๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 19 Ocak 2011, 14:17:50



Konu Başlığı: Kaza
Gönderen: Sümeyye üzerinde 19 Ocak 2011, 14:17:50
KAZA (YARGI)


Kazâ İçtimaî Bir Zarurettir:
 

İnsanlar arasında çokça vuku bulan, mefsedeti giderek arta­bilecek olan en önemli problemlerden biri, niza ve münakaşalar­dır. Bunlar, düşmanlığa, karşılıklı kin duygularına, araların açıl­masına sebep olur; hakkı hor görmeye ve delile boyun eğmemeye iter.

Bu durum, ülkenin her bir yanına, insanların aralarındaki ni-zalan hak ve adalet ölçülerine göre çözüme bağlayacak kimselerin gönderilmesini gerektirir. Bu görevliler, anlaşmazlıklar hakkında hüküm verirler ve sonuçlarını tarafların rızasına bakmaksızın uy­gularlar.

Rasûîullah (s.a.), bu gerekçeden dolayı yerleşim merkezlerine kadılar göndermeye son derece önem vermiştir. Ondan sonra gelen müslümanlar da aynı özeni gösteregelmişlerdir. [334]

 
Kaza, Ağır Bir Sorumluluktur:
 

İnsanlar arasında kaza görevinde bulunmak, zulüm ve hak­sızlık için bir mazinnedir. Yani bu görevi yürüten kimse, her an zulme düşebilir, haktan sapabilir. Bu itibarla insanların kaza gö­revi yaparlarken zulme düşmemelerini sağlamak için uyarılmala­rına ve kaza ile ilgili hükümlere mesnet olacak küllî esasların be­lirlenmesine ihtiyaç duyulmuştur.    [335]                                               

 
Kaza İle İlgili Hadisler:
 

Rasûîullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Kim insanlar arasında kadı tayin olunursa, bıçaksız boğaz­lanmış olur.[336]

Bu hadis, kaza görevinin çok ağır bir sorumluluk yüklediğini, kadılığa istekliliğin -Allah'ın koruması hali hariç- helake ma-zinne olduğunu bildirmektedir.

"Kim kadılığı arzu eder ve onu isterse, yalnız başına bırakılır, Kim de zoraki kabul ederse, Allah Teâlâ, ona kendisini doğrulta­cak bir melek indirir. [337]

Bunun hikmeti şudur: Kadılıkta gözü olan kimsenin, bu isteği genelde nefsânî bir dürtüden kaynaklanır; mal ve mevki elde et­me, ya da düşmanlarından intikam alma... gibi bir garazı bulunur. Bu durumda, bereketlerin inmesine sebep olan niyette samimiyet şartı gerçekleşmez. [338]

 
Kadılar Üç Türlüdür:
 

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Kadılar üç türlüdür; Biri cennette, ikisi cehennemdedir. Cen­nette olanı, hakkı bilen ve onunla hükmedendir. Hakkı bilen ve bu­na rağmen hükümde zulmeden cehennemdedir. İnsanlar arasında bilgisizce hükmeden kişi cehennemdedir. [339]

Bu hadis kadılığa getirilecek kimsenin mutlaka âdil, zulüm­den ve taraf tutmaktan uzak biri olması, insanlarca bu şekilde ta­nınması; hak ve hakikati ortayı çıkarmanın yolunu özellikle de kaza ile ilgili meselelerin hükümlerini bilir olması gereğini ortaya koymaktadır. Bunun hikmeti gayet açıktır. Çünkü elde edilmesi amaçlanan maksatlar ancak bu şekilde gerçekleşir; aksi takdirde gerekleşmez. [340]




[334] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/527.

[335] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/527.

[336] Ebû Dâvûd, Akdıye, 1.

[337] Ebû Dâvûd, Akdıye, 3

[338] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/527-528.

[339] Ebû Dâvûd, Akdıye, 2.             

[340] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/528.