Konu Başlığı: Hırsızlıkta nisap Gönderen: Sümeyye üzerinde 19 Ocak 2011, 14:28:55 Hırsızlıkta Nisap: Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Hırsızın eli, ancak dörtte bir dinar (ve yukarısı) hakkında kesilir.[283] Bir kalkan değerinde olan şeyler sebebiyle kesileceği rivayet edilmiştir. Yine, değeri üç dirhem olan bir kalkan sebebiyle el kestiği rivayet edilmiştir. [284] Hz. Osman (r.a.), değeri bir dinar eşittir on iki dirhem hesabından- üç dirhem olan turunç sebebiyle el kesmiştir. [285] Kısaca, bu üç değerlendirme de Rasûlullah (s.a.) zamanında aynı şey üzerine uygun düşmekteydi. Sonra arada farklılıklar olmuştur. Kalkanın dikkate alınması -munzabıt olmadığı için- elverişli değildir. Müslümanlar diğer iki hadis hakkında ihtilâf etmişlerdir. Kimileri nisabın dörtte bir dinar olduğunu, kimileri de üç dirhem olduğunu söylemişlerdir. Malın, bu iki miktardan birine ulaşmasıdır, şeklinde bir görüş de ileri sürülmüştür. Bence en uygunu budur. Bu, Rasûlullah'ın (s.a.) insanların az görüp, önemsiz saydıkları miktarı belirlemesi olmaktadır. Çünkü para yerine başka mallardan belirlenmesi yoluna gidilmesi zordur; zira eşyanın değerleri ülkeden ülkeye, zamandan zamana göre değişir. Aynı cins bir yere göre nefis sayılırken, başka bir yere göre hasis sayılabilir. Bir ulusa göre mubah ve değersiz sayılan bir mal, başka bir ulusa göre çok değerli olabilir. Bu durumda miktarın para ile belirlenmesi gerekmiştir. Hem malın cinsinin hem de değerinin dikkate alınması gerektiğini söyleyenler de olmuştur. Bunlara göre, değeri on dirhem bile olsa, odun çalanın eli kesilmez. [286] Dalındaki Meyvenin Çalınması: Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Dalındaki meyveden, dağdaki serbest otlayan hayvandan dolayı el kesme yoktur. Ağıllara konulması ve harmanda toplanması halinde ise, çalınan bir kalkan değerine ulaştığında el kesilir.[287] Asılı meyvenin hükmü sorulunca da şöyle buyurmuştur: "Kim, ondan harmanda toplandıktan sonra çalarsa ve çaldığı da bir kalkan değerine ulaşırsa, ona el kesme cezası gerekir. [288] Rasûlullah (s.a.), bu hadisleriyle el kesme hükmü için "hırz" yani malın koruma altında olması şartım getirmiştir. Çünkü koruma altında olmayan bir malın alınmasına hırsızlık değil, bulma denir. Dolayısıyla hırz altında olan bir şeyi almaktan kaçınmak gerekir. Yine Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Ne hâin, ne yağmacı ne de yankesici üzerine el kesme vardır [289] Bu hadisiyle Rasûlullah (s.a.), hırsızlık suçunun oluşması için malın gizlice alınmış olmasının şart olduğunu belirtmiş olmaktadır. Aksi takdirde fiil, hırsızlık değil; yağma, yankesicilik adını alır. Keza, önceden mevcut bulunan bir ortaklık ve hak sahibi olma hali de olmaması gerektiğini belirtmiştir. Aksi takdirde fîiilin adı, hıyanet ve hakkın alınması olur. Eserlerde (âsâr), efendisinin malını çalan köle hakkında, "O senin malındır; malın malına gitmiş olur." demişlerdir.[290] [283] Müslim, Hudûd, 2-5. [284] bkz. Ebû Dâvûd, Hudûd, 11. [285] Muvatta, Hudûd, 23. [286] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/514-515. [287] Nesâî, Sârik, 11, 12; Muvatta, Hudûd, 22. [288] Ebû Dâvûd, Hudûd, 13 (4390). [289] Ebû Dâvûd, Hudûd, 14. [290] Benzeri bir rivayet için bkz. Muvatta, Hudûd, 33. Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/515-516. |