Konu Başlığı: İçki içenin namazı kabul olunmaz Gönderen: Sümeyye üzerinde 19 Ocak 2011, 14:23:42 İçki İçenin Namazı Kabul Olunmaz: Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Kim içki içerse, Allah Teâlâ onun kırk sabah (gün), namazını kabul etmez; eğer tevbe ederse, Allah da onun tevbesini kabul eder.[316] Namazının kabul edilmemesinin hikmeti şudur: Nefiste, ma-siyete yeltenmek suretiyle hayvanı gücün ileri çıkması ve melekî güç üzerine galebe çalması, Allah'a karşı girişilen bir cüretkârlıktır; nefsin, ihsan mertebesine ters düşen bir halet içerisine gömülmesidir. Bu, namazın, nefis üzerinde gereği gibi fayda vermesini engeller, nefsin ihsan mertebesine ait halet içine girmesine imkân vermez. [317] İçki İçenin Maddî Cezası: Rasûlullah (s.a.) zamanında bir içki içen oldu mu kendisine getirilir ve o da dövülmesini emrederdi. Kimi papuçuyla, kimi ridasıyla kimi de eliyle kırka ulaşacak şekilde vururlardı. Sonra "tebkît" edilmesini yani azarlanmasını emretmiştir, [318] Bunun üzerine insanlar içki içene: "Allah'tan korkmadın mı?", "Allah'tan sakınmadın mı?", "Rasûlullah'tan (s.a.) utanmadın mı?" gibi sözlerle onu te'dip yoluna gitmişlerdir. Rivayet olunduğuna göre Rasûlullah (s.a.) yerden bir avuç toprak almış ve onun yüzüne saçmıştır. [319] İçki haddinin, diğer hadlere nisbetle az olmasının sebebi şudur: Diğer suçlarda mefsedet bilfiil vuku bulmuştur; meselâ mal çalınmıştır, yol kesilmiştir, zina işlenmiştir, iftira yapılmıştır. Bunda ise, sadece fesada mazinne olan şey işlenmiş, bizzat fesadın kendisi işlenmemiştir. Bu yüzden ceza yüz sopadan az olmuştur. Rasûlullah (s.a.) zamanında kırk sopa vuruluyordu; çünkü içki içme, iftiraya mazinnedir. Mazinnenin hükmü de, bizzat fiil için belirlenmiş hükümden meselâ yansı kadar daha az olmalıdır. Sonra fesat artmış ve içki içmenin önü alınmaz olmuştu. Bu durumu gören sahabe, ceza miktarını kırktan seksene çıkarmıştır. Seksen sayısının esas alınması, ya Allah'ın kitabında yer alan hadlerin en azı oluşundandır; hakkında nass bulunmayan bir suçun cezasının, en az hadden daha fazla olmaması gerektiğini düşünmüş olmalıdırlar. Yahut da "İçki içen genelde sarhoş olur, sarhoş olunca da hezeyanda bulunur ve iffete iftira eder. İftira cezası da seksen sopadır" şeklinde bir istidlale dayanmışlardır. Gerçi zina ve öldürme gibi fiiller de işleyebilirse de galip olanı hezeyanda bulunmasıdır. Hükümde itibar galip ve kesin olanadır. Tebkît yani azarlamanın hikmetini ise daha önce açıklamıştık. [320] [316] Tirmizî, Eşribe, 1; îbn Mâce, Eşribe, 4. [317] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/521. [318] bkz. EbÛ DâvÛd, Hudûd, 36 {4477, 4478). [319] Ebû Dâvûd, Hudûd, 37 (4487). [320] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/521-522. |