๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 22 Ocak 2011, 15:17:38



Konu Başlığı: Avret ve tesettür
Gönderen: Sümeyye üzerinde 22 Ocak 2011, 15:17:38
AVRET VE TESETTÜR


Cinsel Fesat Kapısının Kapatılması:
 

Erkekler, kadınlara bakmaktan etkilenirler. Bu, onları tahrik eder ve kadınlara karşı arzu duymalarını sağlar. Aynı şey kadınlar için de geçerlidir. Bu çoğu kez, şehvetin gayri meşru yollardan giderilmesi gibi bir sonuca götürür; başkasının nikâhlısının peşine düşmek, yahut nikâhsız birliktelik, yahut denkliğe aldırmamak gi­bi. Bu konuda müşahedelerimiz, yazıya dökülenlere ihtiyaç bırak­mayacak ölçüdedir.

Bu durumda hikmet, bu kapının kapatılmasını gerektirir. An­cak kadınlarla erkeklerin bir arada bulunmasını gerektiren zaru-Aret halleri de bulunmaktadır. Bu durumda her iki durumun itiba-ralınarak kademeli bir şekilde önlem alınması gerekmiştir.

Şeriat, bu konuyu düzenlemek için çeşitli hükümler koymuş­tur. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz: [1390]

 
1. Kadının, Bir Zaruret Olmadıkça Evinde Durması:
 

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Kadın, avrettir. Dışarı çıktığı zaman şeytan gözünü ona di­ker.[1391]

Şeytandan maksat, onun avaneleridir. Yahut burada, fitne sebeplerinin hazırlanmasından kinaye vardır.

Allah Teâlâ da şöyle buyurmaktadır:

"Evlerinizde vakarınızla oturun, ilk cahiliye devri kadınları­nın açılıp saçılarak, ziynetlerini göstererek yürüyüşü gibi yürümeyin.[1392]

Hz. Ömer (r.a.), kendisine bahşedilen hikmet-i teşrî' ilmi sâikiyle bu hicâb hükmünün inmesine karşı son derece haris idi. Hatta dışarı çıkan peygamber hanımlarından Sevde'ye, "Ya Şevde, şüphesiz sen kendini bizden gizleyemiyorsun!" diye çağırmıştı. [1393]

Ancak Rasûlullah (s.a.), bu kapının tamamen kapatılmasın-daki zorluğu gördüğünden, bunu bağlayıcı olmaksızın mendup bir hüküm kılmış ve:

"Allah, ihtiyaçlarını görmeniz için çıkmanıza izin verdi. [1394] buyurmuştur. [1395]



[1390] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/389.

[1391] Tirmizî, Radâ', 18.

[1392] Ahzâb 33/33.

[1393] bkz. Müslim, Selâm, 17.

[1394] Buharı, Nikâh, 115; Müslim, Selâm, 17.