> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Hüccetullahil Baliğa > Kişiyle nefsi arasında olan günahlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kişiyle nefsi arasında olan günahlar  (Okunma Sayısı 1021 defa)
10 Şubat 2011, 17:59:02
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 10 Şubat 2011, 17:59:02 »



16) Kişiyle Nefsi Arasında Olan Günahlar

 
Melekî Güç, Hayvanî Güç Tarafından Kuşatılır:
 

Bil ki: insanda mevcut bulunan melekî güç, hayvanı güç tara­fından çepe çevre kuşatılmış bir haldedir. Onun hali aynen kafes­teki kuşa benzer. O kuşun mutluluğu, kafesten çıkmasına, o güze­lim bahçelerden oluşan aslî vatanına kavuşmasına, orada her tür­lü tanelerden, lezzetli yemişlerden yemesine ve aynı türden olan diğer kuşların arasına katılmasına bağlıdır; işte ancak o zaman son derece mutlu olabilir.

İnsanın en bahtsız hali, “dehrl” (tabiatperest, materyalist) ol­masıdır. Dehrîliğin gerçek anlamı, insanın kendi fıtratına konul­muş olan bilgiye ters düşmesidir. Daha önce de açıkladığımız üze­re insanın içerisinde kendi Yaratıcısına doğru bir meyil vardır ve bu saikle içinde hep O’na karşı en üst düzeyde tazım duygusu ta­şır. Nitekim aşağıdaki âyet ile hadis bu manaya işaret etmektedir:

“Rabbin Adem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini aldı ve onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ Onlar da, ‘Evet!’ dediler.” [394]

“Her doğan, fıtrat üzere doğar.” [395]

Kişinin içerisinde Rabbine karşı en üst düzeyde saygı duyabilmesi için, mutlaka O’nun kasıt ve ihtiyar ile tasarrufta bulun­duğuna, kullan, yaptıkları herşeyden dolayı sorgulayacağına, on­ları başıboş bırakmadığına ve indirdiği şeriatlarla sorumlu tuttu­ğuna iyice inanması, bu inancın içerisinde yer etmesi gereklidir. Aşağıdaki inançları taşıyan her kimse, o dehrîdir:

a) Varlık silsilesinin nihayet kendisine varıp dayandığı bir Rabbi olduğunu inkâr eden,

b) Alemde herhangi bir tasarrufta bulunmayan, seyirci bir Rabbin olduğuna itikat eden,

c) Yaptığı tasarruflarda ihtiyarı olmadığını ve yaptığı şeyleri zorunlu olarak yaptığını düşünen,

d) Kullarını hayır ve şer her ne işlemişlerse, onların karşılı­ğında mutlaka cezalandırmayacağına inanan,

e) Rabbini diğer yaratıklar gibi tasavvur eden veya O’na ait özelliklerde kullarını da kendisine ortak koşan,

f) İnsanları, peygamber aracılığıyla şeriatla yükümlü tutma­yacağım düşünen...

Bu inançları taşıyan bir kimsenin, içinde Rabbine karşı bir saygı duyması imkânsızdır. Onun bilgi ve basireti kudsiyet âlemine asla ulaşabilecek güçte değildir. Böyle birinin hali, iğne ucu kadar bile bir deliği olmayan demir bir kafese hapsolunmuş bir kuşun durumundan farksızdır.

 

Dehrî Öldüğü Zaman Perde Şeffaflaşır Ve Melekî Yön Ortaya Çıkar:
 

Dehrî öldüğü zaman, kendisini bürüyen perde şeffaflaşır ve melekî yön bir tür ortaya çıkar, fıtratında gizli bulunan meyil ha­rekete geçer; ancak Rabbi ve kudsiyet makamına ulaşma hakkın­daki yanlış inancı onun önünü keser. Bunun üzerine, nefsinde son derece büyük bir vahşet ve ürperti hali belirir. Allah Teâlâ ve Mele-i a’lâ sakinleri onun o iğrenç haline bakar. Bu haliyle o, gazap ve hakaret nazarıyla çepeçevre kuşatılır ve bunun sonucunda me­leklerin içlerine gazap ve azap ilhamları iner. Böylece o kişiye misal (âlemin)de ve hariçte azap edilmeye başlanır.

İnsanın en bahtsız diğer bir hali de, Allah Teâlâ’nın:

“O, her an başka bir şandadır.” [396] Ayetinde beyan buyurduğu her an bir “şân”da oluşuna karşı kibirlenmesi ve böylece kâfir ol­masıdır.

“Şan”dan maksat şudur: Âlemin, ilahî hikmetin gereği olmak üzere çeşitli devirleri ve dönemleri vardır. Devri geldiğinde, Allah Teâlâ her semaya yapılması gerekeni vahyeder ve Mele-i a’lâ o em­re uygun düşecek tedbirleri alır. O devirde yaşayanlar için bir şeri­at ve bir maslahat belirlenir.

Sonra Mele-i a’lâ’ya ilham olunarak, bu devrin gereği olan ilâhî düzenin âlemde yürürlüğe konması hususunda icmâ etmeleri istenir ve onların bu icmâları, insanların kalplerine gelen ilhamla­rın sebebi olur.

Bu şan, hiçbir hudûs şaibesi bulunmayan kadîm mertebeyle irtibatlıdır.

Bu da, Vâcib Teâlâ’nın bazı kemâl yönlerini -aynen ilk mer­tebe gibi- açıklayıcı olmaktadır.

Kim bu şana ters düşer, ona buğz eder ve ondan yüz çevirirse, Mele-i a’lâ’dan inen ve nefsini çepeçevre kuşatan şiddetli bir lanete çarptırılır. Bunun sonucunda amelleri heba olur, kalbi katı­laşır ve işlediği hayır işlerden bir türlü fayda elde edemez. Şu âyet-i kerîmede işte bu manaya işaret olunmaktadır:

“Kitapta [397] açıkça belirttikten sonra indirdiğimiz açık delille­ri ve hidayeti gizleyenler [398] var ya, işte onlara hem Allah lanet eder, hem de bütün lanet ediciler [399] lanet eder.” [400]

“Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. On­ların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için büyük bir azap vardır.” [401]

Böyle biri, deliği olan, fakat üzerinde büyük bir örtü bulunan bir kafesteki kuşun haline benzer; kurtuluş imkânı yoktur.

(Dehrî ve kâfirin) berisinde olan kimse ise lâyıkı üzere tevhîde ve Allah’a saygı göstermenin gereğine inanır, ancak iyilik ve kötülük telakkisinin gereği olmak üzere yapmakla emrolunduğu şeyleri yerine getirmez. Böyle biri şuna benzer: Meselâ bir adam cesaretin ne demek olduğunu ve içerdiği faydaları bilir; ancak onunla bir türlü muttasıf olamaz. Çünkü cesaretin nefiste biz­zat bulunması, onun suretinin bulunmasından ayn bir şeydir. Bu­nun hali de kafesteki şöyle bir kuşun haline benzer; parmaklıklar arasından yeşillikleri ve yemişleri görür; daha önceleri de oralarda özgürce dolaşmıştır, kafese kapanması sonradan başına gelmiştir. İşte böyle bir kuş, oralara karşı özlem duyar, kanatlarım çırpar, gagasını kafesin deliklerine sokar, fakat bir türlü çıkamaz. İşte iyilik ve kötülük telakkisi açısından büyük günahların anlamı bu­dur.

 

Allah Teâlâ’nın Emrettiği Şeyleri Terketmenin Sonucu:

 

Bu mertebenin daha berisinde ise şu kimse gelir: Bu, Allah Teâlâ’nın emirlerini yapar; ancak gerekli olan şartlarına riayet et­mez. Bu kimsenin hali de kafesteki şöyle bir kuşun haline benzer: Kafesi kırıktır; ancak çıkması zahmetlidir. Oradan çıkabilmesi için, mutlaka cildinin çizilmesini, tüylerinin yolunmasını göze al­mak zorundadır. Kafesten çıkabilir; ancak bu büyük bir gayret ve zahmet sonucunda mümkün olur. Çıktıktan sonra hemcinslerinin arasına katıldığı zaman da, kendisini o kadar mutlu hissedemeyecektir; çünkü yara bere içerisinde kalmış, tüyleri yolunmuş olacak­tır.

Bu gruptakiler, iyi işler yanında kötü işler de yapan ve bunla­rı birbirine karıştıran kimseler olmaktadır. Onları, arzuladıkları yere varmaktan engelleyen bu şeyler, iyilik ve kötülük felsefesine göre “sağîre” yani küçük günah sayılan şeylerdir. Rasûlullah (s.a.) sırat hadisinde bu üç grup insana işaretle şöyle buyurmuşlardır:

“Bazısı bakarsın cehennem ateşine yığılmış kalmış, kimi har­dal gibi doğranmış kurtulmuş, diğeri tırmalanmış da salıverilmiş...” [402]



[394] A'râf: 7/172.

[395] Buhari, Cenâiz, 92; Ebû Dâvûd, Sünnet, 17; Tirmizî, Kader, 5.

Fıtrat halinden maksat, kişinin yaratılış safiyetini yitirmemiş hali ol­malıdır. Yani kişi doğduğunda, henüz dış etkilerin altına girip bozul­muş değildir; eğer onun bu safiyeti zaman içerisinde muhafaza edilebi­lirse, yapısında gizli bulunan meyil saikiyle Yaratıcısını bulur ve O'nu ikrar eder. Belki isimlendirmede ve nitelemede hata edebilir, ama esas­ta Allah'ı bulur.

[396] Rahman: 55/29.

[397] Yani Tavrat'ta.

[398] Âyet, Recim âyeti, Rasûlullah'ın (s.a.) nitelikleri gibi Allah Teâlâ'nın in­dirmiş olduğu delilleri gizleyen Yahudiler hakkında inmiştir.

[399] Melekler ve seçkin mii'minler.

[400] Bakara: 2/159.

[401] Bakara: 2/7.

[402] Bkz. Buhârî, Ezan, 129 (1/196), Tevhîd, 24; Müslim, îmân, 302.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kişiyle nefsi arasında olan günahlar
« Posted on: 29 Mart 2024, 12:15:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kişiyle nefsi arasında olan günahlar rüya tabiri,Kişiyle nefsi arasında olan günahlar mekke canlı, Kişiyle nefsi arasında olan günahlar kabe canlı yayın, Kişiyle nefsi arasında olan günahlar Üç boyutlu kuran oku Kişiyle nefsi arasında olan günahlar kuran ı kerim, Kişiyle nefsi arasında olan günahlar peygamber kıssaları,Kişiyle nefsi arasında olan günahlar ilitam ders soruları, Kişiyle nefsi arasında olan günahlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes