> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Hüccetullahil Baliğa >  Farklı hadislerle hükmetme ve tearuz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Farklı hadislerle hükmetme ve tearuz  (Okunma Sayısı 1354 defa)
05 Şubat 2011, 16:13:16
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 05 Şubat 2011, 16:13:16 »



7) Farklı Hadislerle Hükmetme Ve Tearuz


Çelişki Olmadıkça, Her Hadisle Amel Edilir;
 


Bu konuda asıl olan, çelişki sebebiyle aralarını telif etme imkânı bulunmaması hali hariç, her hadisle amel edilmesidir. As­lında hadisler arasında ihtilâf yoktur; ihtilâf sadece bizim bakışımızdadır.

Farklı iki hadisle karşılaştığımızda bakarız:

a) Hadisler fiil beyanına yönelik olabilir:

Bir sahâbînin “Rasûlullah (s.a.) bunu yaptı.” diğerinin de “Rasûlullah (s.a.) şunu yaptı.” demesi halinde, bu hadisler arasında çelişkiden (tearuz) bahsedilmez. Bu durumda o fiiller:

i. Eğer ibâdet türünden değil de normal davranışlarla ilgiliy­se, her ikisi de mubah olur.

ii. Veya sadece birinin bir tür ibadet manası taşıdığı görü­lürse o müstehap, diğeri de caiz olur.

iii. İkisinin de bir tür ibadet manası taşıması (kurbet olması) halinde her ikisi de, biri diğerinin yerini tutacak şekilde müste­hap ya da vacip olur.[701]

Sahabe âlimleri, sünnetlerle ilgili birçok konuda durumun böyle olduğuna işaret etmişlerdir. Meselâ, vitrin onbir rekat, do­kuz rekat, yedi rekat olması; teheccüd namazında açık ya da gizli okunması.., gibi. Aşağıda sıralayacağımız meseleler de işte bu esa­sa göre değerlendirilmelidir:

Namaza başlarken ellerin kulaklara ya da omuz hizasına kadar kaldırılması hakkındaki hadisler,

Teşehhüd konusunda gelen Hz. Ömer, İbn Mes’ûd [702] ve İbn Abbâs’a (r.anhum) ait farklı hadisler,

Vitrin tek başına bir rekat mı, yoksa üç rekat mı olduğunu ifade eden hadisler,

Tekbirden sonra namaza başlama duası  [703] hakkındaki ha­disler,

Sabah, akşam, diğer sebep ve vakitler sebebiyle yapılan du­alar hakkındaki hadisler...

iv. Veya esbâb-ı mûcibesi olması halinde bir sıkıntıdan kur­tulmanın yolları olurlar; keffâret için konulan alternatif hüküm­ler, bir görüşe göre eşkiyaya (muhârib) uygulanacak cezalar örne­ğinde olduğu gibi.

v. Veya gizli bir illet olabilir ve bu illet, fiillerden birini bir vakitte, diğerini de başka bir vakitte vacip ya da müstehap kılabi­lir, ya da bir şeyi bir vakitte vacip (azimet) başka bir vakitte de ruhsat kılabilir. Bu durumda onun araştırılması gerekir.

vi. Veya biri azimet, diğeri ise ruhsat olabilir, tabiî bu, birin­cisinin aslî hüküm olduğu, ikincisinde de meşakkatin dikkate alındığı gözükmesi halinde olur.

Nesh delilinin bulunması halinde ise, onunla hükmedilir.

b) Hadislerden biri fiil beyanına yönelik, diğeri ise Rasûlullah’a (s.a.) isnad edilen bir söz (merfû) olabilir.

Bu durumda bakılır:

i. Eğer sözün, haram ya da vücûba delâleti kat’î değilse veya merfûluğu kesin değilse, o zaman bu hadisler farklı vecihlere ihtimalli olurlar.

ii. Eğer merfû hadis kat’î ise, o zaman fiilin, onunla tahsîs edildiğine ya da neshedildiğine yorulur ve dolayısıyla (tahsîs ya da nesh) karineleri araştırılır.

c) Her ikisi de sözlü hadis olabilir. Bu durumda:

i. Hadislerden biri bir konuda açık, diğeri hakkında da müevvel olur, tevîl yakın ise; bu durumda birinin diğerinin beyanı ol­duğuna hükmedilir.

ii. Tevilin uzak olması halinde böyle bir hükme gidilmez; ger­çekten güçlü bir karinenin olması veya söz konusu tevilin fakîh bir sahâbîden nakledilmiş olması hali müstesnadır. Abdullah b. Selâm’ın cuma günü duaların kabul edildiği saatin, güneşin bat­masından az Önce olduğunu söylemesi gibi. Ebû Hureyre [704] ise, bu saatin namaz vakti olmadığını ifade etmiştir. Rasûlullah (s.a.) ise:

“O saatte, bir müslüman ayakta namaz kılıyorken istekte bulunur­sa...” buyurmuştur. [705] Abdullah b. Selâm bunu, “namazı bekle­yen ve sanki namazdaymış gibi ayakta duran” şeklinde tevil et­miştir. Bu görüldüğü gibi uzak bir tevildir, eğer bu fakih sahâbînin beyanı olmasaydı böyle bir tevil kabul edilemezdi.

Uzak tevilin ölçüsü, karinesiz ya da zorlama olmaksızın, normal akıl ve mantık ölçülerine vurulduğunda muhtemel görül­meyen bir mana olmasıdır.

Tevil, açık bir imâ veya mefhûma ya da mevrid-i nassa [706] muhalif ise, o takdirde asla caiz değildir.

Yakın tevile örnek, benzer bir hükümde âdeten bazı fertler hakkında kullanılmakta olan aram bir lâfzın, sadece o fertlere tah­sis edilmesi; âmm bir lâfzın, övgü yergi gibi tesamüh yoluyla yer etmiş bir şey hakkında kullanılması, âmm bir lâfzın, hükmün aslı­nı ifade ettikten sonra ona başka bir hüküm eklemek için sevkedil-miş olması... gibi şeylerdir. Bu, kaziyye-i mühmele kuvvetinde kılınır. Örnek:

“Göğün suladığının öşrü vardır.” [707]

“Beş veskten az olanın zekâtı yoktur.” [708] hadisleri gibi.

Her birini, menât ve münâsibin uygun düşmesi halinde belli bir surete hasretmek, her ikisini de imkân bulunması halinde kerahete ve kısmen cevaz hükmüne, kullanılan ağır ifadenin (teşdîd), gerekli mukaddimesinin bulunması halinde zecre (caydı­rıcılığa) hamletmek... hep yakın tevil örnekleridir.

“Size murdar hayvan haram kılındı.” [709] yani yemesi,

“Size analarınız haram kılındı.” [710] yani onların nikâhları, “Nazar haktır.” [711] yani tesiri, “Rasûl haktır.” yani hak olarak gönderilmiştir,

“Ümmetimden hata, unutma.., kaldırılmıştır.” [712] Yani bunla­ra gerekecek günah kaldırılmıştır,

“Tahâretsiz namaz yoktur.” [713]

“Velîsiz nikâh yoktur.” [714]

“Ameller ancak niyetlerledir.” [715] Yani, Allah Teâlâ’nın bu şeylere bağladığı sonuçlar, bu haldeki tasarruflar üzerine doğmaz,

“Namaza kalktığınızda yüzünüzü (...) yıkayınız.” [716] Yani eğer abdestli değilseniz...

Evet, buraya kadar verdiğimiz (bir takdiri gerekli kılan) bu örnekler, zahir olup müevvel değillerdir. Çünkü Araplar, bu lâfızlardan her birini bir yerde kullanmaktadırlar ve onunla o ye­re uygun düşen şeyi kastetmektedirler. Bu onların dili olmaktadır ve onlar bunları sözün zahirinden başka bir tarafa kaydırılması olarak görmemektedirler.

 

Fetva Ve Kaza Tasarrufuna Yönelik Farklı Hadislerin Değerlendirilmesi:
 

Farklı hadislerin, bir mesele hakkında fetva, bir olay hakkında kazâî hüküm olması durumunda bakılır; eğer ortada ayırıcı bir illet varsa, ona göre hükmedilir. Buna örnek: Bir genç, Rasûlullah’a (s.a.) oruçlu iken öpmenin hükmünü sormuş, bunu ona ya­saklamıştı. Aynı şeyi bir yaşlı sorunca ona ruhsat vermişti.

Eğer hadislerden sadece birinin evvelinde, ihtiyacın bulundu­ğuna veya soruyu soranın ısrarına veya ikmâlden geri durur ol­duğuna ya da, aşırılığa kaçan birini bu tavrından vazgeçirmek amacı taşıdığına delâlet eden bir kayıt varsa, o zaman azimet ve ruhsatla hükmedilir.

Hadisler, zorda kalanlara gösterilen çıkış yolları, caniye veril­miş cezalar veya bir yeminden dolayı getirilmiş keffâretler şeklin­deyse, o zaman onların her iki şeklinin de sahih olabileceğini ka­bul etmek caiz olacak, neshe de muhtemel bulunacaktır.

Özür kanı gören kadın hakkında işte bu esasa mebni hüküm verilir. O, böyle bir kadına bazen her namaz için boy abdesti alma­sı fetvasını vermiş, bazen âdet günlerinde ya da -kadını iki du­rum arasında muhayyer bıraktığı görüşüne göre- fazla kan gel­mesi halinde hayız görmekte olduğuna dair fetva vermiştir. Çünkü âdet ve kanın rengi, her ikisi de oruç hakkında hayız için belirti (mazinne) olmaya müsaittir. Bir görüşe göre üzerinde oruç borcu olarak ölen kimse hakkında yemek yedirmek konusu, yine bir görüşe göre namaz kılarken şüpheye düşen kimsenin hali de bu kabildendir. O, şüphesini iki yoldan biriyle giderebilir: Doğ­ruyu araştırmak ya da kesin olanı esas almak. Yine bir görüşe gö­re nesebin kâiflik [717] veya kur’a yoluyla isbatına hükmetmek de böyledir.




[701] Yani ikisinden hangisini yapacak olsa, kendisi için müstehap ya da va­cip olan şeyi işlemiş, eksik yapmamış olur; seçimli vacip ya da müste­hap gibi. (Ç)

[702] Abdullah b. Mes'ûd el-Hüzeli, ilk müslüman olanlardandır. Rivayete göre ilk müslüman olan altıncı adamdır. Rasûlullah'ın (s.a.) hizmetinde bulunurdu. İki hicrette bulunmuş, Bedir, Uhud, Hendek, Rıdvan Bey'atı ve Yermûk'e katıymıştır. Rasûlullah (s.a.) yanında birçok sahâbî ve tabiînden de hadis rivayetinde bulunmuştur. Hz. Ömer (r.a.), onu Kûfe'ye din öğretmeni olarak göndermiştir. Hz. Osman (r.a.)   zamanında Medine'ye dönmüş ve hicrî 32 senesinde ölünceye kadar ora­da kalmıştır.

[703] Sübkâneke..., înnî veccehtü vechî.., duaları gibi. (Ç)

[704] Adı, Abdurrahman b. Sahr ed-Devsî'dir. Hicrî yedinci senede Hayber gazvesinin akabinde Medine'ye muhacir olarak gelmiş ve ölünceye ka­dar Rasûlullah'tan ayrılmamıştır. Ondan en çok hadis rivayet eden sahâbîdir. Kendisinden de, Saîd b. el-Müseyyeb, âzâdlısı el-A'rec gibi pek çok tabiîn hadis rivayet etmiştir.  Hicrî 58 yılında vefat etmiştir.

[705] Bkz. İbn Mâce, İkâmet, 99.

[706] Hakkında açık nass bulunan şeye.(Ç)

[707] Buhârî, Zekât, 55; Müslim, Zekât, 8; Ebû Dâvûd, Zekât, 5.

[708] Buhârî, Zekât, 4, 24; Müslim, Zekât, 1, 3; Ebû Dâvûd, Zekât, 2.

[709] Mâide: 5/3.

[710] Nisa: 4/23.

[711] Buhârî, Tıbb, 36; Müslim, Selâm, 41.

[712] İbn Mâce, Talâk, 16.

[713] Buhârî, Vudû', 2; Müslim, Taharet, 1; Ebû Dâvûd, Taharet, 31.

[714] Buhârî, Nikâh, 36; Ebû Dâvûd, Nikâh, 19.

[715] Buhârî, îmân, 41; Müslim, İmâre, 155.

[716] Mâide: 5/6.<...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Farklı hadislerle hükmetme ve tearuz
« Posted on: 25 Nisan 2024, 12:10:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Farklı hadislerle hükmetme ve tearuz rüya tabiri, Farklı hadislerle hükmetme ve tearuz mekke canlı, Farklı hadislerle hükmetme ve tearuz kabe canlı yayın, Farklı hadislerle hükmetme ve tearuz Üç boyutlu kuran oku Farklı hadislerle hükmetme ve tearuz kuran ı kerim, Farklı hadislerle hükmetme ve tearuz peygamber kıssaları, Farklı hadislerle hükmetme ve tearuz ilitam ders soruları, Farklı hadislerle hükmetme ve tearuzönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes