> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Hüccetullahil Baliğa > Merhabalaşmak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Merhabalaşmak  (Okunma Sayısı 3104 defa)
17 Ocak 2011, 15:25:10
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 17 Ocak 2011, 15:25:10 »




Merhabalaşmak:         
   
                                 
 

Musâfaha yapmak, gelene merhaba demek, yoldan geleni ku­caklamak ve benzeri davranışlar, daha bir ilgi ve

sevgi belirtisi olur, karşıdakine ülfet telkin eder, onun yalnızlığını giderir, ilgisiz kalmadığını gösterir. Bu itibarla bu gibi davranışlar teşvik edil­miştir.

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"İki müslüman karşılaştığında, Allah'a hamdederek musâ­faha ederler, istiğfar ederlerse, günahları affolunur. [163]

Çünkü müslümanların birbirlerine güleryüz göstermeleri, birbirlerini sevmeleri, birbirlerine iltifat etmeleri, aralarında Al­lah'ın adım her vesile ile anmaları, âlemlerin Rabbi yüce Allah'ı hoşnut ve razı eder. [164]

 
Karşılama İçin Ayağa Kalkmak:
 

Kıyam etme hakkında hadisler farklılık arzetmektedir. Bu meyanda Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Adamın huzurunda divan durması, kimi sevindirirse, o, ateşteki yerine hazırlansın! [165] 

"Acemlerin birbirlerini tazim ederek kıyam ettikleri gibi, siz de öyle ayağa kalkmayın![166]

Sa'd'ın fr.a.) hakemliği hadisesinde ise, "Büyüğünüze ayağa kalkın! [167] buyurmuştur.

Hz. Fâtıma (r.a.), babası Rasûlullah'ın (s.a.) yanına girdiğin­de, RasûluUah (s.a.) hemen ayağa kalkar, elini tutar, onu öper ve yanına oturturdu. Kendisi onun yanına girdiğinde de hemen Hz. Fâtıma ayağa kalkar, elini tutar, onu Öper ve yanına oturturdu.

Bence bu hadisler arasında gerçekte bir ihtilâf yoktur. Çünkü emir ve yasağa mihver teşkil eden manalar farklıdır. Zira Acem âdeti, hizmetçilerin efendilerinin Önünde, halkın da hükümdarları­nın Önünde kıyam etmesi şeklindeydi. Bu, onların tazim anlayışla-rındaki aşırılıktan ileri geliyordu ve neredeyse şirk anlamı taşıyor­du. Bu yüzden böyle bir davranışta bulunulması yasaklandı. Ha­diste geçen "Acemlerin birbirlerini tazim ederek kıyam ettikleri gi­bi" ifadesi de bu manaya işarette bulunmaktadır.

"Adamın huzurunda divan durması, kimi sevindirirse" ifade­sinden maksat, hizmet için el pençe divan durma halidir. Ama böyle olmaz da, el pençe divan durmaksızın ona ikram etmiş ol­mak, hatırını almak, gönlünü hoşnut etmek, tedirginliğini atması­nı sağlamak için ayağa kalkarsa, o zaman bunda bir sakınca yok­tur. Çünkü böyle bir ayağa kalkmanın şirkle herhangi bir ilgisi yoktur. [168]

 
Karşılaşma Anında Eğilmek:               
 

Rasûlullah'a (s.a.) şöyle soruldu:                     

'Ta Rasûlallah! Bizden bir adam, kardeşiyle karşılaştığında, onun için eğilir mi?" RasûluUah (s.a.), buna hayır cevabı verdi. [169]

Sebep, bunun namazdaki rükûyu andırır olmasıdır ve bu ha­liyle selâm secdesi mesabesinde olmaktadır. [170]

 
Girme Ve İzin İsteme Âdabı:
 

Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

"Ey iman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip ev halkına selâm vermedikçe girmeyin. Bu sizin için da­ha iyidir; herhalde düşünüp anlarsınız.[171]

"Ey mü'minler! Ellerinizin altında bulunan (köle ve cariyele­riniz) ve içinizden henüz ergenlik çağına girmemiş olanlar, sabah namazından Önce, Öğleyin soyunduğunuz vakit ve yatsı namazın­dan sonra (yanınıza gireceklerinde) sizden üç defa izin alsınlar. Bunlar, mahrem halde bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışında ne sizin için, ne de onlar için bir sakınca yoktur. Birbiri­nizin yanına girip çıkabilirsiniz, işte Allah âyetleri size böyle açık­lar. Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Çocuklarınız ergenlik çağına girdiklerinde, kendilerinden ön­cekiler (büyükler) izin istedikleri gibi onlar da izin istesinler. [172]

İzin isteme, kişinin insanların ansızın avret yerlerine vakıf olmalarının, onların görülmesini istemedikleri şeylere bakılması­nın hoş olmaması sebebiyle meşru kılınmıştır. RasûluUah (s.a.) bir hadislerinde buna işarette bulunmuş ve, "izin isteme, ancak göz­den dolayıdır. [173] buyurmuştur. Dolayısıyla izin isteme şeklinin insandan insana farklı olması tabiîdir.

İzin konusunda insanları şöyle bir ayırıma tutmak mümkün­dür:

i. Tamamen yabancı olup, aralarında geldisi gittisi olmayan kimseler. Bunlar, ancak açıktan izin istedikten ve karşı tarafın da açıkça izin verdiğini ifade etmesinden sonra içeri girebileceklerdir. Bunun içindir ki RasûluUah (s.a.), izin almadan içeri giren Amir oğullarından olan Kelde b. el-Hanbel'e, "Dön ve 'es-Selâmu aley-kum, girebilir miyim?' de!" buyurmuş, böylece izni nasıl alması gerektiğim ona öğretmiştir. [174]

Yine RasûluUah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"İzin istemek üç keredir. Sana izin verilirse ne âlâ, yoksa dönüver!'[175]

ii. Mahrem olmayan hür olan, ancak aralarında geldisi gittisi bulunan, yakınlık olan kimseler. Bunların izin almaları, birinci gruptan olanlara nisbetle biraz daha hafiftir. Bu yüzdendir ki Rasûlullah (s.a.), Abdullah b. Mes'ûd'a (r.a.) şöyle buyurmuştur:

"Senin benim yanıma girmek için iznin, perdenin kaldırılma­sı ve benim fısıltımı işitmendir. Bu tâ seni yasaklayıncaya kadar böyle gidecektir.[176]

iii. Kendilerinden kaçınmaya gerek olmayan çocuklar ve kö­leler: Bunlann izin istemesi, ancak âdeten soyunma halinde bulu­nan vakitler dışında gerekmemektedir. Allah Teâlâ'nın özellikle bu üç vakti tahsis etmesi, bu üç vaktin çocukların ve kölelerin gi­rip çıkma zamanlan oluşandandır; meselâ gece yansı ise böyle de­ğildir.

Rasûlullah (s.a.), bir kimsenin başka bir kimseye haberci gön­dermesinin izin olduğunu beyan etmiştir. [177] Çünkü kendisine ha­berci gönderdiği için onun girmesine karşı hazırlıklı olacaktır. [178]




[163] Ebû Dâvûd, Edeb, 146.

[164] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/623.

[165] Ebû Dâvûd, Edeb, 13.

[166] Ebû Dâvûd, Edeb, 152.

[167] Ebû Dâvûd, Edeb, 144.

[168] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/623-624.

[169] Tirmizî, İsti'zân, 31; İbn Mâce, Edeb, 15

[170] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/624.

[171] Nûr 24/27.

[172] Nûr 24)58-59.

[173] Müslim, Âdâb, 41.

[174] bkz. Ebû Dâvûd, Edeb, 6X76.

[175] Müslim, Âdâb, 37.

[176] Müslim, Selâm, 16.

[177] bkz. Ebû Dâvûd, Edeb, 129.

[178] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/624-626.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Merhabalaşmak
« Posted on: 24 Nisan 2024, 17:10:03 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Merhabalaşmak rüya tabiri,Merhabalaşmak mekke canlı, Merhabalaşmak kabe canlı yayın, Merhabalaşmak Üç boyutlu kuran oku Merhabalaşmak kuran ı kerim, Merhabalaşmak peygamber kıssaları,Merhabalaşmak ilitam ders soruları, Merhabalaşmakönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes