Konu Başlığı: Hırsızın elinin kesilmesi işlemi Gönderen: Sümeyye üzerinde 19 Ocak 2011, 14:27:51 Hırsızın Elinin Kesilmesi İşlemi: Bir hırsız hakkında olmak üzere Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Elini kesin sonra kaynar yağa sokup dağlayın! [291] Kaynar yağa sokularak dağlanmasını emretmesi, bozulmanın vücuda sirayet ederek helake sebep olmasını önlemek içindir. Çünkü kesilen yerin dağlanması, organın fesada uğramasını ve bunun vücuda sirayetini önler. Rasûlullah (s.a.), kesilen elin hırsızın boynuna asılmasını emretmiştir. [292] Bence bunu Rasûlullah (s.a.) teşhir ve âlemlere ibret olsun için yapmıştır. Bu, onun hırsız olduğunun bilinmesini temin edecek, elin zulmen kesilmiş olması ile had sebebiyle kesilmiş olması arasını ayıracaktır. [293] Nisap Miktarından Daha Az Şey Çalınması: Rasûlullah (s.a.), nisap miktarından daha az miktarda şey çalan hakkında, "Ona ceza gerekir ve çaldığının iki katını öder." buyurmuştur. [294] İki katını ödemesini emretmesi, caydırıcılığı sağlamak içindir. Bu gibi hususlarda hem bedenî hem de malî bir cezanın olması gerekir. Bazı insanlar, malî cezadan daha çok çekinir. Bazı kimseler için de aksi varittir. Rasûlullah (s.a.), her iki müeyyideyi bir araya getirmiştir. Çaldığı kadar Ödemesi halinde sanki hiç çalmamış gibi olur ve bir ceza manası taşımaz. Bu yüzden iki katı ödemesi emrolunmuştur ki, kendisini çalmaya iten maksat boşa çıkarılmış, hüsrana uğratılmış olsun. [295] Haddin Düşürülmeye Çalışılması: Rasûlullah'a (s.a.) bir hırsız getirildi. Adam suçunu itiraf etti. Beraberinde hiçbir eşya bulunamamıştı. Rasûlullah (s.a.) ona: "Sanmam ki çalmış olasın?" dedi. Adam aksine çaldığını iddia etti. Rasûlullah (s.a.), bu sözünü iki ya da üç defa tekrar etti. Bunun üzerine emretti ve eli kesildi ve getirildi. Rasûlullah (s.a.), ona, "Estağfirullah ve etûbu ileyh[296] de!" buyurdu. O da, "Estağ-fırullah ve etûbu ileyh" dedi. Rasûlullah (s.a.) da üç kere, "Allah'ım, tevbesini kabul et!" buyurdu. [297] Bunun sebebi, günahını itiraf eden, pişmanlık duyan ve tevbe eden bir kimsenin, kendisinden haddi düşürücü çareler aramayı hak etmiş olmasıdır. [298] [291] bkz. Nihâye, 1/386. [292] Ebû Dâvûd, Hudûd, 21 (4411). [293] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/516. [294] Ebû Dâvûd, Hudûd, 13. [295] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/516-517. [296] Allah'tan bağışlanmamı diler, O'na tevbe ederim" demektir. [297] Ebû Dâvûd, Hudûd, 9; İbn Mâce, Hudûd, 29 [298] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/517. |