Konu Başlığı: Alış verişle ilgili bazı hükümler Gönderen: Sümeyye üzerinde 22 Ocak 2011, 16:48:03 ALIŞ VERİŞLE İLGİLİ BAZI HÜKÜMLER Ticarî Muamelelerde Hoşgörülü Davranmak: Rasûlullah s.a.) şöyle buyurmuştur: "Allah, satarken, alırken, hakkını tahsil ederken müsamahalı davranan kula rahmetiyle muamele buyursun![1234] Semahat, temel huylardan biridir. Nefsin tezkiye ve kemâli ancak onunla mümkündür; hatalarla kuşatılmaktan kurtulması bu haslete sahip olmasına bağlıdır. Öbür taraftan şehir düzeninin sağlanmasında da önemli yeri vardır. Halk arasındaki yardımlaşmanın mesnedini semahat vasfı oluşturur. Almak, satmak, borç tahsil etmek gibi muameleler, semahat vasfıyla ters düşebilecek bir mahiyet arzeder. Bu yüzden Rasûlullah (s.a.) buna dikkat çekmiş ve bu gibi muamelelerde müsamahalı davranmanın müste-haplığını beyan buyurmuştur. [1235] Alış Veriş Esnasında Yemin Etmek Mekruhtur: Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: 'Yemin; malı bitirir, bereketi götürür. [1236] Alış veriş esnasında çokça yemin etmek iki sebepten dolayı mekruhtur: i. Karşıdaki insanların aldatılmasına sebep olur. ii. Kalpte Allah Teâlâ'nın ismine saygı kalmaz. Yalan yemin, malı bitirir; çünkü sürüm müşteriyi inandırmaya bağlıdır, yemin de bunu yapar; bereketi de götürür; çünkü bereket meleklerin hayır dualarına mazhar olmasına bağlıdır. Melekler ise, yaptığı kötü muamele sebebiyle ondan uzaklaşmışlar, hatta beddua eder olmuşlardır. Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Ey tüccar topluluğu! Şüphesiz alış veriş esnasında yersiz sözler, yalan eksik olmaz. Bu itibarla ona sadaka karıştırın.[1237] Sadaka, işlenen günahlara keffâret olacak, nefsin taşkınlığı sebebiyle kaçırılan şeyleri bir tür telafi edecektir. [1238] Altın Paraların, Gümüş Paralarla Mübadelesi: Rasûlullah (s.a.), altın alacağının gümüşten, gümüş alacağının da altından tahsilinin, behemehal akit meclisinde o günün kurundan bedellerin kabzedilmiş olması şartıyla caiz olacağını beyan etmiştir. [1239] Çünkü eğer aralarında akit sona ermez ve bir şey kalırsa, meselâ altının gümüşle bozulmasının sarrafların söyleyeceği orana bağlı olması, yahut tartma memurunun tartmasına bağlanması gibi o zaman tarafların itiraz etmeleri ve niza çıkarmaları mümkündür; dolayısıyla muamele şaibesiz olmaz. O yüzden, sarf muamelesinin akit meclisinde bitirilmesi şart koşulmuştur. [1240] Satılan Ağaç Üzerindeki Meyveler; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Herhangi bir hurmalığın ağaçlan aşılanma işlemi bittikten sonra satın alınırsa, o ağaçların meyvesi aşılama işlemini yapan satıcıya aittir; ancak müşterinin şart koşması hali hariç. [1241] Çünkü bu işlem, ağacın üzerinde icra edilmiş fazladan bir iştir. Meyve bunun sonucu kendi mülkünde iken ortaya çıkmıştır. Bu haliyle meyve, kişinin evine koyduğu bir eşyaya benzer. Dolayısıyla onu, kendi hakkı olarak elde etmesi gerekir. Ancak akit esnasında aksi durum tasrih edilmişse o zaman durum başka olur. [1242] [1234] Buhârî, Büyû',16; İbn Mâce, Ticârât, 28. [1235] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/345. [1236] Buhârî, Büyü', 26; Müslim, Müsâkât, 131. [1237] Ebû Dâvûd, Büyü', 1; İbn Mâce, Ticârât, 3 [1238] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/345-346. [1239] bkz. İbn Mâce, Ticârât, 51. [1240] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/346. [1241] Buhârî, Büyü', 90; Müslim, Büyü', 78. [1242] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/346. |