๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 17 Ocak 2011, 15:19:16



Konu Başlığı: Esnemek
Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Ocak 2011, 15:19:16
Esnemek:


Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Esnemek, ancak şeytandandır. Bu itibarla biriniz, esnemesi geldiği zaman mümkün mertebe onu geri çevirmeye çalışsın. Siz­den biriniz esnediği zaman şeytan güler.[197]

Esnemek, insan bedeninin tembelliğinden ve usangaçhktan kaynaklanır. Şeytan, böyle bir anda fırsat bulur. Kişi ağzını açıp da "Hâaah!" diye ses çıkardığında şeytan ona güler; çünkü bu, hiç de hoş görülmeyen bir görüntüdür.

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Sizden biriniz esnerken, elini ağzına koysun. Yoksa ağzına şeytan girer. [198]

Şeytan, bir sinek ya da haşeratı harekete geçirir ve kişinin açık ağzına sokar. Bazen bu yüzden yüz sinirleri gerilebilir ki, biz bunu gördük. [199]

 
Yolculuk Âdabı: Gece Vakti Yalnız Yola Çıkmak:

 

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Eğer insanlar, yalnızlıkta bulunan ve benim bilmekte oldu­ğum şeyleri bilselerdi, hiçbir süvari yalnız başına gece vakti yola çıkmazdı. [200]

Bu hadisiyle Rasûlullah (s.a.), kişinin kendisini, zaruret ol­madıkça tehlikeli durumlara atmasının, gözü kara hareket etmesi­nin mekruh olduğunu belirtmek istemiştir. Zübeyr'i (r.a.) yalnız başına gözcülük yapması için göndermesi ise, bir zarurete dayalı olmuştu. [201]

 
Yolculuk Esnasında Köpek Ve Çan Bulundurma:
 


Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Melekler, beraberinde köpek ve çan bulunan yolculara eşlik etmez.[202]

"Çan, şeytan düdükleridir. [203]

Sert madenî ses, şeytan ve avanelerine uygun düşer; ancak melekler, yaratılışlarından kaynaklanan bir sebepten dolayı on­dan hoşlanmazlar. [204]

 
Yola Çıkma Ve Dönme Âdabı:
 

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Yolda verimli yerlerden geçerken develere o yerde nasiplerini verin! Çorak yerde yolculuk yaparsanız, oradan hızlı geçin! Gecele­yin mola verirseniz yoldan sakının. Çünkü yol, geceleyin hayvanla­rın güzergâhı, haşerâtın sığınağıdır. [205]

Yolculuk, azaptan bir parçadır. Sizden birinizi, uykusun­dan, yemesinden ve içmesinden alıkoyar. Biriniz hacetini isteği doğrultusunda gördü mü hemen bir an evvel evine dönsün! [206]

Rasûlullah (s.a.), fazla önemsiz şeylerin peşine düşülerek, bu yüzden yolculuk süresinin uzatılmasını hoş karşılamamıştır.

Dönüş için de şöyle buyurmuştur:

"Birinizin gurbeti uzadığı zaman, ailesinin yanma geceleyin dönmesin! [207]

İnsan, çoğu kez toz toprak içinde ve darma dağınık bir vaziyette olma yüzünden tabiî olarak nefret duyabilir. Dolayısıyla bu durum, ağızlarının tadının bozulmasına sebep olabilir.      [208]                 

 
Güzel İsim Ve Lâkaplar Seçmek:
 

İnsanlar arasında gerekli olan âdâbdan bir diğeri konuşma, (isimlendirme) vb. gibi konularla ilgilidir. Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Kıyamet gününde Allah katında en çirkin isim, 'Meliku'l-emlâk' diye isimlendirilen kişinin ismidir.[209]

"Allah'tan başka melik yoktur. [210]

Ebu'l-Hakem şeklinde künye verilmesi hakkında da şöyle bu­yurmuştur:

"Hakem, ancak Allah'tır ve hüküm yalnızca O'na aittir. [211]

Rasûlullah (s.a.), bu yasaklamaları, tazimde gösterilen aşırı­lık yüzünden ve bunun neredeyse şirke varan bir mahiyet arzet-mesinden dolayı yapmıştır.

İsimlendirme hakkında da şöyle buyurmuştur:

"Çocuğuna Rabâh, Yesâr, Necîh (ya da Eflah) ve Nâfî' adı koyma! Çünkü sen 'Orada mı o?' dersin, o orada olmaz da 'Hayır der. [212]

Câbir (r.a.), şöyle demiştir: "Rasûlullah (s.a.), Ya'lâ, Bereket, Eflah, Yesâr, Nâfi' ve benzeri isimlerin verilmesini yasaklamak is­temişti. Zamanla onun bu konuda ses çıkarmadığını gördüm. Son­ra da vefat etti ve böyle bir yasaklamada bulunmamıştı. [213]

Bu yasağın sebebi, bu tür isimlerin konuşma esnasında hoş olmayan manaların anlaşılmasına zemin hazırlar olmasıdır. Bu itibarla bunlar "Ecda' = burnu kesik" gibi isimlere benzer. Rasûlul­lah (s.a.), "Ecda', şeytandır. [214]buyurmuştur.

İki hadis arasını şöyle telif edebiliriz: Rasûlullah (s.a.), yasak­lama üzerinde kararlı olmamış, teyit yoluna gitmemiştir. Aksine bunu, bir tür meşveret mahiyetinde yasaklamıştır. Yahut yasak alâmetleri ortaya çıkmış ve bu yüzden yasaklamıştı. Râvî, Rasû-lullah'ın (s.a.) bunu içtihadı bir tasarruf olarak yasakladığını söy­lemiştir. Hadislerin farklılık arzetmesi halinde, ziyadeyi ezberle­miş olan, onu ezberlememiş olana karşı hüccet sayılır.

Kanaatimce bu izah, sahabenin uygulamasına daha uygun düşmektedir. Çünkü onlar, bu isimleri ad olarak kullanagelmişlerdir. [215]



[197] Buhârî, Edeb, 138.

[198] Ebû Dâvûd, Edeb, 5026.

[199] Maksat, şeytanın iğvasına açık otur, şeklinde de olabilir.

Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/629.

[200] Buhârî, Cihâd, 135.

[201] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/629-630.

[202] Müslim, Libâs, 103.

[203] Müslim, Libâs, 104.

[204] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/630.

[205] Müslim, İmâre, 178.

[206] Müslim, İmâre, 179.

[207] bkz. Müslim, îmâre, 180-185.

[208] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/630-631.

[209] Buhârî, Edeb, 114; Müslim, Âdâb, 20.

[210] Müslim, Âdâb, 21

[211] Ebû Dâvûd, Edeb, 62 (4955), Sünne, 5.

[212] Müslim, Âdâb, 11, 12; Ebû Dâvûd, Edeb, 4958.

Rasûlullah (s.a.) bunu, bazılarının bu isimlerden teşe'ümde bulunabileceği gerekçesiyle tenzîhî olarak yasaklanmıştır. Yasak, karışıklığa yol açacak benzeri manalar içeren diğer isimler için de söz konusudur. (Ç)

[213] Müslim, Âdâb, 13.

[214] Ebû Dâvûd, Edeb, 62.

[215] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/631-632.