Konu Başlığı: Allah Teâla takdire yazma demiştir Gönderen: Sümeyye üzerinde 03 Şubat 2011, 23:11:41 Allah Teâlâ, Takdire “Yazma” Demiştir: Kısaca söylemek gerekirse, bu birbirine bağlı şeylerin tamamına ait bir suret ortaya çıkmaktadır ve buna “yazrna” tabir edilmektedir. Bu ifade, siyaset-i medeniyye konusunda “yazmak” fiilinin tayın ve îcâb üzere kullanılmasından alınmıştır. Şu âyet ve hadisler buna örnek teşkil eder: “Size oruç yazıldı...” [902] “Sizden birinize ölüm geldiğinde vasiyette bulunması yazıldı.” [903] “Allah Teâlâ, kulu üzerine zinadan nasibini yazmıştır.” [904] Sahâbînin, -Ka’b b. Mâlik’in [905] ifade ettiği gibi- henüz ordu için bir kütüğün olmadığı bir dönemde “Falanca savaşa yazıldım” ifadesini kullanması da bu kabildendir. Bunun benzeri, Arap şiirlerinde gerçekten çoktur Hadiste “elli bin sene” ifadesinin kullanılması, gerçekten böyle bir sayıyı belirlemek için olabileceği gibi, müddetin uzunluğunu beyan (çokluktan kinaye) için de olabilir. İnsanoğlu, Aslî İstidadı Üzere Sorgulanır: Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurur: “Şüphesiz Allah Teâlâ Adem’i yarattı, sonra sırtını sağıyla sıvazladı...” [906] Allah Teâlâ, insanlığın atası olmak üzere Âdem’i (s.a.) yarattığı zaman, zürriyetine ait özellikleri, onlara ait hakikatleri onun vücuduna yerleştirdi. Allah Teâlâ ona bir vakit verdi ve Âdem, vücudunun kasd-ı ilâhî üzere içermiş olduğu hakikatleri öğrendi; Allah ona, zürriy etini başgozüyle âlem-i misale ait görüntüsüyle göstermiş, onların seâdet ve şekavetlerini nur ve zulmet ile sahip oldukları yükümlülük kabiliyetini sual ve cevap ve kendi üstlenmeleri şeklinde temsil etmişti. Şu halde insanlar, aslında (âlem-i misâldeki) aslî istidatlarıy-la muahaze olunurlar, fakat zahir âlemde muahaze o istidadın kalıba konulmuş şekline (yani amellere) nisbet edilir. [902] Bakara: 2/180. [903] Bakara: 2/183. [904] Ahmed, 2/276, 317; Müslim, Kader, 20, 21. [905] Ensâr'dan Hazrec kabilesine mensup ashaptan ve İslâm'ı kılıçlarıyla ve dilleriyle müdafaa eden üstün şairlerdendi. Muaviye döneminde vefat etti. [906] Hadisin devamı şöyle: "Ve ondan bir zürriyet çıkardı ve şöyle buyurdu: “Bunları cennet için yarattım, onlar cennet ehlinin amelini işlerler.” Sonra sırtını bir daha sıvazladı ve ondan bir zürriyet daha çıkardı ve şöyle buyurdu: “Bunları da cehennem için yarattım, onlar cehennem ehlinin amelini işlerler.”... Bkz. Muvatta, Kader, 2. |