๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 12 Şubat 2011, 15:28:21



Konu Başlığı: Mübadele türleri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 12 Şubat 2011, 15:28:21
Mübadele Türleri:


Mübadele iki şekilde olur:

a) Malın (aynin) mal ile mübadelesi. Bu alış veriştir.

b) Malın menfaat ile mübadelesi. Bu da icâre olmaktadır.

Şehir hayatının intizamı, halk arasında kaynaşma ve sevgi­nin bulunmasıyla ancak tamam olabilir. Bir arada yaşama ve kay­naşma zarureti, çoğu zaman ihtiyaç içerisinde bulunan kimselere karşılıksız vermeyi gerektirir, ya da ülfet, ancak böyle bir davranış ile mümkün olabilir. Böylece hibe ve ariyet [264] gibi tasarruflar do­ğar. Keza şehir düzeninin sağlanması ve devamı, fakirlere yardım­cı olunması ile mümkündür. Bu, sadaka tasarrufunu gerekli kı­lar. Öbür taraftan toplum içerisinde beceriksiz, becerikli, züğürt, servet sahibi, bayağı işlerde çalışmayı kendilerine yediremeyenler, böyle olmayanlar, ihtiyaçların baskısı altında kalanlar, fazla bir ihtiyacı bulunmayanlar.., kısaca her türden insan bulunur. Bu durumda birinin geçimi, ancak diğerinin yardımı ile mümkün olur. Yardımlaşma ise, ancak bir sözleşme (akit), ileri sürülen şartlar ve belli bir yol üzere anlaşma ile mümkün olabilir. Böylece kazanç yo­larından olmak üzere müzâraa [265], mudârabe [266], icâre, ortaklık, vekâlet verme.., gibi yeni tasarruflar vücuda gelir. Doğan ihtiyaç­lar, insanları borçlanma ve emanet bırakma gibi tasarruflara iter. İnsanlar zamanla hıyanet ve inkâra maruz kaldıklarını, borç­ların ödenmeyip sürüncemede bırakıldığını tecrübe yoluyla öğren­diler ve bu durum onları, şahit tutma, yazılı belge ve rehin al­ma, kefalet isteme, havale gibi yeni tasarrufların ihdasına gö­türdü. Refah düzeyi arttıkça, yardımlaşma türleri de dallandı ve yeni yeni türler ortaya çıktı. [267]

Yeryüzünde yaşayan hiçbir milletin, sözünü ettiğimiz bu mu­ameleleri bilip yapmadıklarını, aralarında neyin adalet neyin de zulüm olduğunu bilmediklerini söylemek mümkün değildir.

Allah’u a’lem!

 

6) Şehir Yönetimi
 

Bu konudan maksat, şehir halkı arasında mevcut bulunan ilişkilerin nasıl korunacağıdır. Şehirden kastım ise, birbirine ya­kın, aralarında muamelelerin sürdüğü ve çeşitli evlerde oturan in­sanlardan müteşekkil yerleşim birimidir.

 

Şehir, Tek Bir (Hükmî) Şahıstır:
 

Şöyle ki: Şehir, sözü edilen ilişki açısından tek bir şahıs (hük­münde) olup, birimlerden ve sosyal bir yapıdan meydana gelir. Çeşitli birimlerden meydana gelen herşeyin, madde ve suretinde çö­zülmelere, yapısında hastalığa maruz kalabilmesi kaderidir. Has­talıktan maksat, halihazırdaki haline nisbetle başka bir durumun o topluma daha uygun olmasıdır. Keza toplumlar, hasta olabile­cekleri gibi sağlıklı da olabilirler.



[265] Tarla birinden, emek birinden olan ortaklık. (Ç)

[266] Emek-sermaye ortaklığı. (Ç)

[267] Bireylerin yaptıkları ya da karşılaştıkları zararları ödemede güçlük çekmeleri âkile sistemi gibi dayanışma gruplarını, sigorta gibi yeni yeni akitleri otaya çıkarmıştır. (Ç)