Konu Başlığı: Akîka Gönderen: Sümeyye üzerinde 20 Ocak 2011, 18:49:33 AKÎKA Akîka Sünnettir: Bil kî: Araplar eskiden beri çocukları için akîka kurbanı keserlerdi. Akîka, onlarca gerekli bir şeydi ve güçlü bir âdetti. Bunda, millî (dinî), medenî ve nefsânî yönden birçok maslahat vardı. Bu yüzden Rasûlullah (s.a.), bu güzel âdeti olduğu gibi bıraktı, üstelik onunla kendisi de amel etti ve insanları teşvikte bulundu. Bu maslahatlardan bazıları şunlardır: i. Akîka, nesebin sübûtunun güzel bir yolla duyurulmuş olmasını sağlar. Hoşlanılmadık şeyler işitilmemesi için, nesebin sübûtunun şöyle ya da böyle yayılması gereklidir. Sokak sokak dolaşıp da benim bir çocuğum doğdu diye bağırmak hiç de güzel bir şey olmaz. Bu durumda böyle güzel bir yolla duyurulması taayyün eder. ii. Sehâvet dürtüsüne uymak, cimrilik dürtüsüne karşı koymak anlamı taşır. iii. Hıristiyanlar, bîr çocukları olduğu zaman "ma'mûdiyye" adını verdikleri sarı bir su ile vaftiz ederler ve çocuğun bununla hıristiyan olduğunu söylerlerdi. Onların bu sözlerine nisbet (müşâkele) olmak üzere şu âyet inmiştir: "Allah'ın boyası (ile boyalanın). Boya yönünden Allah'tan daha güzel kim olabilir?![80] Bu durumda hanîf müslümanların, onların yaptıklarına nisbet olsun diye, çocuğun Hz. İbrahim ve Hz. İsmail şeriatına tabi hanîf biri olduğunu ihsas edecek bir şey yapmaları müstehap olacaktır. Onlara has olan fiiller arasında en meşhur ve nesiller arasında kuşaktan kuşağa tevarüs olunanı, icmâ ile sabit olan onun oğlunu kurban etmek istemesi, sonra Allah Teâlâ'nın her ikisine de in'âmda bulunarak İsmail yerine büyük bir koç fidye indirmesidir. Onların şeriatlarında yer alan hükümlerden en meşhuru da hacdır; hacda ise tıraş olma ve kurban kesme vardır. Bu durumda kurban ve tıraş yoluyla onlara benzemeye çalışmak, hanîf İslâm şeriatının yüceltilmesi ve çocuğa, bu şeriata has olan işler yapıldığının ilânı olacaktır. iv. Çocuğun ilk doğduğu anda yapılan bu fiil, kendisine -Hz. İbrahim'in yaptığı gibi- sanki oğlunu Allah yolunda feda etmiş gibi gelir. Bu ise, ihsan ve tâatle ilgili fiilleri müteselsil olarak harekete geçirir. Nitekim bu manayı, Safa ile Merve arasında sa'ydan bahsederken anlatmıştık. [81] Akîka Kurbanı Doğumun Yedinci Gününde Kesilir: Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Çocukla birlikte akîka vardır; onun için bir kan akıtın ve ondan ezayı giderin.[82] "Çocuk, akîkası karşılığında rehinedir; yedinci günde onun için kurban kesilir, isim konulur ve tıraş edilir. [83] Akîka kurbanı kesilmesi emrinin gerekçesini zikretmiştik. Bunun yedinci günde olması ise şunun içindir: Doğum ile akîka arasının ayrılması gerekir. Çünkü aile, ilk anda annenin ve çocuğun sağlığının düzene girmesi için uğraşırlar. Bu durumda onların meşgalelerini artıracak başka bir şeyle yükümlü tutulmaları uygun olmaz. Hem nice insan vardır ki, zaman ayırmadan bir koyun bulup da kurban edemez. Hal böyle iken bu kurbanın ilk gün kesilmesi emredilecek olsaydı, işleri zorlaşırdı. Yedi gün, doğumla akîka arasını ayırmak için elverişli bir zamandır ve fazla uzun da değildir. Çocuktan ezâ verici şeylerin izale edilmesine yani saçlarının kesilmesine gelince, bu hacıya benzemek içindir ki daha Önce bahsetmiştik. Ad konulmasının bu gün yapılması ise, çocuğun daha önce isme ihtiyaç duymamasındandır. [84] [80] Bakara 2/138. [81] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/457-458. [82] Buhârî, Akîka, 2; Ebû Dâvûd, Edâhî, 20; îbn Mâce, Zebâih, 1. [83] Ebû Dâvûd, Edâhî, 20; İbn Mâce, Zebâih, 1. [84] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/458. |