๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 15 Şubat 2011, 14:54:53



Konu Başlığı: Bu ilim ehil olmayanlara nasip olmaz
Gönderen: Sümeyye üzerinde 15 Şubat 2011, 14:54:53
Bu İlim, Ehil Olmayanlara Nasip Olmaz:


Bu yüzdendir ki, bu ilim öteden beri ehil bulunmayanlardan hep esirgenmiş, onun hakkında, Allah’ın kitabını tefsir için gerekli şartlar aranmıştır. Sünnet ve diğer naklî delillere dayanmayan mücerred şahsî/indî görüşlerle bu alana dalmak haramdır.

 

Rasûlullah’a (s.a.) Muhalefet Edenin Benzeri:

 

Bu anlattıklarımızdan şer’î hükümlerle yükümlülük konu­sunda çıkacak sonucu şu benzetme iyice ortaya koyar: Efendinin uşakları hastalanır. Bunun üzerine efendi, adamlarından birini onlara ilaç içirmek üzere görevlendirir. Eğer uşaklar, ona itaat ederler ve ilacı içerlerse efendilerine itaat etmiş olurlar, efendileri kendilerinden hoşnut olur ve onları ödüllendirir, kendileri de has­talıktan kurtulmuş olurlar. Eğer uşaklar görevlinin sözünü tut­mazlarsa, efendiye isyan etmiş olurlar; efendi onlara kızar ve kötü bir şekilde cezalandırır; tabii ilacı içmedikleri için hastalıktan kur­tulamayacaklarından da helak olurlar.

Meleklerden rivayetle kendisini niteleyen bir hadisinde Rasû­lullah (s.a.) işte bu manaya işaret etmiş olmaktadır. Hadis şöyle­dir:

“Onun (Rasûlullah’ın (s.a.) ) durumu temsili bir konak inşa eden adamın durumuna benzer. Adam orada bir ziyafet sofrası kurar ve bir davetçi çıkarır. Kim, davetçiye icabet ederse konağa girer ve ziyafet sofrasından yer. Kim de davetçiye icabet etmezse, konağa giremez ve ziyafet sofrasından yiyemez.” [103]

Yine şöyle buyurur:

“Şüphesiz benim ve Allah’ın benimle gön­derdiği şeyin misali, bir kavme gelen bir adamın haline benzer, O adam şöyle der:

‘Ey kavmim! Ben orduyu iki gözümle gördüm. Ben gerçekten çıplak [104] bir uyarıcıyım. Kurtulmaya bakın! Kurtulmaya bakın!’ Kavminden bir grup onun uyarısına kulak verir ve geceden yola çıkarak yavaş yavaş giderler ve kurtulurlar. Onlardan bir grup da onu yalanlarlar ve oldukları yerde sabahlarlar. Sonunda ordu onlar üzerine bir baskın yapar ve onları helak eder, köklerini kurutur.” [105]

Bir kudsî hadiste de şöyle buyurur:

“Bunlar, sadece size iade edilen amellerinizdir.” [106]

Bu anlattıklarımıza nazaran, iki durum (görüş) arasında orta bir nokta bulunmaktadır ve buna göre hem fiillerde bulunan özel­liklerin, hem de vaciplik ve haramlık hükmünün inmesinin, sevap ve cezaya müstahak olmada bir etkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu orta nokta, “Cahiliye döneminde yaşayan insanlar, işledikleri­ne karşılık ceza görürler mi? Yoksa görmezler mi?” konusu ile ilgili olarak gelen birbiriyle çelişir vaziyetteki deliller arasını da bula­caktır.



[103] Buhârî, İ'tisâm, 2; Tirmizi, Edeb, 86.

[104] Araplar bir casus gönderdiğinde, eğer o düşman askerini görürse kavmine soyunarak çıplak vaziyette döner ve onları uyarırdı. Daha etkin olması için böyle yaparlardı.

[105] Buhârî, İ'tisâm,  ; Müslim, Fedâil, 16.

[106] Benzeri bir hadis için Bkz. Müslim, Birr, 55.