๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Hüccetullahil Baliğa => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 08 Şubat 2011, 15:33:30



Konu Başlığı: Allah Teâlâ düzeltici peygamberler gönderir
Gönderen: Sümeyye üzerinde 08 Şubat 2011, 15:33:30
Allah Teâlâ, Düzeltici Peygamberler Gönderir:


Gerçek dine sokulan bâtılların bir kısmı açık şirk ve gerçek tahriflerdir. Her halükârda, insanlar bu yüzden sorguya çekilirler. Bir kısmı ise gizli şirk ve kapalı tahrif biçimindedir. Allah Teâlâ, onlara peygamber gönderip, hüccet ikame edip, işin hakikatini göstermedikçe, bunlar sebebiyle sorgulamaya gitmez. Böylece, ya­şayanın açık bir delille yaşaması, helak olanın da açık bir delille helak olması temin edilmiş olur.

Allah Teâlâ, onlara peygamberini gönderdiği zaman, o her şe­yi aslına çevirir, daha önceden gönderilmiş olan dinin hükümleri­ne bakar: Onlardan, dinin nişanelerinden hiçbir türlü şirke bulaş­mamış olanlarını, dinin esaslarıyla uygunluk arzeden ibadet şekillerini ve muamelât türlerini olduğu hal üzere bırakır. Onlardan unutulmaya yüz tutmuş olanlarını açığa çıkarır, her şey için rü­kün ve sebepler hazırlar.

Mevcut tahrifleri, lakayt tavırları ortadan kaldırır ve onların dinden olmadığını açıklar.

O günün maslahatına bağlanmış bulunan hükümleri tespit eder ve bunlardan, zamanla âdetlerin değişmesine parelel olarak, artık o maslahatları gerçekleştirmez hale gelenleri değiştirir. Zira hükümlerin konulmasında gözetilen temel amaç maslahatlardır. Maslahat açık olmadığı için hüküm, onu içinde bulunduran mahal­le (mazinne) bağlanır. Bir şey, belli bir dönemde, falanca hükme mahal olabilir. Ancak daha sonra durum değişir ve artık mahallik-ten çıkar ve o maslahatı gerçekleş ti rmiyor olabilir.  Meselâ, hum­manın (sıtma) illeti, esasında vücuttaki unsurların (hılt ç. ahlat) galeyana gelmesidir. Ama doktor, humma halini nisbet edeceği du­rumlar belirler ve onları hummaya mahal/sebep kılar. Güneşte yü­rümek, yorucu harekette bulunmak, falanca yiyeceği yemek gibi. Bu sayılanların hükme mahal (mazinne) olmaları ortadan kalka­bilir ve bu durumda hükümler değişir.

Gönderilen peygamber, ayrıca Mele-i a’lâ’nın üzerinde icmâ etmiş olduğu şeyleri, şeriata ilave eder. Bu tür işlemler, insanların işledikleri, itiyat edindikleri, hakkında bilgi sahibi oldukları ve böylece içlerinde iyice yer etmiş olan şeyler hakkında olur.

 

Hz. Muhammedi’den (s.a.) Önceki Peygamberler, Önceki Şeriatlara İlave Ederler, Eksiltme Yoluna Gidemezlerdi:
 

Bizim Peygamberimiz’den (s.a.) önce gelen peygamberler, bir önceki peygamberin şeriatı üzerine ilavede bulunurlar, ondan bir şey çıkaramazlar, değişiklik yapamazlardı. Bunun istisnası çok az­dı.  Meselâ, Hz. İbrahim (s.a.), Hz. Nuh’un (s.a.) şeriatına hac menasiki, fıtratla ilgili bazı hükümler, sünnet olma.., gibi bazı şeyleri eklemişti. Hz. Mûsâ (s.a.), Hz. İbrahim’in (s.a.) şeriatına, deve eti­nin haram kılınması, cumartesi gününe saygı gösterilmesi, zina edenlerin recmedilmesi.., gibi bazı hükümleri ilave etmişti. Bizim peygamberimiz (s.a.) ise, hem ziyade etmiş, hem eksiltmeye git­miş, hem de değişiklikler yapmıştır.