Konu Başlığı: Allah yolunda olan savaşçı kimdir? Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Ocak 2011, 18:05:21 Allah Yolunda Olan Savaşçı Kimdir? Rasûlullah'a (s.a.) şöyle sordular: "Ya Rasûlullah! Adam var şecaat için çarpışır. Adam var hamiyet için çarpışır. Adam var ganimet için savaşır. Adam var adı anılsın diye savaşır? Bunların hangisi Allah yolundadır?" Rasûlullah (s.a.), "Kim yalnız Allah'ın dini yüce olsun diye çarpışırsa, işte o Allah yolundadır." buyurdu.[409] Daha önce de zikrettiğimiz gibi ameller bedenler; niyetler de bu bedenlerin ruhlarıdır ve ameller ancak niyetlere göre itibar görür. Ruhsuz cesede itibar yoktur. Bazen niyet, insanın kendi elinde olmayan, ihmale dayanmayan bir mazeret sebebiyle işleyeme-mesi halinde amelin faydasını verir. Şu hadis bu manayı ifade etmektedir: "Gerçekten Medine'de öyle adamlar var ki, siz bir yolda yürür veya bir vadiyi geçerseniz sizinle beraber olurlar. Kendilerini mazeret alıkoymuştur. [410] Eğer bir ihmal sonucu ise, niyet tam olmadığı için herhangi bir sevap gerekmez. [411] At Besleme: Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Bereket, atların alınlarındadır. [412] "Atların alınlarında kıyamet gününe kadar hayır düğümlenmiştir: Ecir ve ganimet! [413] Bil ki: Rasûlullah (s.a.), genel hilâfet göreviyle gönderilmiştir. Dininin diğer dinlere galebe çalması, ancak cihad ve cihad için gerekli teçhizatın hazırlanmasıyla mümkündür. Eğer müslümanlar, cihadı terkederler ve ziraat için öküzlerin kuyruğuna yapışırlarsa, onları her bir yandan zillet bürür ve diğer din sâlikleri onlara galebe çalar. Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah yolunda, Allah'a inanarak, vaadini tasdik ederek bir at beslerse; onun doyması, suya kanması, dışkısını atması, işemesi kıyamet gününde o kimsenin terazisinde (ecir olarak) yer alır. [414] Çünkü at besleyen kişi, onu doyurmak, içirmek için zahmetlere göğüs gerer, dışkısını, sidiğini temizler... bütün bunlar sebebiyle sıkıntılara katlanır. Onun bu ameli, zahmetine katlandığı şeyler suretinde tasavvur olunur ve kıyamet gününde de bütün bunlar bu suret ve şekilleriyle ortaya çıkar. [415] Okçuluk: Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Allah Teâlâ bir ok sebebiyle üç kişiyi cennete Sokar; onu Allah'ın rızasını kazanmak için yapanı, onu atanı ve onu uzatanı (cepheye ulaştıranı). [416] "Kim Allah yolunda bir ok atarsa, bu onun için bir köle azadına denktir. [417] Allah Teâlâ, kâfirlerin zararsız hale getirilmesi, onların zulümlerinin bertaraf edilmesi, ancak bu tür faaliyetlerle mümkün olacağını bildiği için, O'nun küfrün ve zulmün izâlesine yönelik olan rızası bizzat bu faaliyetlere intikâl etmiştir. [418] Meşru Bir Mazerete Binaen Cihaddan Geri Kalmak: Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Köre vebal yoktur, topala vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur. [419] "Allah ve Rasûlü için Öğüt verdikleri takdirde zayıflara, hastalara ve savaşta harcayacak bir şey bulamayanlara savaşa katılmamalarından ötürü bir günah yoktur. [420] Rasûlullah (s.a.) da cihada katılmak isteyen birine, "Senin anan baban var mıdır?" diye sormuş, adam evet deyince de, "Sen onlar için çalış!" buyurmuştur. [421] Derim ki: Topyekün halkın cihada katılması, kurulu düzenlerini bozar. Bu itibarla savaşa herkesin katılmayıp, ihtiyaçların karşılanması için gerekli hizmetleri yürütecek bazılarının geride kalması gerekir. Savaş için, âyetlerde adı geçen illetlere sahip olmayanlar taayyün etmektedir. Çünkü özürlü olan insanların savaşa katılmaları zordur, üstelik onların İslâm için bir katkıları da olmaz; hatta zararlı olurlar. Bu itibarla onlar ihtiyaç olması halinde geri hizmetlerinde istihdam olunurlar. [422] [409] Müslim, İmâre, 149-151. [410] Müslim, İmâre, 123 [411] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/547. [412] Müslim, İmâre, 100. [413] Müslim, İmâre, 96-99. [414] Buhârî, Cihâd, 45; Nesâî, HayI, 11. [415] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/547-548. [416] Ebû Dâvûd, Cihâd, 23; Tirmizî, Cihâd, 11. [417] bkz. İbrı Mâce, Cihâd, 19. [418] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/548. [419] Fetih 48/17. [420] Tevbe9/91, [421] Buhârî, Cihâd, 138; Müslim, Bİrr, 5; Ebû Dâvûd, Cihâd, 31. [422] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/548-549. |