Konu Başlığı: Mescidler Gönderen: Sümeyye üzerinde 02 Şubat 2011, 19:10:59 MESCİDLER Mescidler Allah’ın Nişanelerindendir: Mescid inşasının büyük sevap olması, mescidlere devamın ve orada namazı beklemenin büyük ecir getirmesi, onların İslâm’ın nişanelerinden olmasındandır. Bu meyanda Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: “Bir mescid gördüğünüzde, ya da bir müezzin işittiğinizde sakın hiçbir kimseyi öldürmeyin!” [1119] Hem mescidler, namaz mahallidir, âbidlerin itikafa çekildiği, ilâhî rahmetin indiği yerdir. Mescidler bir açıdan Ka’be’ye benzerler. Bu anlamda Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: “Kim abdestli olarak farz bir namaza gitmek üzere evinden çıkarsa, onun ecri, ihram, içerisindeki hacının ecri gibidir; kim de kuşluk namazı için çıkarsa ve bundan başka bir amacı da olmazsa, onun ecri umre yapanın ecri gibidir.” [1120] Rasûlullah (s.a.), “Cennet bahçelerine uğradığınız zaman yararlanın.” buyurdu. Ona, “Cennet bahçeleri de nedir?” denildi. “Mescidlerdir.” buyurdu. [1121] Mescide Gitme Niyeti İnsanın Derecesini Yükseltir: Namaz vakilerinde, kişinin işinden ve ailesinden ayrılarak mescide yönelmesi ve bununla da sadece orada namaz kılmayı kastetmesi, onun dindeki ihlâsının ve Rabbine ta kalbinin derinliklerinden gelen bir itaati olduğunun belirtisidir. Rasûlullah’ın (s.a.) şu hadisi bu konuyu işlemektedir: “Hiçbir kimse yoktur ki tertemiz abdestini alsın, sonra mescide çıksın, namazdan başka hiçbir kasdı bulunmasın da Allah, onu attığı her adım karşılığında bir derece yükseltmesin, her adım karşılığı ondan bir günahı silmesin. Namazı kıldığı zaman, yerinden ayrılmadığı sürece melekler ona rahmet okumaya devam ederler; ‘Allah’ım ona mağfiret et, Allah’ım ona merhamet et!’ diye dua ederler. Sizden biri, namazı beklediği sürece namazda sayılır.” [1122] Mescidlerin binası, Allah’ın dininin yüceltilmesi içindir. Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: “Her kim mescide gider ya da gelirse, Allah ona her gelip gidişinde cennetteki konağını hazır eyler.” [1123] Bence bu hadis, her geliş ve gidişin, insanın benimi gücünün melekî gücüne boyun eğmesini sağladığına işarettir. [1119] Ebû Dâvûd, Cihâd, 91. [1120] Ebâ Dâvûd, Salât, 48 (1/153). [1121] Tirmizî, Deavât, 82; Ahmed, 2/150. [1122] Buharı, Ezan, 30; Müslim, Mesâcid, 257. [1123] Buhârî, Ezan, 37. |