarını ve geçimlerini karşılamakla meşgul olan insanlar, behemehal yapılması gereken aslî yükümlülüklere yönelirler, boş olanlar da nefislerini terbiye etmek, olgunlaşmak ve âhiretlerini tam anlamıyla mamur etmek için uğraşırlar. İşte, teşrîde hep ön plânda tutulan bu ilke gereği, insanların nafile olarak kılabilecekleri namazların beyan edilmesi, uygun sebep ve vakitlerinin belirlenmesi gerekmiştir. Bununla yetinilmemiş, bu namazların kılınmasına yönelik teşvikler getirilmiş, faydaları açıklanmış, namaz kılınması yasak olan vakitler dışında, revâtip olarak belirlenmemiş namazların da kılınmasına insanlar özendirilmeye çalışılmıştır. Bu meyanda şeriat, bağlayıcı olmaksızın bazı namazların kılınmasını istemiştir. Bunları aşağıda sırayla ele alacağız. [126] 1. Farz Namazların Sünnetleri: Teşvik edilen bu namazların başında sünnet namazlar gelir. Bu namazların sünnet oluşunun sebebi şudur: Dünya meşgaleleri, insana Allah'ı unutturur, farz olarak kılınan namazlar ve bu esnada okunan zikirler üzerinde düşünülmesini engeller, tâatlerden elde edilmek istenilen faydanın hasıl olmasını önler. Çünkü bu meşgaleler, insanın hayvani yönünü güçlendirir, kalbi katılaştırır, melekî yönünü ise zayıflatır. Bu durumda, henüz farza başlanmadan, kalbin bu tür meşgalelerden arındırılmasını ve pasının giderilmesini sağlayacak bir vasıtanın konulması gerekmiş, böylece farz ibadetlere hazır bir kalp ile girilmesi, kişinin kendisini ona verebilmesi amaçlanmıştır. İnsan çoğu zaman kıldığı namazdan yeterince istifade edememektedir. Nitekim Rasûlullah (s.a.), "Nice namaz kılanlar vardır ki, namazlarından nasipleri ancak yarısı, üçte biri, dörtte biridir.[127] sözüyle buna işarette bulunmuştur. Bu durumda, namazdan beklenen maksadın ikmal edilebilmesi için farz namazın (önünde) ve sonunda nafile olarak namaz konulması gerekli olmuştur. [128] [126] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/41. [127] Benzeri bir hadis için bkz. Tergîb, 1/341. [128] Önce kılınan namazlar bir tür giriş, sonra kılman namazlar da bir tür hatime mahiyetindedir.(Ç) Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/41-42. |