Konu Başlığı: Cuma vakti alış veriş yapmak Gönderen: Sümeyye üzerinde 22 Ocak 2011, 16:43:44 Cuma Vakti Alış Veriş Yapmak: Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Cuma günü namaza çağrıldığında hemen Allah'ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın! [1261] Yasak hükmü, imamın minbere çıktığı anda okunan ezana bağlıdır. Alış veriş ve benzeri tasarruflarla uğraşmak çoğu kez namazın terki, hutbe dinlemenin terki gibi sonuçlara sebebiyet verir Bu itibarla cuma (iç) ezam ile birlikte bu gibi tasarrufların yapılması yasaklanmıştır. [1262] Narh Koyma: Fiyat Sınırlaması: Hadiste belirtildiğine göre Rasûlullah (s.a.) zamanında fiyatlar yükselmişti. İnsanlar Rasûlullah'a (s.a.) başvurarak fiyatlara narh koymasını istemişlerdi. Rasûlullah (s.a.) bu isteğe şöyle cevap verdi: "Fiyattan belirleyen; yükselten ve alçaltan, rızkı veren ancak Allah'tır. Ben, şüphesiz Allah Teâlâ'ya üzerimde hiçbir kimsenin hakkı olmadan kavuşmayı umuyorum.[1263] Aslî hüküm; müşterilerle, mal sahibi satıcılar arasında dengeyi bulmak ve her iki tarafın da zarar görmemesini, zarar gö-receklerse her iki tarafın da eşit oranda görmesini sağlamaktır. Bu ise gayet zordur. Bu itibarla Kasûlullah (s.a.), bundan sakınmış ve müdahalesinin kendisinden sonra gelen yöneticiler tarafından bir sünnet edinileceğinden endişe etmiştir. Bununla birlikte satıcıların, herkesçe açık bir zulüm yaptıkları görülürse, o zaman durumun değiştirilmesi caizdir. Çünkü bu yeryüzünde bozgunculuktur; önlenmesi gerekir. [1264] Borç İlişkilerinin Yazılması Ve Şahit Tutulması: Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Ey iman edenler! Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman, onu yazın[1265] Borçlanma, tartışma ve nizaya en çok sebebiyet veren bir muamele türüdür. İhtiyaç bulunduğu için ondan vazgeçme imkânı da yoktur. Bunun için Allah Teâlâ, borç ilişkilerinin yazılması ve üzerine şahit tutulması konusunda kesin emrini indirmiş; teminat olmak üzere rehin ve kefalet müessesesini meşru kılmış; şehâdette bulunmayıp, olayı saklamanın günahım açıklamış, kitabet (noterlik) ve şahitlik görevini sosyal içerikli yükümlülüklerden kılmıştır. [1266] Selem Akdi: Rasûlullah (s.a.) Medine'ye geldiği zaman, insanlar meyve konusunda bir, iki, üç,,, sene gibi sürelerle selem muamelesinde bulunuyorlardı. Bunun üzerine Rasülullah (s.a.) şöyle buyurdu: "Her kim, bir şey konusunda selem akdi yapacaksa, belli ölçüde, belli tartıda, belli bir müddete kadar yapsın![1267] Bu kayıtlar, mümkün mertebe nizanın önünü almak içindir. Aşırılığa kaçmaksızın, bir şeyi belirleyecek diğer evsaflar da hadiste zikredilen kayıtlara kıyas edilmiştir. Karz (borç verme), işin başı itibariyle teberru gibidir. Ayrıca iare manası da taşır. Bu yüzden nesîe (ödenmesi sonraki bir tarihte olmasına rağmen) caiz olmuş, ancak Ödemede fazlalık haram sayılmıştır. [1268] [1261] Cum'a62/9. [1262] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/349. [1263] Ebû Dâvûd, Büyü', 3451. [1264] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/350. [1265] Bakara 2/282. [1266] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/350. [1267] Müslim, Müsâkât, 127. [1268] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/350-351. |