Konu Başlığı: Keyif için kuş öldürmek Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Ocak 2011, 17:38:28 Keyif İçin Kuş Öldürmek: Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Kim bir serçe ya da daha büyükçe bir kuşu hakkını vermeksizin öldürürse, Allah Teâlâ'ya Öldürülmesinden dolayı davacı olur." Dediler ki: "Yâ Rasûlallah! Onun hakkı nedir?" "Onu boğazlaması ve yemesi, kafasını koparıp atmamasıdır." buyurdu. [520] Burada birbirine kansan iki hareket tarzı vardır, Rasûlullah (s.a.) bunların arasını ayırmıştır: i. İhtiyaç saikiyle boğazlamak, insan türüne yararlı olacak bir amaç doğrultusunda hareket etmek. ii. Hayvan türüne zarar verecek şekilde hareket etmek, katı kalplilik dürtüsüne uymak. Bunlardan ikincisini yasaklamıştır. [521] Avcılık: Bil ki: Avlanmak, Araplarda bir âdetti ve yaygındı. Hatta avcılık, bazıları için geçim yollarından biriydi. Bu itibarla Rasûlullah (s.a.) avcılığı mubah kılmış, aşırılığa kaçmanın hükmünü ise, "Kim av peşinde koşarsa boş şeyle (lehviyatla) uğraşmış olur.[522] buyruğu ile beyan etmiştir. [523] Av Hükümleri: Av ile ilgili hükümlerde bazı esaslar dikkate alınmıştır: 1. Her halükârda boğazlama ameliyesine hamletme; ancak boğazlama işleminin zor olması halleri bundan müstesnadır. Eğer her halükârda boğazlama işlemi şart koşulacak olsa, o zaman avcıların koşuşturmalarının çoğu boşuna olur. Bu itibarla av hayvanı gönderilirken, silâh atılırken besmele çekme şartı koşulur, avcının ehliyeti şart olarak aranır; boğazdan ya da boyunun göğüse bitiştiği yerden boğazlanmış olması şartı aranmaz. 2. Avlanmanın mahiyetini dikkate alma; eğitilmiş av hayvanının kasten gönderilmesi gibi. Aksi takdirde avın tesadüfen ele geçirilmesi söz konusu olur; avlanmaktan söz edilmez. Av hayvanının, yakaladığı avdan yememesi gerekir. Eğer yemiş ve sahibi, av henüz sağ iken yetişmiş ve boğazlamışsa helâl olur; aksi takdirde helâl olmaz. Bu, av hayvanının eğitilmiş olması manasının gerçekleşmesi ve canavar yemiş hayvanlardan ayrılması içindir. Rasûlullah'a (s.a.) avcılık ve boğazlama işlemiyle ilgili sorular sorulmuş, o da bu zikredilen esaslar doğrultusunda cevap vermiştir. Birisi şöyle demiştir: "Biz, ehl-i kitaba ait bir yerde ikâmet etmekteyiz; onların kaplarında yiyebilir miyiz? Aynı zamanda av mahallindeyiz, yayımla, eğitilmemiş köpeğimle ve eğitilmiş köpeğimle avlanmaktayım. Bunlardan hangisi benim için caizdir?" Rasûlullah (s.a.) bu soruya şöyle cevap vermiştir: "Sözünü ettiğin ehl-i kitap kaplarına gelince, eğer başkasını bulursanız onlarda yemeyin. Başkasını bulamazsanız o zaman onları yıkayın ve onlarda yiyin. Yayınla avlayıp, besmele çektiğini ye! Eğitilmiş köpeğinle avladığın ve besmele çektiğini ye! Eğitilmemiş köpeğinle avlayıp da yetişip boğazlamış olduğunu ye! [524] "Eğer başkasını bulursanız onlarda yemeyin" ifadesi, tercihe şayan olanı araştırmak, kalbi vesveseden kurtarmak içindir. Rasûlullah'a (s.a.) eğitilmiş köpekle avcılık hakkında sorulmuş, şöyle cevap vermiştir: "Köpeğini saldığın zaman hemen üzerine besmele çek. Şayet senin için tutar da ava diri iken yetişirsen, onu kesİver! Öldürmüş de ondan yememiş olduğu halde yetişirsen onu ye! Köpeğinle birlikte başka bir köpek bulursan, avı da Öldürmüşse yeme! Çünkü onu hangisinin öldürdüğünü bilemezsin. [525] Şöyle bir soru soruldu: "Ya Rasûlallah! Ava ok atıyorum ve ertesi gün onda okumu buluyorum?" Rasûlullah (s.a.) şöyle cevap verdi: "Eğer, onu bizzat okunun öldürdüğünü biliyorsan ve onda herhangi bir canavar izi de görmezsen onu ye!" Bir rivayette de: "Okunu attığın zaman besmele çek. Eğer bir gün izine rastlamaz ve sonra onu bulduğunda sadece senin okunun eserini görürsen, istersen onu ye! Eğer onu suda boğulmuş halde bulursan yeme! [526] Avın Küt Âletle Öldürülmesi: Rasûlullah'a (s.a.), zıpkınla avlanmanın hükmü soruldu. Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurdu: "Delip öldürürse ye! Küt tarafı isabet eder de öldürürse, o zaman o hayvan darbe sonucu Öldürülmüş olacağından onu yeme! [527] [520] Nesâî, Dahâyâ, 46; Sayd, 34. [521] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/580. [522] Yakın bir lâfızla bkz. Ebû Dâvûd, Edâhî, 24; Tirmizî, Fiten, 69; Nesâî, Sayd, 24. [523] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/581. [524] Buhâri, Zebâih, 4. [525] Müslim, Sayd, 6. [526] EbÛ Dâvûd, Sayd, 2 (2849). Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/581-582. [527] Buhârî, Zebâih, 3; Müslim, Sayd, 1. Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/582. |