๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 16 Şubat 2011, 18:35:22



Konu Başlığı: Hilafet sistemine olan ihtiyacı ortaya koyması
Gönderen: Sümeyye üzerinde 16 Şubat 2011, 18:35:22
4. HİLÂFET SİSTEMİNE OLAN İHTİYACI ORTAYA KOYMASI

 

Râşid Halifelerin Hilafetlerinin İsbatı, Ümmetin Onlara Karşı Olan Minnet Borcunun Büyüklüğü:
 

Şah Veliyyullah Dihlevî’nin üzerinde durduğu önemli konu­lardan biri de hilafetin lüzumu ve râşid halifelerin hilafetlerinin isbatı ve onların yaptıkları büyük hizmetlerin ortaya konulması doğrultusunda olmuştur. Bu konuda “İzâletu’l-hafâ an hilâfeti’l-hulefâ” adlı sahasında çok değerli olan eserini yazmıştır.

Şah Veliyyullah Dihlevî, hilâfetin ve râşid halifelerin hilafeti­nin isbatını, dinin en önemli esaslarından biri görür ve bu esasa dört elle tutunmayan kimselerin, İslâm’ın hemen her konudaki meseleleri karşısında kuşku duyacaklarını ifade eder. Zira bu esas, dinin korunmasını ve daha sonraki nesillere ulaştırılmasını garanti eden bir kurum özelliği arzetmektedir.

İslâm’ın ilmî ve nazarî bir yorumu mahiyetindeki Hüccetul­lâhi’l-bâliğa adlı eserinden sonra bu kitabını yazmasının güçlü bir sebebi vardır. O, bu eseriyle, Hüccetullâhi’l-bâliğa’da nazarî ve ilmî olarak ele aldığı İslâm’ın esaslarının, ilkelerinin Rasulullah’tan (s.a.) sonra gerçek hayatta nasıl emsalsiz bir başarı ile uygulandığını, İslâm öğretilerinin amelî bir biçimde nasıl ortaya çık­tığını ve hayata görkemli bir şekilde tatbik edildiğini, İslâm toplu­munda bunun sonuçlarının neler olduğunu, bu uygulamanın o devrin iki süper gücü olan köklü medeniyetleri nasıl ortadan kaldırdı­ğını.., ortaya koymak istemiştir.   

Bu konuda İmam Ebû Yusufun (ö. 182/798) el-Harâc’ından başlayarak, Mâverdî’nin (ö. 450/1058), el-Ahkâmu’s-sultâniyye’si, İmam Gazzâlî’nin hocası Ebu’l-Meâlî el-Cüveynî’nin (ö. 478/1085) Gıyâsu’l-ümem ve’ltiyâsi’z-zulem’i, İbn Teymiyye’nin (ö. 728/1327) es-Siyâsetu’ş-şer’iyye’si gibi kaynak eserler varsa da, bunlar râşid halifelerin hilâfetinin sübutu ve sıhhati, onların dindeki yerleri ko­nularını ele almamışlardır. Özellikle Şiilerin bu konuda kuşku uyandırmaya çalışmaları ve halkın da onların bu ortaya attıkları şüphelerden etkilenmeleri bu kitabın yazılmasının en büyük sebe­bi olmuştur. Bu konu Şah Veliyyullah Dihlevî’ye göre çok önemli­dir. Zira İslâm’ın varlık ve bekası bunların elinde gerçekleşmiş, dünyanın dört bir tarafına bunlar sayesinde yayılmıştır. Dolayısıy­la onlar hakkında kuşku uyandırmak, Kur’ân’ın korunması, hadis­lerin nakledilmesi gibi konular da dahil olmak üzere, dinin özüne yönelik şüphe tohumlan atmakla aynı manaya gelmektedir.

O, bu önemli eserinde ilk defa, İslâm’ın tarihi ile müslümanların tarihini, dinin kendisi ile onu temsil eden insanların davra­nış ve yaşayışlarım birbirinden ayrı olarak değerlendirmiş, müslümanların tarihini, İslâm tarihi noktayı nazarından incelemiş ve tenkit etmiştir. [30]



[30] Karaman, H., Dört Risale, 142.