๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 26 Ocak 2011, 16:04:07



Konu Başlığı: İhram ve telbiyede sesi yükseltmek
Gönderen: Sümeyye üzerinde 26 Ocak 2011, 16:04:07
İhram Ve Telbiyede Sesi Yükseltmek:


 
Cibril (s.a.), ihram ve telbiyede hacıların seslerini yükseltme­lerini işaret etmiştir. RasûluIIah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Hiçbir müslüman yoktur ki, telbiye etsin de, yeryüzünün bir ucundan öbür ucuna sağında ve solunda olan taş, ağaç, toprak onunla bir­likte telbiyede bulunmasın.[673]

Bunun sırrı, telbiyenin Allah'ın nişanelerinden oluşundadır, onda Allah'ın adının yüceltilmesi vardır. Bu kabilden olan her zik­rin yüksek sesle yapılması müstehaptır. Bunun, herkesin gözü önünde olacak şekilde yapılması, bu seslerin yükseldiği yerlerin İslâm yurdu halini alması, bunun sevabının onun amel defterine oraların telbiye etmesi şeklinde yazılmasını gerektirmiştir. [674]

 
Rasûlullah in (S.A.) Devesini Nişanlaması:
 

RasûluIIah (s.a.), devesinin hörgücünün sağ yanını yaralamış ve nişan koymuştur. Boynuna da kurbanlık olduğuna delâlet et­mesi için iki pabuç takmıştır.

Bunun sırrı şudur: Kurbanlık deveye nişan koymak, Allah'ın nişanelerini ve hanif İslâm dininin hükümlerini, uzak yakın her­kesin göreceği bir şekilde yüceltmek manası içerir ve kalbin niyeti, açık ve munzabıt bir fiille desteklenmiş olur. [675]

 
Cünüp Kadının İhramı:
 

Zülhuleyfe'ye varınca Esma bt. Umeys doğurmuş ve şimdi, kendisinin ne yapacağını sorması üzerine, RasûluIIah (s.a.) ona, "Yıkan da bir elbise ile kuşak sarın ve ihrama gir!" buyurmuştur.[676]

Hadis, bu durumda olan kadınların, ihram sünnetlerini gücü nisbetinde yerine getirmeye çalışacaklarını gösterir.

RasûluIIah (s.a.), Hz. Âişe'nin (r.a.) Şerifte hayız görmeye başlaması ve bu yüzden ağlaması üzerine de şöyle buyurmuştur:

"Bu, Allah'ın, Âdem kızlarına takdir buyurduğu bir şeydir. Hacının her yaptığını sen de yap. Yalnız temizleninceye kadar tavafetme! [677]

RasûluIIah (s.a.), bu şeyin çokça vuku bulan bir durum oldu­ğunu beyanla sözüne başlamıştır. Bu gibi şeylerin, teşrî esnasında dikkate alınması ve bu yüzden doğabilecek güçlüklerin kaldırılma­sı ve nasıl davranılması gerekiyorsa açıkça beyan edilmesi gerekir. Bu ilkeden hareketle hayız halindeki kadından kudüm ve veda ta­vafları düşürülmüştür. [678]

 
Rasûlullah'ın (s.a.) Zî Tuvâ'ya İnmesi:
 

Rasûlullah (s.a.), Mekke'ye yaklaştığında Zî Tuvâ'ya inmiş ve Mekke'ye gündüz vakti yukarıdan aşağıya doğru girmiş, alt tara­fından da çıkmıştır. Bu, Mekke'ye girişin, yorgun olmaksızın kalp huzuruyla olmasını temin için yapılmıştır. Böylece Allah'ın celâl ve azametinin daha iyi hissedilmesi sağlanacaktır. Hem bu takdir­de, Rasûlullah'ın (s.a.) Ka'be'yi tavafı, insanların gözü önünde ola­caktır. Zira bu, Allah'a olan tâate ziyadesiyle ilgi gösterme anlamı taşır. Keza Rasûlullah (s.a.), insanlara hac vecibelerini öğretmek istemiş ve bu yüzden onların orada toplanıp, hazır beklemelerini sağlamak istemiştir.

Mekke'nin alt tarafından çıkması ise, her iki yoldan da müs-lümanlarm güç ve kudretlerinin gösterilmesini istemiş olmasın­dandır. Benzeri durum bayram günleri de yapılır; namaza gider­ken ve gelirken ayrı ayrı yollar kullanılır. [679]




[673] Tirmizî, Hacc, 14; îbn Mâce, Menâsik, 15.

[674] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/192-193.

[675] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/193.

[676] bkz. Müslim, Hacc, 147.

[677] bkz. Müslim, Hacc, 136.

[678] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/193.

[679] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/194.