๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 26 Ocak 2011, 15:55:08



Konu Başlığı: Hac günlerinde umre
Gönderen: Sümeyye üzerinde 26 Ocak 2011, 15:55:08
Hac Günlerinde Umre:

 

Veda haccında Rasûlullah (s.a.) bazı şeyleri ortaya koymuş-

i. RasûluIIah'tan (s.a.) önce insanlar, hac günlerinde umre yapmayı en çirkin günahlardan sayarlardı. Rasûlullah (s.a.), bu tahrifi kesin olarak ortadan kaldırmak istedi.

ii. Henüz eski anılar daha taze olduğu için, umreden çıkıp hemen hac öncesinde, hammlarıyla ilişkide bulunmak ağırlarına gidiyordu. Hatta, "Yani, cinsel organlarımızdan meni damlayarak Arafat'a gideceğiz!" demişlerdi. Bu inanç, bir aşırılıktı. Dolayı­sıyla Rasûlullah (s.a.) koyduğu kesin tavırla bu yolu kapamıştı.[693]

iii. İhrama, haccın başlaması anında girilmesi, Allah'ın evine saygı bakımından daha kâmil olacaktı. [694]

 
Kurbanlık Sevketmek, İhramdan Çıkmaya Manidir:
 

Kurbanlık sevketmek, ihramdan çıkmaya mani idi; çünkü kurban sevketmek, onu boğazlayıncaya kadar ihram üzere devam edeceğine dair bir tür nezirdir. İnsanın üstlendiği şey, sadece için­den geçen bir düşünce ya da mücerred bir niyet ise, fiille munzabıt hale sokulmamışsa, bir önemi yoktur. Ama, fiille teyit edilmiş ve munzabıt hale sokulmuş ise, artık ona riayet gerekir. Zabturapt altına almak ise çeşitli sekilerde olur. Bunun en alt mertebesi dil ile söylemektir. En güçlüsü ise, sözle birlikte murad ettiği hale Özel aleni bir fiilin de bulunmasıdır. Kurbanlık şevki işte böyledir. [695]

 
Mina'ya Terviye Günü Çıkmak:
 

Terviye[696] günü olunca, Mina'ya yönelmişler ve hac için ihra­ma girmişlerdir. Rasûlullah (s.a.), devesine binmiş ve öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarım Mina'da kılmış, güneş doğun­caya kadar bir süre beklemiş, sonra yola koyularak[697] Nemire'ye in­miştir.

Terviye günü yola koyulması, hem kendisi hem de beraberin­de bulunan diğer insanlar için daha uygun olmasındandır. Çünkü o günde insanlar görülmedik bir kalabalık oluşturmaktadırlar; iç­lerinde zayıf ve hasta olanlar vardır. Bu durumda onların halinin de dikkate alınarak bu şekilde hareket edilmesi müstehap olmuş­tur.

Vaktinden önce Arafat sınırlarına girmemiştir. Çünkü eğer girseydi insanlar bunu bir sünnet edinirler ve vaktinden önce ora­ya varmanın sevaba vesile olduğuna inanırlardı. [698]




[693] bkz. Müslim, Hacc, 141.

[694] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/196-197.

[695] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/197.

[696] Yani Zilhicce'nin sekizinci günü.(Ç)

[697] Bir tarafı Arafat, diğer tarafı da Müzdelife ile birleşen vadi.

[698] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/197-198.