Konu Başlığı: Harcamalarda gözetilen maksatlar Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Ocak 2011, 17:55:23 Harcamalarda Gözetilen Maksatlar: Harcamalar alanında gözetilen esas amaçlar şunlardır: 1. Kötürümlük gibi bir sebeple hiçbir şeye güç yetiremeyen insanların hayatlarını sürdürmelerine imkân tanımak, ihtiyacı olanların ihtiyaçlarını karşılamak, geride bırakılan kimsesizleri kollamak. 2. Şehiri/ülkeyi düşman saldırısından korumak, bunun için gerekli olan kaleler inşa etmek, sınır muhafızları beslemek, her türlü gerekli silâh ve teçhizatı hazır bulundurmak. 3. Şehir düzenini sağlamak ve yönetimi gerçekleştirmek. Bunun için gerekli olan emniyet, kaza, hadlerin infazı ve hisbe teşkilâtlarını oluşturmak. 4. Dini korumak. Bunun için gerekli olan imam ve hatiplik, vaizlik, müderrislik vazifelerini ihdas etmek ve bu görevleri yürütenlerin nafakalarım karşılamak. 5. Kamu yararına olan altyapı hizmetlerini gerçekleştirmek; nehir ve kanallar açmak, köprüler inşâ etmek vb. gibi. [457] Ülke İki Kısımdan Oluşur: İslâm ülkesi iki kısımdan oluşur: i. Hicaz gibi sadece müslümanlarm ikamet ettiği, ya da müs-lümanların çoğunlukta olduğu yerler. ii. Halkının çoğu kâfir olan, buna rağmen zorla ya da sulh yoluyla müslümanlarm egemenliğine girmiş olan yerler. İkinci kısımdan olan yerler, pek çok asker barındınlmasına, savaş için gerekli araç gereçlerin hazır bulundurulmasına, kadılar tayinine, muhafızların ve devlet memurlarının bulundurulmasına ihtiyaç duyar. Birinci kısımdan olan yerler ise, bu sayılan şeylere fazlaca ihtiyaç göstermez. [458] Şeriat, Malı Hikmet Gereği Dağıtır: Sâri' Teâlâ, beytülmalde toplanan malların, her bölgenin hususî yapısı dikkate alınarak dağıtılmasını irade buyurmuştur. Zekât ve öşür malları, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarının karşılanması için ayrılmıştır. Ganimet ve fey' mallarının harcama yerleri ise, daha çok savaşçı beslenmesi, dinin korunması, ülkenin düzen ve yönetiminin sağlanması için ayrılmıştır. Bunun için ganimet ve fey' mallarından yetimlere, yoksullara ve fakirlere ayrılan pay, sadakalardan (zekât) toplanan meblağdan kendilerine ayrılan paydan daha azdır. Ganimet ve fey' mallarından savaşçılara ayrılan pay ise, zekât mallarından ayrılan sehimlerine nisbetle çok fazladır. Sonra ganimet ancak zahmetlere katlanmak, bilfiil savaşmak, at koşturmak sonucunda ele geçirilir. Dolayısıyla onu ele geçirenlere ondan verilmemesi halinde kalplerinde hoşnutsuzluk belirir. Bütün insanlar için söz konusu olan külli kanunlar belirlenirken, mutlaka tüm insanların hallerinin dikkate alınması, tabiî rağbetin, aklî rağbetle birleştirilmesi gerekir. İnsanlar, savaş suretiyle elde ettikleri şeyden nasiplenmedikçe savaşa arzulu olmazlar. Bunun için ganimet mallarının beşte dördü savaşçılar arasında paylaştırılmıştır. Fey' malları ise, sadece müslümanlarm kâfirler üzerine saldığı korku sebebiyle toplanır. Bunun için bizzat savaş yapılmaz. Bu itibarla bu kabil malların belli bir zümreye (savaşçılara) harcanması gerekmez; Önem sırasına göre ihtiyaç mahallerine sarfedilmesi uygun olur. [459] Allah Teâlâ, Humusu Mirbâ'a Bedel Olmak Üzere Koymuştur: Humusun (beşte bir) aslı şudur: Cahiliye döneminde kavmin reisinin ve onun asabesinin elde edilen ganimetten mirbâ[460] alması öteden beri süregelmekte olan bir âdetti. Bu onların bilgileri arasında yer etmişti ve hemen hemen bundan dolayı hiçbir sıkıntı duymazlardı. Bununla ilgili olarak şâir şöyle demiştir: Şüphesiz her baskında aittir Mirbâ' bize, Gerçekleşen Necd'de ya da Tihâme yurdunda. Allah Teâlâ, humusu ülke ve din ihtiyaçları için tahsis kılmıştır. Bunu yaparken, insanlarca uygulanagelmekte olan şeye bir tür benzerliği esas almıştır. Nitekim peygamberlere inen âyetler, bir tür insanlar arasında yaygın olan telakkiler doğrultusunda iner. Mirbâ', kavmin reisinin ve onun asabesinin idi. Böylece onların önemi vurgulanmış olurdu. Çünkü onlar halkın işleriyle uğraşırlardı ve bu yüzden pek çok harcama yapmaya muhtaçtılar. [461] [457] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/559-560. [458] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/560. [459] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/560-561. [460] Ganimetin dörtte biri. [461] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/561. |