Konu Başlığı: Asker donatımının sevabı Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Ocak 2011, 18:06:53 Asker Donatımının Sevabı: Rasülullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah yolunda bir gaziyi donatırsa, o da gaza etmiş demektir. Ve her kim gazinin ailesi hakkında hayırla onun yerini tutarsa muhakkak gaza etti demektir[400] "En üstün sadaka, Allah yolunda dikilen çadırın gölgesidir. [401] Bunun sırrı şudur: Bu, müslümanlara faydalı olan, onlara yardımcı olma manası içeren bir ameldir. Gaza ya da sadakadaki mana da budur. [402] Şehidin Durumu: Rasülullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Eğer bir kimse Allah yolunda yaralanırsa ki Allah, kendi yolunda yaralananı pekâlâ bilir- kıyamet gününde yarası fışkırarak gelir; renk kan rengi, koku da misk kokusu. [403] Amel, hey'et ve suretiyle nefse yapışır ve amele nisbetle kat kat artırma manası içeren şeyi beraberinde sürükler. Mücâzât; nimet, rahat ve huzurun en yakın bir surette temessülü esasına dayanır. Şehit kıyamet gününe geldiği zaman, üzerindeki ameli ortaya çıkar ve nimetlenmesi amelinin suretinde olur. Rasülullah (s.a.), Allah Teâlâ'mn, "Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın; aksine onlar Rableri katında diri olup rızık-lanmaktadırlar. [404] buyruğu hakkında şöyle demiştir: "Onların ruhları bir takım yeşil kuşların kursaklarındadır. Onlar için Arş'a asılı kandiller vardır. Cennette istedikleri yerde dolaşır, sonra bu kandillere tünerler... [405] Allah yolunda öldürülende iki haslet bir arada bulunur: i. İnsanî ruhu (neşeme) tam ve kâmil olarak varlığını sürdürmeye devam eder, dünya hayatında içine dalmış olduğu bilgileri yok olmaz. Bu aynen, geçimi ile meşgul olan birinin uyku haline geçmesi gibi olur. Şiddetli hastalıklara yakalanarak Ölen kimsenin durumu ise farklıdır; ölüm hastalığı onun mizacını değiştirir ve ona içinde olduğu birçok şeyi unutturur. ii. Alemin nizamına yönelik olan, Hazîre-i kuds'ün ve nıukar-rab meleklerin kendisiyle dolmuş olduğu ilâhî rahmet, onu her bir tarafından kuşatır. Kendisi Allah'ın dinini ikâme çabası içerisinde iken ruhu çıktığı zaman, Hazîre-i kuds ile onun arasında büyük bir pencere açılır ve oradan ünsiyet, nimet ve rahat huzmeleri iner. Hazîreikuds ona misâli bir nefes verir ve amelinin karşılığı, beklentisi doğrultusunda temessül eder. Bu iki hasletin bir araya gelmesinden tuhaf şeyler meydana gelir. Bunlardan bazıları şunlardır: i. Nefsi, Arş'a bir tür asılı halde temessül eder. Bu, Hamele-i Arş içine girmesi, himmetini oradakilere yöneltmesinin bir sonucudur.[406] ii. Kendisi için yeşil bir kuş bedeni temessül eder. Bunun kuş şeklinde olması, yeryüzündeki varlıklara nisbetle kuşun durumu ne ise, meleklere nisbetle de kendisinin durumunun o olması sebebiyledir. Renginin yeşil olması, görünümünün güzel olmasındandır Nimeti ve rahatı, rızık suretinde temessül eder. iii.Nitekim nimet dünyada, meyve ve kızartma olarak temessül etmektedir. [407] Cihâd Ve Nefis Terbiyesi: Sonra cihâdın nefis tezkiyesine yönelik olanı olmayanı arasını ayırmak gerekmiştir. Bu karışık bir konudur. Şeriat, cihad hükmünü iki amaca yönelik olarak koymuştur: i. Mahalle, şehir ve ülke nizamının sağlanması, ii. Nefislerin kemâle erdirilmesi. [408] [400] Müslim, İmâre, 135. [401] Tirmizî, Fedâilu'l-cihâd, 5; Ahmed, 5/270. [402] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/545. [403] Müslim, İmâre, 105. [404] Bakara 2/169. [405] Müslim, İmâre, 121. [406] Yani nasıl ki kuşlar, yeryüzündeki hayvanların hükümlerini icmâlî olarak taşıyorsa, bu da meleklere ait hükümleri icmâlî olarak taşır. O yüzden de kuşlar gibi temessül eder. [407] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/545-546. [408] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/546. |