Konu Başlığı: Hırâbe eşkiyalık yol kesme Gönderen: Sümeyye üzerinde 19 Ocak 2011, 14:26:30 Hırâbe: Eşkiyalık, Yol Kesme: Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Allah ve Rasûlüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya acımadan Öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için âhidrette de büyük azap vardır. Ancak siz, kendilerini yenip ele geçirmeden önce tevbe edenler müstesna; biliniz ki Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. [299] Hırâbe (eşkiyalık), ancak tecavüze uğrayan topluluğa nisbetle, savaşma haline dayalı olarak gerçekleşir. Bu haddin, hırsızlık suçuna verilen cezadan daha ağır oluşunun sebebi şudur: Pek çok insanın bir araya gelmesi halinde, içlerinde mutlaka saldırgan ruhlu kimseler bulunur. Bunlar aşırı cüretkârdırlar, vurup kırmaya düşkün olurlar, birliktelikleri bir güç oluşturur ve bunun sonucunda da öldürmeye, yağmalamaya aldırış etmezler. Elbette bu, hırsızlığa nisbetle daha büyük mefsedetler içerir. Çünkü mal sahipleri, mallarını hırsızların şerrinden koruyabilirler; fakat yolcular yol kesicilerden kendilerini koruyamazlar. Devlet yetkililerinin ve müslünıan toplumunun o zaman ve mekanda onların imdadına yetişmelerine de imkân bulunmaz. Hem yol kesicilerde, fiile iten saik daha şiddetli ve güçlüdür. Çünkü bir kimsenin yol kesici olabilmesi için çok yürekli ve cüretkâr olması gerekir; herkes bu işi yapamaz. Sonra bu işin yapıldığı yerde bir toplanma ve anlaşma söz konusu olur. Hırsızlarda ise böyle bir durum olmaz. Bu itibarla yol kesme suçunun cezasının daha ağır olması gerekmiştir. Çoğunluk âlimler cezanın tertip üzere olduğu[300] görüşündedirler ki bu şu hadise de uygun düşmektedir: "Allah'tan başka ilâh olmadığına ve benim Rasûlullah olduğuma şehâdet eden müslüman bir kimsenin kanı ancak şu üç şeyden biri ile helâl olur: Cana karşı can, zina eden evli, dinini terke-dip, cemâatten ayrılan! [301] Bazıları da cezanın seçiminde muhayyerlik vardır, demişlerdir ki âyette geçen "ev=yahut" kelimesine uygun olanı da budur. Bence "cemâatten ayrılan" ifadesi, muhtemelen her iki illeti de toplamaktadır. Murad, her bir illetin hükmü ifade etmesidir. Nitekim Rasûlullah (s.a.) iki illet arasını toplamış ve şöyle buyurmuştur: "iki adam tuvalete çıkıp, avretleri açık olarak birbirleriyle konuşmazlar. [302] Avret yerini açmak, lanete sebeptir. Bu hal üzere konuşmak da aynı şekilde lanete sebeptir. Görüldüğü üzere iki illet bir araya getirilmiştir. Burada da öyle olur. [303] İçki Ve Cezası: İçki, hem fert hem de toplum için bir mefsedettir: Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır "Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içkide ve kumarda, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?[304] Allah Teâlâ, içkide (hamr) iki mefsedet olduğunu beyan buyurmuştur: i. İnsanlara (topluma) yönelik mefsedet. Çünkü içkiyi içen kimse insanlara sataşır ve onlara tecavüzde bulunur. ii. Nefis tezkiye ve terbiyesine yönelik mefsedet. İçkiyi içen hayvânîlik haleti içerisine dalar; ihsan mertebesine ulaşmasını sağlayacak olan aklı kaybolur. [305] [299] Mâide 5/33-34. [300] Yani yol kesmede adam da öldürmüşlerse öldürülürler, ya da asılırlar; sadece mal almışlarsa, elleri ve ayakları çaprazlama kesilir; sadece yol güvenliğini tehdit etmişler ve mal da almamışlarsa sürülürler. (Ç) [301] Müslim, Kasâme, 25. [302] Ebû Dâvûd, Taharet, 7; Ahmed, 3/36. [303] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/517-518. [304] Mâide 5/90-91. [305] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/518-519. |