Konu Başlığı: Cuma namazının sevabı Gönderen: Sümeyye üzerinde 30 Ocak 2011, 13:47:02 Cuma Namazının Sevabı: Sonra Rasûlullah (s.a.), cuma namazını tam, âdâb ve erkânına riayet ederek kılan kimselerin sevabını açıklamış; bunun, iki cuma arasında işlenilmiş günahlara keffâret olacağım beyan buyurmuştur. Zira bu, nur deryasına dalması, müslümanlann duasının kapsamına girmesi, onlarla sohbet feyzine nail olması, öğüt ve nasihat bereketine ulaşması ve daha başka faydalar elde etmesi için yeterli bir miktardır. [303] Cuma Günü Camiye Erken Gitme: Rasûlullah (s.a.), cuma günü camiye erken gitmenin sevabını açıklamış, elde edecekleri sevabı; deve, sığır, koç ve tavuk kurban etmek gibi bir benzetme ile açıklamıştır. Bu saatler, cumanın vacip olduğu andan, hutbenin irad olunacağı vakte kadar olan kısa vakitlerdir. Bilesin ki, uzak yakın herkese yönelik bütün namazlar, sadece iki rekat şeklinde kısa tutulmuştur. Bunların uzun olması, insanlara ağır gelir; oysa ki bu tür cemaatler içerisinde zayıf, hasta ve iş güç sahibi olanlar bulunur. [304] Cuma Namazında Açıktan Okunur: Cuma namazında açıktan okunur ve böylece insanların Kur'ân üzerinde daha iyi düşünmelerine imkân verilir; ayrıca Kur'ân'ın Önemi ve İslâm toplumundaki yeri de vurgulanmış olur. [305] Cuma Hutbesi: Cuma namazında bir de hutbe bulunur ve bununla cahillerin bilgilendirilmesi, unutanların hatırlatılması amaçlanır.[306] Rasûlullah (s.a.), cuma namazında iki hutbe okur, ikisi arasında otururdu. Oturma, hem hatibin, hem de cemaatin dinlenmesini ve zindeleşmesini sağlar.[307] [303] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/87. [304] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/87. [305] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/88. [306] Aslında cuma hutbesi sadece öğretmek ve hatırlatmak için irad edilmez. Halife adına okunması ve yerleşim biriminin en yetkili mülkî âmiri tarafından, haftanın bir tür değerlendirilmesinin de yapılması hasebiyle, siyasî bir içerik de taşır.(Ç) [307] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/88 |