๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 15 Şubat 2011, 14:45:49



Konu Başlığı: Külli kaideler
Gönderen: Sümeyye üzerinde 15 Şubat 2011, 14:45:49
I- Külli Kaideler


Sonra ben kitabı iki kısımda ele aldım: Birinci kısmı küllî kaidelere ayırdım. Bunlar şeriatlarda dikkate alman maslahatları gerçekleştirecek esaslardır ve bunların çoğu Rasûlullah (s.a.) za­manında mevcut bulunan bütün milletlerce benimsenen, araların­da haklarında ihtilâf bulunmayan şeylerdir. O zamanda yaşayan­lar, bunları sormaya ihtiyaç duymamışlardı. Bununla birlikte Ra­sûlullah (s.a.) fer’î meseleleri açıklarken, onların temelini teşkil eden esaslara dikkat çektiği gibi bunlara da işarette bulunmuştur. Böylece dinleyiciler, fer’î meseleleri onlara irca etme imkânı bul­muşlardır; çünkü İsmâîlî şeriata müntesip bulunan Araplarda, ke­za Yahudi, Hıristiyan ve Mecusîlerde onların önceden aşina olduk­ları benzeri esaslar mevcut bulunuyordu.

 

Şeriatların Göz Önünde Bulundurdukları Hikmetler İki Esasa Çıkar:
 

Gördüm ki, şeriatların amaçları ve gözettikleri hikmetler, de­taylarıyla ele alındığında iki temel konuya çıkmaktadır:

a) İyilik ve kötülük anlayışı (el-Birr ve’l-ism).

b) Millî/Şer’î siyâset (es-Siyâsâtu’l-milliyye).

Sonra birinci bahsin yani iyilik ve kötülük anlayışının künhü-ne vakıf olunabilmesi için daha önceden mutlaka mücâzât, sosyal ihtiyaçlar ve giderilmesi (irtifaklar), beşerî saadet ve bedbahtlık konularının anlaşılmasının gerekli olduğunu gördüm.

Daha sonra baktım ki, bu bahisler bu ilimde kesin kabul gören (müsellem), neden ve niçini sorulmayan bazı meseleler üzerine kurulmaktadır. Bunların müsellem oluşu:

i. Ya bütün dinlerin üzerinde söz birliği etmesi ve bunun so­nucunda herkesçe bilinir olmasından,

ii. Ya öğreticiye olan hüsnüzandan

iii. Ya da bu ilimden daha yüksek bir başka ilimde zikredilen deliller sebebiyle olmaktadır.

Kitabımda, nefsin/ruhun cesetten ayrıldıktan sonra bekası, übaz ya da elem duyması konusunda sözü uzatmaktan kaçındım. Çünkü bu konular âlimlerin kitaplarında işlenmiştir. Bunlarla ilgili bahislerden eğer söz ettiysem, bu, gördüğüm kitapların benim bahsettiğim şeye hiç temas etmemeleri ya da benim çıkarmaya muvaffak olduğum sonuç ve tertipten uzak bulunmaları sebebiyle olmuştur. Keza herkesçe müsellem bulunan konulara temas ettiysem, bu, âlimlerin onlara temas etmediğini, onlar hakkında deliller getirme kaygısı taşımadıklarını görmem yüzünden olmuştur.

Kitabımın bu kısmında sırayla şu konulara yer vermiş bulu­nuyorum:

1. Bu dalda tasdiki gerekli olan çeşitli meseleler. Bunları, ne­den ve niçinine temas etmeksizin zikretmiş bulunuyorum.

2. Gerek hayatta ve gerekse öldükten sonra fiillere verilen karşılığın (mücâzât) keyfiyeti.

3. Bütün insanlığın yaratılış icabı duyduğu sosyal ihtiyaçlar ve bunların giderilme yolları (irtifaklar [121]). Arap olsun olmasın hiç­bir ulusun, bu konuda akıllarının gerektirdiği şeylerden sapmamış olmaları.

4. İnsanın dünya ve âhirete nisbetle saadeti ve bedbahtlığı.

5. İyilik ve kötülük anlayışı ve bu bahiste bütün din mensup­larının üzerinde anlaştıkları esaslar.

6. Ümmetin yönetimi için gerekli olan hadlerin ve diğer şer’i hükümlerin konulması.

7. Rasûluılah’ın (s.a.) sözünden şer’î hükümlerin çıkarılması keyfiyeti.

 

II- Hadislerin Hikmetleri

 

İkinci kısmı ise hadislerin sırlarını açıklamaya ayırdım ve bu­rada şu bahislere yer verdim:

1. İman bahisleri.

2. İlim bahisleri.

3. Taharet bahisleri.

4. Namaz bahisleri.

5. Zekât bahisleri.

6. Oruç bahisleri.

7. Hacc bahisleri.

8. İyilik etme (ihsan) bahisleri.

9. Muamelât bahisleri.

10. Ev idaresi bahisleri.

11. Şehir idaresi bahisleri.

12. Geçim kuralları ve ilgili bahisler.

13. Çeşitli konular.

Artık asıl konuya geçmenin zamanı gelmiştir. Bu vesileyle işin başında da sonunda da Allah’a hamd ederiz.

 

1- KÜLLİ KAİDELER

 

Şer’î hükümlerde göz önünde bulundurulan maslahatlara esas olan küllî kaide ve prensipler

Bu kısım yedi bölümden ve yetmiş konudan (bâb) meydana gelmiştir.




[121] Müellifin çok önemli terimlerinden biri olan bu kelimeden sosyal ihtiyaçlar, kamu kurum ve kuruluşları kastedilmektedir. (Ç)