๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 10 Şubat 2011, 17:52:25



Konu Başlığı: İnsan fiilleri üç kısımdır
Gönderen: Sümeyye üzerinde 10 Şubat 2011, 17:52:25


İnsan Fiilleri Üç Kısımdır:

 

Arap-Acem, medenî-bedevî bütün insanlar üzerine farklı şe­killerde de olsa inen ilimlerden biri, medenî hayat düzenini boza­cak fiillerin haram/yasak sayılmasıdır. Bu fiiller üç türlüdür:

1. Şehvetten kaynaklanan fiiller,

2. Saldırganlıktan kaynaklanan fiiller,

3. Muamelât esnasında ortaya çıkan zararlı fiiller.


 

1. İnsanoğlu, Cinsî Arzuları Tatmine Yönelik Filleri Düzenlemiştir.
 

Bütün insanlar; şehvet, kıskançlık, hırs gibi duygularda müş­terektirler. Erkekler, kadınlara karşı arzu duyma ve kendi ilişkide bulunduğu kadınla bir başkasının ilişkiye girmesine razı olmama konusunda aynen hayvanların erkeklerine benzerler. Şu kadar var ki erkek hayvanlar birbirleriyle vuruşurlar ve sonunda hangisi ga­lip gelirse dişiye o sahip olur veya dişiyle münasebette bulunduğu­nu görmediği zaman bir sıkıntı duymaz; ancak gözü önünde dişisi­ne bir başkasının yaklaşmasına imkân vermez.

İnsan ise böyle değildir; o zekidir ve görmediği şeyler hakkın­da da sanki görmüş ya da duymuş gibi kanaatler edinir. Üstelik insana, sırf bu yüzden birbiriyle boğuşmaya girmesi halinde medenî hayat düzeninin dumura uğrayacağı ilham edilmiş bulun­maktadır. Çünkü insanların medenî bir hayat sürmeleri, ancak er­kekler arasında mevcut bir dayanışmaya bağlıdır. Zira erkeklerin bu konudaki katkısı kadınlarınkinden daha fazladır. İşte bu gerekçe her erkeğin eşinin sadece kendisine ait olması, diğerlerinin eş seçtiği kadınlara ise dokunmaması esası üzerinde anlaşmalarını zorunlu kılmış, böylece evlilik kurumu oluşmuştur. Zina yasağı iş­te bu esastan doğmaktadır. Sonra eşlerin erkeklere aidiyetlerinin nasıl olacağı, âdet ve şeriatların belirlemesine bırakılmıştır. [403]

 

Bazı İnsanlar, Sapık Şehvetlerinin Esiri Olmuşlardır:
 

İnsanlardan erkekler, şu açıdan da hayvanların erkeklerine benzerler. Bozulmamış bir fıtrata sahip oldukları sürece, sadece kadınlara karşı cinsî arzu duyarlar, kendileri gibi erkek olanlara karşı bir arzu duymazlar. Nitekim hayvanlar erkeklerine karşı bir eğilim göstermezler; sadece dişilerine yönelirler. [404] Ne var ki bazı insanlar (hayvanlardan da aşağı bir derekeye düşerek) cinsî sapık­lıklara girebilmektedirler. Nasıl ki bazı insanlar, fıtrat-ı selîmenin gereğinden uzaklaşarak toprak ve kömür gibi şeyleri yemekten bir lezzet alırlarsa, bu tür insanlar da yaratılış safiyetinden çıkarlar ve şehvetlerini tabiî olmayan yollarla gidermeye başlarlar. Bazıla­rı erkeklerle ilişki kurarak, bazıları da kendisini kullandırarak cinsî tatmin yoluna başvururlar ve sağduyu sahiplerinin nefretle karşılayacağı bu hallerden haz duyarlar. Bu, onların mizaçlarını değiştirir, nefislerini de hasta kılar. Öbür taraftan bu sapık fiiller­de neslin bekasına yönelik bir ziyan da söz konusudur. Zira Allah Teâlâ, insan içerisine şehevî gücü koyarken şunu amaçlamıştır: İnsanlar, bu ihtiyacı karşılamak için ilişkiye girsinler ve hem ihti­yaçları giderilmiş olsun hem de neslin bekası temin edilmiş olsun. Oysaki bu tür sapık fiillerde, ilişki neslin bekasını sağlayacak yol­la olmamakta, ilişki kendisinden beklenen amacı gerçekleştirmek­ten uzak kalmaktadır. Böylece bu fiil sahipleri, yaratılış düzenini değiştirme teşebbüsünde bulunmuş olmaktadırlar. Bu yüzden yap­tıkları fiillerin çirkinliği, bizzat kendi içlerinde de saklı bulunmak­tadır. Bunun içindir ki, bu fiilleri fâsıklar yaparlar; fakat bir türlü itiraf etmezler, eğer kendilerine böyle bir nisbette bulunulsa utançlarından ölürler. Ancak insanlık dairesinden iyice çıkmışlar­sa o zaman, bu rezaletleri açıktan işleyebilirler ve utanma da duy­mazlar. Artık bu raddeye gelmiş bir ulusun cezalandırılması her an beklenebilir. Nitekim Lût peygamber (s.a.) zamanında öyle olmuştur. [405]

Livatanın (homoseksüelliğin) haramlığı, işte bu noktadan çık­maktadır.



[403] Yani esas, fıtrî ilham saikiyle sosyal mukavele şeklinde kabullenilmiş, kurumun alacağı şekil ise örflere, şeriatlara bırakılmıştır. (Ç)

[404] Galiba zamanımızın hayvanları da bozulmuş olmalı ki, bendeniz azgın erkek bir eşeğin, yine erkek bir eşeğe zoraki tecavüzde bulunduğunu gözlerimle gördüm. (Ç)

[405] Maalesef günümüzde de bu tür fiiller çoğalmıştır Üstelik bunları işle­yen insanlar alenen örgütlenerek yaptıklarının bir hak olduğunu yaymaya bile çalışmaktadırlar. (Ç)