๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 26 Ocak 2011, 15:11:49



Konu Başlığı: Ehlullah ile halk arasındaki fark
Gönderen: Sümeyye üzerinde 26 Ocak 2011, 15:11:49
Ehlullah İle Halk Arasındaki Fark:


Bu iki haslet arasında, bir yönden bağdaşmazlık ve çelişki vardır. Çünkü kalbin soyutlanmaya (tecerrüd) meyli ile, rahmet ve sevgiye (meveddet) boyun eğmesi, insanların çoğu hakkında özel­likle de güçleri çatışmalı olanlarda bir arada bulunmaz. Bunun içindir ki ehlullahtan birçoğunun dünyadan el etek çektiklerini, uzlet hayatı yaşadıklarını, çoluk çocuktan ayn yaşadıklarını, in­sanlardan çok uzak bir hal aldıklarını görürüz. Halka gelince, on­lar çoluk çocuğa karışırlar, meşgalelere kendilerini kaptırırlar. O derecede ki bu durum, onlara Allah'ı anmayı unutturur.

Peygamberler (s.a.), her iki maslahata birden riayet etmeyi emrederler. Bunun için de, bu iki haslet hakkında müşkil noktala­rın diğerlerinden ayrılması ve konunun iyice açık bir hale getiril­mesi konusunda aşırı özen gösterirler. Şeriatlarda muteber olan ahlâk anlayışı[770] da işte budur. [771]

 
Melekleşmeye Ya Da Şeytanlaşmaya Götüren Diğer Bazı Davranışlar:
 

Sözü edilen huyların ve onların zıdlarının etkisini yapan bazı fiil ve davranışlar daha vardır. Bunlar da, insanı meleklerin ya da şeytanların mizaçlarına yaklaştırır, yahut nefsin bu iki gruptan biri tarafına olan meylinden kaynaklanır. Dolayısıyla bunlara yö­nelik emir ve yasaklar da bulunur. Bunlardan bazılarını daha önce zikretmiştik.

Şu hadislerde sözü edilen fiil ve davranışlar bu kabildendir:

"Şüphesiz şeytan, solu ile yer, solu ile içer.[772]

"Ecda[773] şeytandır.» [774]

"Meleklerin saf oldukları gibi, saf tutamaz mısınız? [775]

 
Rasûlullah (S.A.) Sözü Edilen Dört Huya Sahip Olunmasını Emretmiştir:
 

Rasûlullah (s.a.), bu dört huyun elde edilebilmesini sağlaya­cak fiil ve davranışları emretmiştir. İhbât (teslimiyet) ve tazarru halinin devamını sağlamak için zikirler emretmiş, sabır ve infâkta bulunmayı emretmiş, lezzetleri alt üst eden ölümün ve âhiretin çokça hatırlanmasını teşvik etmiş, dünyayı insanların gözünden düşürücü açıklamalar yapmış, Allah'ın celâli ve kudretinin azame­ti üzerinde düşünmelerini teşvik etmiş, böylece semahat sahibi ol­malarını amaçlamıştır. Adalet vasfına sahip olabilmeleri için, has­ta ziyaretini, iyilik yapmayı, akraba haklarını, selâmı yaymayı, hadleri yerine getirmeyi, iyiliği emredip, kötülüğe karşı durmayı emretmiştir. Bu fiil ve davranışları son derece açık olarak beyan etmiştir.

Bize ve tüm müslümanlara yaptığına karşılık, Allah Teâlâ bu şerefli peygamberi en güzel karşılıkla mükâfatlandırsın!

Eğer bu esaslar anlaşüdıysa, artık konuyla ilgili bazı ayrıntı­lara geçebiliriz.

Allah'u a'lem! [776]



[771] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/217.

[772] Müslim, Eşribe, 105; Ebû Dâvûd, Afime, 19.

[773] Burnu ya da bir organı kesik manasınadır.(Ç)

[774] Hadis, kötü isimlerin insanın mizacına etki edeceğini ifade eder. Hz. Ömer, adının Mesrûk b. Ecda' olduğunu söyleyen birine, bunun ne biçim   isim  olduğunu,   Rasûlullah'tan,   Ecda'ın  şeytan  olduğunu duyduğunu söylemiştir, bkz. İbn Mâce, Edeb, 31.(Ç)

[775] Müslim, Salât, 119.

Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/217-218.

[776] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/218.