๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 09 Şubat 2011, 18:09:14



Konu Başlığı: Hüküm ve illet
Gönderen: Sümeyye üzerinde 09 Şubat 2011, 18:09:14
6) Hüküm Ve İllet


Allah Teâlâ’nın Kulların FiillerindenRazı Olması Ya Da Gazaplanması Hükümdür:
 

Bil ki: Kulların öyle fiilleri vardır ki, âlemlerin Rabbi, o fiiller yüzünden onları işleyenlerden razı olmakta; öyle fiiller de vardır ki, onlar yüzünden Allah Teâlâ gazap etmektedir. Bazı fiiller ise, ilâhî rıza ya da gazap gerektirmemektedir. Allah Teâlâ’nın yüce hikmeti ve sonsuz rahmeti, insanlara peygamberler göndererek, onlara kendi dilleriyle neyin rızaya, neyin de gazaba neden oldu­ğunu bildirmesini gerektirmiştir. Böylece birinci türden olanların yapılması, ikinci türden olan fiillerin de terki istenecektir. Yine gönderilen peygamberler, bunların dışında kalan daha başka me­seleleri de onlara bildirecek ve sonuçta şu âyette belirtilen husus gerçekleştirilmiş olacaktır:

“Helak olanın açık bir delille helak olması, yaşayanın da açık bir delille yaşaması için böyle yaptı.” [459]

Rıza ve gazabın fiile taalluk etmesi, fiilin onlardan birine se­bep olması ve bunun sonucunda bir şeyin işlenmesinin ya da terki­nin istenmesi veyahut da kulun tercihine bırakılması hüküm adı­nı almaktadır.

 

Allah Teâlâ’nın İnsanlardan Bir Şeyin İşlenmesini Ya da Terkini İstemesi, Sevap Ve Azabı Gerektirmektedir:
 

Talep bazen güçlü olmakta ve yapılması istenilen fiilin işlenmesi halinde rıza ve sevabı, terki istenilen fiilin yapılması halinde de gazap ve azabı gerektirmektedir. Bazen de talep güçlü olma­makta ve dolayısıyla, işlenilmesi istenilen fiilin yapılması halinde rıza ve sevabı gerekli kılarken, terki durumunda gazap ve azabı gerektirmemektedir.

Aynı şekilde yasak (nehiy) da bazen güçlü olmakta ve bu du­rumda yasağa riayet edilmesi halinde rıza ve sevap, yasak olan şe­yin işlenmesi halinde de gazap ve azap gerekmektedir. Bazen ise yasak güçlü olmamakta, bu durumda terki istenilen şeye yanaşıl­maması halinde sevap ve rıza gerekirken, işlenmesi halinde gazap ve azap gerekmemektedir. Bu konuda bildiğin ve insanların ko­nuşmaları sırasında kullanmış oldukları talep ve men lâfızlarına dikkat ettiğinde, şunu göreceksin: Rıza ve gazaba müncer olması bakımından talep ve men lâfızları bağlayıcı olan ve olmayan şek­linde tabiî olarak ikiye ayrılmaktadır. Bunun sonucunda da hü­kümler aşağıdaki kısımlara ayrılacaktır:

 

Hükümler Beş Kısımdır:
 

(Teklifi) hükümler beş kısımdır:

1. İcâb (vâcib).

2. Nedb (mendûb),

3. İbâha (mübâh)

4. Kerâhiye (mekruh),

5. Tahrîm (haram).

İlâhî hitabın, teker teker bütün fiillere yönelik olarak gelmiş olmasına imkân yoktur. Çünkü fiiller, sonsuz niteliktedir ve insanların onları ihata edebilme imkânları yoktur. Bu durumda, onlara yönelik hitapların küllî kaziyyeler (genel önermeler) şeklinde ol­ması zorunlu olmuştur. Böylece çok olan, az ile düzene konulabile­cek, sonsuz nitelikte olan fer’îler bunlar sayesinde ihata edilebile­cek, böylece insanların fiillerinin hükmü öğrenilebilecektir. Sayısız cüz’î durumlara tatbik edilmek üzere küllî kaideler geliştiren ilim dallarına baktığımızda, orada da durumun aynı olduğunu görürüz. Meselâ Nahiv âlimi, “Fail, merfûdur.” şeklinde bir kural söyler. Dinleyici onun bu sözünü ezberler ve bu kural sayesinde, “Kâme Zeyd’un.” sözündeki Zeyd’in; “Ka’ade Amr’un.” cümlesindeki Amr’ın cümle içerisindeki durumunu öğrenmiş olur ve benzeri bü­tün cümleleri bu kurala uygulayabilir.

 

Hükmün Etrafında Dönüp Dolaştığı Cami Nokta:

 

Sonsuz nitelikte olan fer’îleri, belli bir yere oturtan toplayıcı (cami’) vasıf, hükmün mihverini oluşturan “illet” olmaktadır.




[459] Enfal: 8/42.