Konu Başlığı: Cüveyriye hadisinin sırrı Gönderen: Sümeyye üzerinde 25 Ocak 2011, 18:27:10 Cüveyriye Hadisinin Sırrı: Rasûlullah (s.a.), eşi Cüveyriye'nin (r.a.) yanından ayrılırken o namaz kılıyormuş, tekrar döndüğünde hâlâ namaz kılmaktay-mış. Ona: "Hâlâ şu namazlığında mısın?" demiş, o da, "Evet," deyince şöyle buyurmuş: "Senden sonra ben dört kelimeyi üç defa söyledim, eğer senin söylediklerinle tartılacak olsa, onlar ağır gelirdi; Sübhânallahi ve bi hamdihî adede halkıhî ve rıdâ nefsihî ve zinete arşihî ve midâde kelimâtihî.[810] Manası: Mahlukâtı sayısınca, kendisinin rızasmca, arşının ağırlığınca, kelimelerinin yettiği yere kadar Allah'ı teşbih eder, O'na hamd ederim. Bu hadisin sırrı şudur: Amel, deftere yazılıp orada yer edince, onun açılması ve genişlemesi, o kelimenin manasına göre olur. Eğer kelime, "mahlukâtı sayısınca" gibi bir kelime ise, onun açılımı da öyle olur. Bil ki: Kimin en çok meyli, nefsin, zikrin manasının rengini alması doğrultusunda ise, onun hakkında münasip olanı, zikrin çokça yapılmasıdır. Kimin de en çok meyli, amelin suretinin sahi-fede korunması ve ceza gününde ortaya çıkması doğrultusunda ise, onun için en faydalı olanı da, zikirler arasında nitelik bakımından diğerlerine üstün olan bir zikrin seçilmesidir. Burada birileri kalkarak, madem ki, bu kelimeleri üç defa söylemek, diğer zikirlerden efdaldir, bu durumda çok zikir yaparak, tüm zamanları zikir ederek geçirmek boşunadır, şeklinde bir itirazda bulunamaz. Çünkü üstünlük bakış açısına göre değişir. Rasûlullah (s.a.), bu hadisi Cüveyriye'yi (r.a.) en kolay amele irşad buyurmak için söylemiş ve onu açık bir şekilde buna teşvik etmiştir. Rasûlullah'ın (s.a.), sünneti üzere zikre, tehlîl ile birlikte Allahu ekber ve daha başka lâfızları eklemesinin sırrı, nefsin zikre karşı uyarılmasını sağlamak, tek bir kelimenin dilde laklaka halini almasına imkân vermemektir. [811] 5. Dua Zikirleri: Bedeni ve nefsi için yararlı olan şeyleri istemesi. Huyunun güzelleştirilmesini, üzerine sekine inmesini, yahut evinin, malının, makamının idaresi açısından kendisi için hayırlı olan şeyleri istemesi; aynı şekilde kendisi için zararlı olacak şeylerden Allah'a sığınması. Bunun sırrı, Hakk'ın âlemdeki tesirinin müşâhade edilmesi, her türlü güç ve kudretin O'ndan başkasında bulunmadığının ilân edilmesidir. [812] [810] Ebû Dâvûd, Salât, H. No: 1503 (2/81) [811] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/227. [812] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/228. |