> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Hüccetullahil Baliğa > Hendek Ahzab savaşı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hendek Ahzab savaşı  (Okunma Sayısı 1229 defa)
17 Ocak 2011, 14:50:17
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 17 Ocak 2011, 14:50:17 »



Hendek (Ahzab) Savaşı:


Kureyş ve civar kavimler, her bir yandan Medine'yi sarınca, Rasûlullah (s.a.) Medine'nin etrafına hendek kazmış ve bu esnada' Allah'ın rahmeti çok çeşitli şekillerde kendisini göstermişti. Allah, onların desiselerini bozmuş ve müslümanlara hiçbir zarar vereme­den dağılmak zorunda kalmışlardı. Bu esnada birçok fevkalâde­likler ortaya çıkmıştı.

Câbir'in (r.a.) yemeği bereketlenmiş ve bir sâ' arpa ile bir kü­çük kuzudan yapılan yemek bin kadar kişiyi doyurmuştu.

Hendek kazımı sırasında, çıkan bir kayaya Rasûlullah (s.a.) balyozla vurunca çakan kıvılcımlar arasında Kisrâ'nm ve Bi­zans'ın sarayları gözükmüş ve Rasûlullah (s.a.), onların bütün mülklerinin fetholunacağını müjdelemişti.

Karanlık bir gecede çıkan korkunç bir rüzgar kâfirlerin kalbi­ne büyük bir korku salmıştı. Bunun sonucunda da dağılmışlar ve yenilmişlerdi.

Savaşın hemen akabinde ihanet içerisinde olan Kureyza oğul­ları kuşatılmış ve Sa'd'in (r.a.) hakemliğine razı olarak kalelerin­den inmek zorunda kalmışlardı. Sa'd, onların savaşçılarının öldü­rülmesine ve zürriyetlerinin esir edilmesine hükmetti. Bu hük­müyle o, hakka isabet etmişti.

Rasûlullah'ın (s.a.) Zeyneb'e (r.a.) karşı tabiî bir meyli vardı. Allah Teâlâ, ona bu imkânı tanıdı. Hem bunda dinî bir maslahat da bulunuyordu. Evlatlıkların eşlerinin kişiye helâl olduğu hükmü öğretilmiş olacaktı. Bunun üzerine kocası Zeyneb'i boşamış ve biz­zat Allah, onu peygamberine nikahlamıştı. [303]


Çeşitli Dua Ve Mucizeleri:

 

Cuma günü hutbe irad «derken bedevinin biri kalkmış ve: "Ya Rasûlallah! Mallar helak oldu; çoluk çocuk acından ölür hale geldi." demişti. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.), Allah'tan yağmur istedi. Gökte en ufak bir bulut parçası yoktu. Elini daha indirme-mişti ki gök hareketlendi, bulutlar peyda oldu ve yağmur yağmaya başladı. Öyle ki zararından korkar oldular. Bunun üzerine Rasû­lullah (s.a.): "Üzerimize değil, etrafımıza!" demeye başladı ve nere­ye işaret ettiyse orası açılmaya başladı.[304]

Elini kattığı şeylerde defaatle bereketlenme hasıl olmuştu. Câbir'in (r.a.) harmanı, Ümraü Süleym'in (r.a.) çöreği... vb. gibi. [305]

Benî Mustalik gazvesi sırasında melekler temessül ederek gö­zükmüş ve düşman korkmuştu.

Bu savaş esnasında Hz. Âişe'ye (r.a.) iftira atılmıştı. Allah Teâlâ'nın rahmeti, onun masum olduğunu beyan etmek suretiyle tecellî etmiş ve böylesi kötü bir iftirayı çıkarıp yayanlara had ceza­sı uygulanmasını emretmiştir.                                                               

Güneş tutulması anında hemen Allah'a tazarru ve niyazda bulunmuştur. Çünkü bu, Allah'ın âyetlerinden biri olmaktadır ve böyle anlarda Allah'ın seçkin kullarının kalplerine bir korku sı­zar. Bu esnada Rasûlullah (s.a.), kendisi ile kıble tarafındaki du­var arasında cennet ve cehennemi görmüştü. Bu, âlem-i misâle ait bir hükmün, belli bir mekanda zuhuru olmaktadır.

Allah Teâlâ, kendisine rüyasında fetih sonrası, başlarım tı­raş etmişler, saçlarım kısaltmışlar olarak korkusuzca Mekke'ye gi­rişlerini göstermişti. Bu rüya onların hemen umre için yola çıkma­larına sebep oldu. Ancak henüz vakti değildi. Böylece, Allah Teâlâ, onları pek çok fethin sebebi olan sulhun içine hiç farkında olma­dan çekmiş oluyordu.

Bunun bir benzeri de Hz. Âişe'nin (r.a.), Rasûlullah'ın (s.a.) ölümü sırasında Hz. Ebû Bekir (r.a.) ile Hz. Ömer'in (r.a.) birbirine ters düşen sözleri hakkındaki ifadesidir. Onların sözleri her iki bakımdan faydalı olmuştur. Allah Teâlâ, Hz. Ömer'in sözüyle mü­nafıkları zararsız hale getirmiş, Hz. Ebû Bekir'in sözüyle de hakkı açıklamıştır. Sonuçta iş, her iki grubun hoşlanmasalar da birleş­mesi noktasına varmıştır.

Elinde pek çok âyetler ortaya çıkmıştır. Birinde susamışlardı ve yanlarında bir kapta azıcık sudan başka bir şey yoktu. Rasûlul-lah (s.a.), ellerini kaba koydu. Bunun üzerine parmakları arasın­dan su fışkırmaya başladı.

Hudeybiye suyunu çekmişler ve kuyuda bir damla su bırak­mamışlardı. Rasûlullah (s.a.) onun bereketlenmesini istedi; bunun üzerine hem içtiler, hem de kırbalarını doldurdular.

Rıdvan bey'ati, gerçek mü'minlerin ihlâsını ölçmeye yaramış­tı. Hemen arkasından Allah, Hayber fethini nasip etti; bu Rasûlul-lah'ın (s.a.) ve müslümanlann cihad için güç kazanacakları mal ve mülke sahip olmalarım sağladı. Böylece, hilâfet nizamı başlamış oluyordu ve Rasûlullah (s.a.) artık, Allah'ın yeryüzündeki halifesi idi.

Yemeğine zehir katmışlardı. Allah Teâlâ, bunu kendisine haber vermişti.

Hayber günü Seleme b. el-Ekva'a (r.a.) bir darbe isabet etmiş­ti. Ona birkaç defa üfledi. Hiçbir şikayeti kalmadı.

Birinde kaza-yı hacet yapmak istemişti. Siper edinecek bir şey bulamadı. İki ağacı çağırdı. Burnundan bağlı develer gibi der­hal onun bu çağrısına icabette bulundular. İşini bitirince onları es­ki yerlerine gönderdi.

Uyku halinde iken kılıcını alıp tepesine dikilen bir düşman askerinin, Allah Teâlâ kalbine korku salmış ve ellerini bağlamıştı.

Daha sonra Allah Teâlâ, peygamberinin kalbine zâlim hü­kümdarlara lanette bulunmasını, onların saltanatlarına son ver­mesine, şaşaalarının yıkılmasına çalışmasını vahyetti. Rasûlullah (s.a.), Allah'ın bu doğrultudaki arzusunu yerine getirmek için ha­rekete geçti ve Bizans imparatoruna, İran kisrâsına ve belli başlı hükümdarlara mektuplar yazdı. İran kisrâsı çok büyük edepsizlik etti. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.) ona beddua etti ve Allah da onun saltanatını param parça eyledi.

Zeyd, Ca'fer ve Abdullah b. Revâha'yı (r.anhum) Mûte'ye gön­dermişti. Durumları kendisine açılmış ve onların şehadet haberini henüz haberci gelmeden önce ashabına bildirmişti.

Allah Teâlâ, fethi yaklaştıracak sebepler hazırlıyordu. Etraf Arap kabileleri halledilmiş, sıra artık Mekke'ye gelmişti. Tam bu sırada Kureyş ahdi bozmuştu; adeta gözleri kör olmuştu. Hâtıb, Rasûlullah'ın (s.a.) niyetini onlara bildirmek istemiş, Allah onun bu durumunu peygamberine bildirmişti. Sonunda, kâfirler hoşlan-masa da fetih tamamlanmış ve beklemedikleri bir anda İslâm Mekke'ye girmişti.                                                                                 

Huneyn gününde müslümanlarla kâfirler karşılaştığında, kâfirler üstün bir duruma geçmişlerdi. Bu anda Rasûluîlah (s.a.) ve ehl-i beyti tam bir istikamet örneği gösterdi. Rasûlullah (s.a.) bir avuç toprak alarak düşmanın yüzlerine savurdu. Bu son derece müessir oldu. İstisnasız her bir düşmanın gözüne toprak gitti ve arkalarını dönerek kaçmaya başladılar. Sonra Allah Teâlâ, müslü­manlann üzerine sekînet (güven) indirdi ve böylece toplandılar ve bütün gayretlerim ortaya koydular. Sonunda zafer kazanıldı. Müs­lümanlık iddiasında bulunan ve son derece iyi savaşan birinin ce­hennemlik olduğunu söylemişti. Az daha bazı insanlar bundan kuşku duyacaklardı. Sonra onun kendisini öldürdüğü ortaya çıktı.

Rasûlullah'a (s.a.) sihir (büyü) yapılmıştı. Allah'a, işin iç yü­zünü kendisine göstermesi için dua eyledi. Kendisine rüyasında iki adam geldi; sihri ve sihri yapanı bildirdiler.[306]

Zü'1-Huvaysıra kendisine gelmiş ve, "Ya Rasûlallah! Âdil ol!" demişti. Onun ve kavminin hali kendisine gösterilmiş ve onun hakkında şöyle buyurmuştu:

"İnsanların en hayırlı fırkasıyla savaşacaklardır. Alâmetleri siyah bir adam olup, pazusunun biri kadın memesi gibi olacak­tır. [307]

Hz. Ali (r.a.) onlarla savaşmış ve bu vasfı onlarda aynen gör­müştür.                                                                                                   

Ebû Hureyre'nin (r.a.) annesi için hayır dua etmiş ve kadın aynı günde iman etmiştir.

Rasûlullah (s.a.) bir gün şöyle buyurmuştur:

"Sizden hanginiz elbisesini yayacak da benim şu hadisimden bir şeyler alacak. Sonra onu göğsüne toplayacak. Muhakkak o, benden işittiği bir şeyi unutmayacaktır.[308]

Bunun üzerine Ebû Hureyre (r.a.) öyle yapmış ve onun sözle­rinden hiçbir şey unutmamıştır.

Cerîr'in (r.a.) göğsüne eliyle vurmuş ve "Allahım! Bunu sabit kıl!" diye dua etmiştir. Ondan sonra Cerîr attan hiç düşmemiştir. Daha önceleri bir türlü atın üzerinde duramazdı. [309]

Adamın biri, onun dininden dönmüştü, yer onu kabul etmedi.

Rasûlullah (s.a.), bir hurma kütüğüne yaslanarak hutbe irad ederdi.  Kendisine minber yapılıp da onun üzerine çıkınca, kütüğü bir iniltidir tutmuş, Rasûlullah (s.a.) onu alıp kucaklayıncaya ka­dar bu hali devam etmiştir.

Çok yavaş bir ata binmişti. "Bu atınızı derya bulduk. [310] bu­yurdu. Bundan sonra o at ile yarışa girilemez oldu.

Allah, zamanla dinini iyice sağlama aldı, bölük bölük heyetler gelmeye başladı, fetihler peşi peşine devam eyledi. Rasûlullah (s.a.), kabilelere devlet memurları gönderdi, ülkelere kadılar tayin eyledi ve böylece hilâfet tamamlanmış oldu. İşte böyle bir durum­da Allah Teâlâ, onun kalbine Tebük'e çıkmasını vahyetti. Böylece güç ve kudreti Bizans'a duyurulmuş olacak, o beldelerde bulunan halk İslâm'a boyun eğecekti. Bu gazve çok sıcak ve kıtlık olan bir mevsimde gerçekleşmişti. Allah Teâlâ, bu sayede gerçek mü'minlerle münafıkların arasım ayırmış oldu.

Rasûlullah (s.a.), Vâdi'l-Kurâ'da bir kadının bahçesine uğra­mıştı. Çıkacak ürünü hem kendisi hem de ashabı tahmin etmişler­di. Sonuç, aynen Rasûlullah'ın (s.a.) tahmini şeklinde gerçekleş­mişti.

Hicr[311] ülkesine vardıklarında, lânetli bir bölge olması hase­biyle oradan su içilmesini yasakladı. Bir gece kimsenin çıkmama­sını emretti. Buna rağmen bir adam çıktı ve T...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hendek Ahzab savaşı
« Posted on: 26 Nisan 2024, 04:17:49 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hendek Ahzab savaşı rüya tabiri,Hendek Ahzab savaşı mekke canlı, Hendek Ahzab savaşı kabe canlı yayın, Hendek Ahzab savaşı Üç boyutlu kuran oku Hendek Ahzab savaşı kuran ı kerim, Hendek Ahzab savaşı peygamber kıssaları,Hendek Ahzab savaşı ilitam ders soruları, Hendek Ahzab savaşıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes