๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 02 Şubat 2011, 18:58:55



Konu Başlığı: Ayakkabıyla namaz kılmak
Gönderen: Sümeyye üzerinde 02 Şubat 2011, 18:58:55
 

Ayakkabıyla Namaz Kılmak:


Yahudiler, papuçlarıyla, mestleriyle namaz kılmayı mekruh sayarlar ve bunun bir saygısızlık olduğunu söylerlerdi. Çünkü in­sanlar, büyüklerin huzuruna girdiklerinde ayakkabılarını çıkarır­dı. Nitekim, “Ayakkabılarını çıkar; çünkü sen kutsal Tuvâ vadisindesin.” [1158] Ayeti de bu manayı ifade etmektedir.

Konunun bir yönü daha vardı. O da, ayaklara mest ya da ayakkabı vb. giymenin erkeğin giyimini tamamlayan unsur olma­sıydı. İşte bu yüzden Rasûlullah (s.a.) birinci kıyası terketti ve yahudilere muhalefet olması için ikincisini teyit etti ve şöyle buyur­du:

“Yahudilere muhalefet edin; çünkü onlar, ayyakkabıları ve mestleriyle namaz kılmazlar.” [1159]

Sahih olan görüşe göre, namazı ayakkabıyla ya da yalın ayak kılmak aynıdır.

Rasûlullah (s.a.) namazda iken “sedel” şeklini yasakladı. Bu­nun tarifi hakkında çeşitli şeyler söylemişlerdir:

i. Bazıları, kişinin elbisesine dolanması ve ellerini içine sokmaşıdır demişlerdir. İleride de geleceği gibi, çuval gibi sarmalan­mak en çirkin giyim tarzıdır. Çünkü insan tabiatına ve elleri ser­best bırakmak şeklinde öteden beri gelen giyim âdetine aykırıdır. Üstelik bu tür giyim tarzı, çoğu kez bir şeyi tutmak için ellerini el­bisenin altından çıkarma zorunda kalacağı için avret yerinin açıl­masına sebep olur.

ii. Bazıları da, elbisenin iki ucu tutturulmadan yukarıdan aşağı bırakılmasıdır, demişlerdir. Bu tarz da, güzel görünümü ve kemal halini zedeleyicidir.

Görünümün tam olmasından maksadımız, örf ve âdete göre eksiği olmayan giyiniş tarzıdır. İnsanların giyim tarzları ve elbise­leri farklıdır, fakat her giyimin/elbisenin kendisine göre bir tam şekli vardır. Bu siyerden öğrenilebilir. Rasûlullah (s.a.) bu konu­yu, o zamanki Arap örfü üzerine bina etmiştir. [1160]



[1158] Tâhâ: 20/12.

[1159] Ebû Dâvûd, Salât, 88; Ahmed, 1/248.

[1160] Diğer baskılarda birinci cild burada sona ermektedir. (Ç)