Konu Başlığı: Mehrin sadece mal olması şartı yoktur Gönderen: Sümeyye üzerinde 21 Ocak 2011, 13:12:02 Mehrin, Sadece Mal Olması Şartı Yoktur: Rasûlullah (s.a.) bir defasında Kur'ân'dan bazı sûreleri(n öğretilmesini) mehir kılmıştır. [1454] Çünkü Kur'ân öğretimi, rağbet edilen önemli bir hizmettir; mala olan arzu ve talep gibi, ona da arzu duyulur. Dolayısıyla malın yerini alması caiz olmuştur. [1455] Velime: Düğün Ziyafeti Eskiden insanlar gerdekten önce ziyafet vermeyi âdet edinmişlerdi. Bunda birçok maslahat bulunmaktadır: i. Nikâh, herkese iyi bir yolla duyurulmuş olur. Gerdeğe girmek üzere olduğu bir sırada, kurulan ilişkinin evlilik ilişkisi olduğunun herkese duyurulması gerekir. Böylece nesep konusunda hiçbir kuşkuya mahal kalmaz; nikâh, sifahtan (zina) ilk bakışta ayrılmış olur; kadının o adama ait olduğu herkesin gözü önünde ilân edilmiş olur. ii. Bu bir şükür ifadesidir. Allah Teâlâ, kendisine yuva kurma nimetini bahsetmiştir. Bu durumda onun da, Allah'ın kullarına ikramda bulunması ve onlara ziyafet vermesi bir şükür gereği olacaktır. iii. Kadına ve ailesine saygı manasına gelir. Kadın için mal harcaması, onun için insanları bir araya toplaması, kadının onun yanında değeri ve Önemli bir yeri olduğunu gösterir. iv. Ev halkı arasında özellikle de ilk kez bir araya gelişlerde, ülfet ve muhabbetin gerçekleştirilmesi için bu tür davranışlara ihtiyaç vardır. v. Daha önceden sahip olmadığı yeni bir nimeti elde etmek, ferah, coşku ve sevinç doğurur; bu insanı mal harcamaya iter. Böyle bir dürtüye uymak ve ziyafet vermek, cömertlik vasfını kazan-.. mak, pintilik dürtüsüne baş kaldırmak için bir alıştırma olur. Buna benzer daha birçok faydaları vadır. [1456] Rasûlullah (S.A.) Düğün Ziyafeti Vermiştir: Düğün ziyafeti vermede gerek şehir ve ev siyaseti ve gerekse nefis terbiyesi ve ihsan mertebesine ulaşılması açısından birçok fayda bulunması sebebiyle, bu âdetin Rasûlullah (s.a.) tarafından olduğu gibi korunması, ona teşvikte bulunması, bizzat kendisinin de bu âdet doğrultusunda hareket etmesi vacip olmuştur. Rasûlullah (s.a.), düğün yemeğini mehir konusunda belirttiğimiz benzeri gerekçelerle tahdit etme yoluna gitmemiştir. Bunun ' ortası, bir koyun kesip yedirmektir. Rasûlullah (s.a.), Safiyye (r.a.) ile evliliğinde "hays[1457] yemeği vermiş, bir hammıyla evlendiğinde ise sadece iki müd arpa (ekmeği) yedirmiştir. [1458] Düğün Davetine Katılma: Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Biriniz, düğün yemeğine davet edildiği zaman ona katılsın!" Bir rivayette de devamla şöyle buyurmuştur: "Artık ister yer, ister yemez. [1459] Genel teşrî esaslarından biri şudur: Bir kimseye, bir maslahata mebni insanlara yönelik bir şey yapması emredildiği zaman, bu emir, insanların da onun arzu ettiği şeye karşılık vermelerinin, ona icabette bulunmalarının teşvik edilmesini gerektirir. Aksi takdirde emirden beklenen maslahat gerçekleşmez. Evlenen kimse, insanlara düğün yemeği vermek ve bu yolla nikâhı herkese duyurmakla emrolununca, insanlara da onun davetine katılmaları emro-lunur. Davetli oruçlu olur da, yemek istemezse bunun bir zararı olmaz. Çünkü katılmasıyla asıl maksat hasıl olmuştur. Hem, davete icabet etmek sıla kabilinden bir İyiliktir. Bunun bir sünnet olarak yaşanmasında, hem şehrin hem de mahallenin düzen ve intizamına büyük katkı olur. [1460] [1455] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/403. [1456] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/403-404. [1457] Hays; hurma, keş ve tereyağının yoğurulması ile yapılan bir yemek türüdür. [1458] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/404. [1459] Buhârî, Nikâh, 71; Müslim, Nikâh, 105; Ebû Dâvûd, Afime, 1; İbn Mâce, Nikâh, 25. [1460] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/404-405. |