Konu Başlığı: İblis ve fitnesi Gönderen: Sümeyye üzerinde 03 Şubat 2011, 23:37:09 İblis Ve Fitnesi: Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurur: “Şüphesiz iblis, tahtını su üzerine kurar ve sonra insanları fitneye düşürmek için çetelerini (sağa sola) gönderir.” [878] Bilesin ki Allah Teâlâ, şeytanları yaratmış ve onları insanları yoldan çıkarmak için musallat etmiştir. Bu onların yaratılış özelliğidir. Nasıl ki kurtçuklar mizaçları gereği hareket ederlerse -meselâ gübre böceğinin hep gübre yuvarlaması gibi-, bunlar da hep bu pis işleri yaparlar. Şeytanların bir başı vardır ve o, tahtını su üzerine kurar ve çetelerini salarak onlardan, insanların son derece bahtsız ve tamamen yoldan sapmış olmaları için bütün çabalarını ortaya koymalarını ister. Bu, her türde ve her sınıfta kendisini gösteren bir sünnetullahtır (geçer kanun). Bu bir hakikattir ve ben bu konuda gözle görmek gibi kesin bir sonuca ulaşmış bulunuyorum. Rasûlullah (s.a.), (içinden bazı düşüncelerin geçtiğini, onları söylemektense ateşte yanmayı yeğlediğini söyleyen birine cevaben) şöyle buyurur: “Durumunu, vesvese (mertebesine) çıkaran Allah’a hamd olsun!” [879] Yine o (s.a.), şöyle buyurur: “Şeytan, Arap yarımadasında milslümartların kendisine tapınmalarından umudunu artık kesmiştir [880], fakat aralarını açma, onları birbirine düşürme konusunda çalışmaktadır.” [881] (İçlerinden bazı kötü şeylerin geçtiğini, bunları asla söylemek istemediklerini söyleyen bazı sahâbîlere:) “İşte bu imanın aşikar halidir.” [882] Buyurur. Vesvesenin Etkisi, Kişiden Kişiye Göre Değişir: Bil ki: Şeytanların vesvesesi, kişilerin yapısına göre farklı etki yapar. En büyük etki, kişinin küfre düşmesi ve dinden çıkması şeklinde kendisini gösterir. Allah Teâlâ, yakînî iman kuvvetiyle bundan koruduğu zaman, vesvesenin etkisi bir başka şekilde ortaya çıkar ki, bunlar insanların birbirine düşmesi, ev idaresinin bozulması, aile fertlerinin ve şehir/ülke sakinlerinin aralarının bozulması gibi şeylerdir. Allah Teâlâ, bunlardan da koruduğu zaman vesvese, kalbe gelip giden düşünceler şeklinde kendisini gösterir, fakat etkisi zayıf olduğundan nefsi, fiil safhasına sürükleyemez. Bu aşamada vesvese zarar vermez. Üstelik bu düşüncelerin kötü olduğuna dair kendisinde bir inanç da bulunursa, bu o kimsenin imanına aşikâr bir delil olur. Evet, bazı mübarek zatlar bu tür vesveseleri de duymazlar. Nitekim Rasûlullah’ın (s.a.): “Şu kadar var ki, Allah ona karşı bana yardım etti de o müslüman oldu. [883] Artık bana hayırdan başka hiçbir şey telkinde bulunmuyor.” [884] Sözü bunu ifade etmektedir. Doğrusu vesveselerin etkisi, aynen güneş ışığının etkisi gibidir; demir ve parlak cisimler üzerindeki etkisi nasıl diğer nesneler üzerindeki etkisinden farklı ise, vesvesenin etkisi de insandan insana farklıdır. [878] Hadisin devamı şöyle: “Sonra çetelerini gönderir. Bunların ona dedece itibarıyla en yakın olanı, en büyük fitne çıkaranıdır. Bunlardan biri gelerek 'şöyle şöyle yaptım' der. O da: “Hiçbir şey yapmamışsın” der. Sonra biri gelerek, onu karısıyla birbirinden ayırmadan terketmedim, der. İblis bunu kendisine yaklaştırır (kucaklar) ve ona "Sen ne iyisin!' der." Bkz. Müslim, Münâfıkîn, 66. [879] Ahmed, 1/340. [880] Hadiste hükme Arap yarımadasının tahsis edilmesi, o zamanlar İslâm'ın yarımada sınırları içerisinde bulunması, henüz dışarı taşmaması sebebiyledir. [881] Müslim, Münâfikîn, 65. [882] Müslim, îmân, 209. [883] Hadisin bu kısmı, "ondan ve onun şerrinden korundu" şeklinde de anlaşılmaktadır. [884] Hadiste Rasûlullah (s.a.), istisnasız herkese bir cinnî bir de melek eşlik ettiğini, bunların iyi ve kötü işler işlemek için sahibine telkinde bulunduklarını, buna Rasûlullah'ın (s.a.) kendisinin de dahil olduğunu, ancak Allah'ın yardımıyla kendisine eşlik eden cinnînin müslüman olduğunu ve kendisine sadece hak olan şeyleri telkin ettiğini bildirmiştir. |